Adana'da, Hitit ve Mısır yazılı kaynaklarında bahsedilen Kilikya bölgesinin başkenti "Adaniya" olduğu düşünülen ve 2013'ten bu yana kazı çalışmaları sürdürülen Tepebağ Höyüğü, gün yüzüne çıkarılarak arkeoparka dönüştürülecek.

Demir Çağı dönemine ait tabakada yürütülen kazılarda, Seyhan Nehri kenarında yer alması ve geçmişte liman kenti olması dolayısıyla bölgeye Kıbrıs, Yunanistan, Levant, Mezopotamya'dan getirilen çok farklı seramiklere de ulaşıldı.

Bölgeden 1882'li yıllarda yurt dışına kaçırılan, üzerindeki kitabeye göre milattan önce 18. yüzyıla tarihlendirilen Hemşire Satsneferu heykeliyle höyüğün varlığının tespiti üzerine 1936'da ilk sondaj çalışması yapılan Tepebağ'da, Adana Müzesince 2013'te başlatılan kazılar devam ediyor.

Höyükte, Osmanlı yapılarının yanı sıra Helenistik, Demir, Geç Tunç, Orta Tunç ve Erken Tunç dönemlerinden kalıntılar yer alıyor.
Bu yıl nisanda Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğünce Büyükşehir Belediyesinin desteğiyle, Bern Üniversitesinden Dr. Deniz Yaşin Meier danışmanlığında başlatılan kazılarda, Osmanlı, Orta Çağ, Helenistik ve Demir Çağı dönemlerine ait küçük buluntulara da ulaşıldı.

Osmanlı dönemi pipoları gün yüzüne çıkarıldı

Kilikya'nın başkenti "Adaniya" olduğu düşünülen höyükte yapılan kazılarda, Osmanlı döneminde kullanılmış Kütahya porselenleri ile farklı pipolar ve Bizans paