Müşavirlik görevine atanmak için bekleyen Halil Çorba, Özden Keser, Haliç Üresin ve Altay Fırat isimli 4 Müdür, müşavirliği sonlandıran “Üst Kademe Yöneticiliği Yapan Kamu Görevlilerinin Atanması Hakkında (Değişiklik) Yasası”nın yürürlüğe girmesi sonrası adeta ortada kaldı. 4 isim, hem müşavirlikten, hem de müdürlük görevlerinden oldu.

Konuyla ilgili Kıbrıs Postası’ndan Ertuğrul Senova'ya konuşan UBP Güzelyurt Milletvekili Menteş Gündüz, müşavirliğin kaldırılmasına ilişkin yasa konusunda meclis kürsüsünden defalarca kez kaos çıkacağına dair iktidarı uyardıklarını fakat sonuç alamadıklarını söyledi.

“HAVADA KALDILAR VE MAAŞ ALAMAYACAKLAR”

Gündüz, 4 müdürün ortada kalışını şöyle yorumladı;

“Bu konu çok hassas bir konu… Bu konu; bu kadar sene hizmet vermiş müdürlerin ne hale geldiğinin konusu. Meclis kürsüsünden defalarca söyledik, söylediklerimizi dikkate almadılar. Kaos çıkacak, kurumsal hafıza yok olacak dedik, insanları paniğe sokacaksınız dedik, dediklerimizin hepsi teker teker çıkmaya başladı. Son gelinen aşamada dört tane müdür iki yılını doldurmadığı için, 14 günlük maaş alacak bunun sebebi de şu; bu insanlar bizim söylediğimiz gibi yapılmış ve teşkilat şemaları görev, yetki ve sorumluluğunu belirten şemaları çıkmış olsaydı; görevlendirilip, görev yerlerine gideceklerdi. Şuanda bu insanların Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından nereye yönlendirilecekleri belli değil. Gidecekleri yer belli olmadığı için de bu insanlar şuanda havada kaldılar ve maaş alamayacaklar. Ancak ne acıdır ki; bu insanlar zaten kamu görevlisi. Biri okul müdürlüğü yapmış, biri müdür muavini… Bu göreve (Müşavirlik) gelmeselerdi maaşları devam edecekti. Bunu bile yapmaktan aciz bir hükümet. Bizi dikkate alsalar bunlar hiç olmazdı.”

“KEŞKE HAKLI ÇIKMASAYDIK…”

Müşavirliği kaldıran yasayla ilgili, daha önceleri hükümet yetkililerine defalarca kez görüş belirttiklerini söyleyen Gündüz, iktidarın insanları mağdur etmek için elinden geleni yaptığını savundu. Gündüz, şöyle devam etti;

“Bu müdürler iki yılını doldurmamış müdürlerdir. Bu isimler; Halil Çorba, Özden Keser, Haliç Üresin ve Altay Fıratgöz. Biz demiştik ki bir çizgi çizilsin, altında kalanlar atandığı şekilde görevden alınsın, çizginin üstünde kalanlar da zaten yeni yasaya göre bilerek geleceği için o yasayı uygulasın ve hiçbir kaos oluşmasın. Bunu anlatamadık… Anlatamadığımız halde ne olacağını da söyledik. Keşke haklı çıkmasaydık ama bütün söylediklerimiz bir bir çıkıyor. İnsanları mağdur etmek için ellerinden gelen her şeyi yapıyorlar.”

“BUGÜN 4, YARIN ALLAH BİLİR KAÇ…”

İlgili yasanın oluşturacağı mağdurlar ordusuna değinen UBP’li vekil, ortada kalan isimlerle ilgili üretilebilecek tüm kararların yine çıkmaza gireceğine dikkat çekti. Gündüz şöyle konuştu;

“Şuan yapmaları gereken; bakanlıklardan biri çıkıp diyecek ki; ben bu isimleri bakanlığıma alıyorum. Ama bu noktada da şu sorular çıkıyor; hangi kadroya, hangi teşkilat şemasına, hangi görev, yetki ve sorumluluğa?  Yarın dese ki bakanlığa aldım ben sizi. Desem ki sen bu görevi yapacaksın. Peki, sen, sayın bakanım bu görev benim yetki ve sorumluluğumda değil dersen ne olacak? Nere göre değerlendireceksin? Bunların hepsini anlattık ama anlamadılar… Maalesef bugün bu 4 arkadaşımız, yarın Allah bilir başka kaç kişi çıkacak…”

“YASA BEŞİNCİ VERSİYONUNA GELDİ…”

İlgili yasanın, ana muhalefetin telkinleri sayesinde beş versiyon değiştiğini belirten Gündüz, yasanın ilk versiyonuyla ilgili “Okuduğunuz zaman parmaklarınızı ısırırdınız” yorumunda bulundu. Deneyimli siyasetçi konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Üst Kademe Yöneticiliği değişiklik yasasının ilk versiyonunu okuduğunuz zaman parmaklarınızı ısırırdınız. Telkinlerimiz sayesinde; özellikle benim televizyonlardan, parti başkanlarına gidip birebir yaptığım diyaloglardan, Cumhurbaşkanlığı’na gidip anlattığımız bir takım şeyler sayesinde bu yasa beşinci versiyonuna geldi. Hal bu ki bizim dediğimiz gibi yapsalardı, hiçbir sorun yaşanmazdı. Yapmadılar…Sayın Kudret Özersay, bunu Meclis kürsüsü üzerinden teyit etti; Sayın Gündüz’ün söylemiş olduklarını dikkate alarak beşinci versiyonuna geldik diye… Keşke daha çok dikkate alsalardı çünkü biz bunu komitede görüşürken Sayın Savcı bile söylemişti; bu Anayasa’dan döner dönmez konusuyla ilgili taşlı bir tarladır diyordu. Kimse ne olup olmayacağını söyleyemez demişti. Biz de şunu söyledik; biz kişilerle uğraşmayız, sistem ile uğraşırız. Çekersiniz çizgiyi altında kalanlar ve üstünde kalanlar, atandığı şekilde ve yeni yasaya göre… Böylece bu iş biterdi. Ama bunlar ne yaptılar? Kişilere yöneldiler…”

“44/2006 UCUBE YASA”

Pazartesi günü toplanan Cumhuriyet Meclisi’nde konuşulan 442006 sayılı yasayla ilgili de konuşan Gündüz, “Hemşirelerin ve gardiyanların durumu da aynı. ‘44/2006 Ucube Yasa’ diye adlandırıyoruz biz bu yasayı” diyerek yasadaki eksiklere şöyle değindi;

“Bu yasada; örneğin 3 kadro açıldı, 50 kişi müracaat etti, 10 kişi geçti. İlk 3 sürekli kadroya giriyor, geriye kalan da Maliye Bakanlığı ile istişare edilerek, bu 442006 dediğimiz sanal kadroya; Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından atanıyor. Atanan kişi; artık oranın baremini; maaşını alıyor. Bizim murat ettiğimiz şuydu; bir üste kadro açılırsa, bu insanların da buraya müracaat etme hakkı olsun. Ancak dün anladığım kadarıyla bu boşalacak olan mevcut kadrolarda yer açılırsa, oraya tekrar sınavla gireceklermiş… Böyle bir şey söz konusu olamaz. Bu adamlar zaten o kadrolar ve o maaşı çekiyorlar. Yani, hükümetin yaptığı hiçbir şey, birbirini tutmuyor. Bu ilerleyen günlerde daha da büyük kaoslara sebebiyet verecek… “

“HEPSİNİN KELLESİNİ ALDILAR…”

Kurumsal hafızanın bozulduğuna dikkat çeken Gündüz, hükümetin hemen hemen tüm kadrolarda değişikliğe gitmeye çalıştığını belirterek, bu durumun ciddi problemler yaşatacağına dikkat çekti. Gündüz konuşmasını şöyle sürdürdü;

“Kurumsal hafıza bozuldu. Aynısını Cumhuriyet Meclis Başkanı Sayın Uluçay’da, Meclis’teki bütün müdürleri değişmekle başladı, kaldı ki Meclis çok özel bir yerdir. Hiç kimsenin buradaki kadrolara dokunmaması gerekir; bu kurumsal hafızayı bozmaması gerekir. Geçen gün televizyon programına çıkmış, ben seçimden sonra bunların hepsini değiştireceğim. Değiştir da gör ne olacak… Şuan biliyorsunuz, sendikalar Anayasa Mahekemesi’ne müracaat etti. Bu hemşire ve gardiyanların haklı tepkisidir. Bu yasayı biz hazırladık ama bizim hazırlarken murat ettiğimiz mevcut kadroda yer boşaldığı zaman kadro alınsın anlamında değildi çünkü zaten Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırı olurdu. Neyse ki bu yasa komiteye gelecek, biz burada bildiklerimizin hepsini söyleyeceğiz. Bütçe döneminde, biliyorsunuz her bütçe görüşmesinde, bilgi vermek adına bürokratlar da arka sırada oturup dinler. Her çıkan bakan övgü yarattı, çok iyi bürokratlar dedi, en sonunda hepsinin kellesini aldılar. Böyle bir şey olamaz…”

“BU NASIL BİR HIRS, ÖFKE, İNTİKAMDIR?”

Görevden alma işlemlerinin, personelin iş yapmazlığından değil, intikamdan ötürü gerçekleştiğine vurgu yapan Gündüz, “İnsanlarla değil, sistemle uğraşın” ifadesinde bulundu. Gündüz şöyle devam etti;

“Tarım Bakanı, bir gün önce görevden almayacağını söylüyor, ertesi gün herkesi görevden alıyor. Yani dilim başka bir şey söylemeye dönmüyor… Bu nasıl bir hırstır, bu nasıl bir öfkedir, nasıl bir intikamdır? Bu mudur yani? Siz iş verirseniz ve verdiğiniz işleri yapmaz, uygulamaz bunu anlarım. Bu konuda ben de taviz vermem. Ama kişi görevini yapıyorsa, verdiğiniz emirleri yerine getiriyorsa ve sen de iddia ediyorsan ki ‘ben devleti israfa sokmayacağım, başka müşavir yaratmayacağımsa’, kalsalardı. 65 insandan bahsediyoruz. Esas toplumda infial yaratan, halk diyor ya evde oturup para almıyorlar; bu insanlar çalışıyor nasıl evde yatıyor? Eskilerden bahsediliyorsa, onlar için söz söyleyemem. Bu yüzden diyoruz; insanlarla değil, sistemle uğraşın…”

“DEVLETİ ZARARA SOKMAYACAĞIZ DEDİLER, SOKTULAR…”

Dörtlü koalisyonun manifestosunda yer alan ‘devleti israfa uğratmayacağız’ ifadesinin delindiğine dikkat çeken Gündüz, hükümetin eylemleriyle söylemlerinin birbirini tutmadığını ifade etti. UBP’li vekil şöyle konuştu;

“Manifestolarında devleti israfa uğratmayacağız dediler ama uğrattılar. Nasıl uğrattılar; siz müdürken, sizi müsteşar yaptı, maaşınız arttı. İşte israf yaptınız. Sizin atayacak müşavir durumunda özel kalem müdürünüz varken, başka birini getirdiniz, ekstra maaş ödediniz, işte devleti zarara uğratıyorsunuz. Eylemlerle söylemleri birbirini tutmuyor kısacası…Bu kaosun düzelmesi için biz bütün bildiklerimizi söyledik ancak ben yaparım olur mantığıyla gidiyorlar. Hükümetin dört tane başı var. At arabası ortada. Her biri bir tarafa çekiyor. Yani bu, şu demektir; bir milim ne kuzeye, ne güneye, ne doğuya ne de batıya hareket yok. Bir şey yaptıklarını sanıyorlar ama biz buna ‘patinaj çekme’ diyoruz.

“HANİ MÜŞAVİR YARATMAYACAKLARDI?”

Müşavirliğin kaldırılmasıyla ilgili yasanın Anayasa’dan muhtemelen geri döneceğini belirten Gündüz, mevcut atamaların eski yasayla gerçekleştiğinden dolayı, müşavir durumuna düşeceğini söyledi. Gündüz, “Hani yaratmayacaklardı?” sorusunu sorarak, şöyle devam etti;

“Bu yasa muhtemelen Anayasa’dan dönecek. Anayasa’dan döndüğü anda, şuan atadıkları insanlar da eski yasayla atandıkları için müşavir durumuna düşecekler. Hani yaratmıyorlardı? Kudret Bey, ben atadıklarımı geri aldım dedi 7 kişiyi. Peki diğerleri? Bir tek Kudret Bey ile mi doğru orantılı bu iş? Bu hükümetin dört ayağından biri yapınca doğru mu sayılıyor? Yoksa yalnızca siz kendinizi mi vicdanen aklıyorsunuz? “

“BASIN TARAF TUTUYOR”

Röportajın sonunda, basına da seslenen deneyimli siyasetçi, bazı basın kuruluşlarının taraf tuttuğunu söyledi. Gündüz, “Bilgiye ulaşmak isterlerse biz her zaman açığız ve taraf değiliz. Yanlış olan şeyleri lütfen bizim tarafımızdan söylenmiş gibi aktarmasınlar, bizim için yeter” diyerek sözlerini sonlandırdı.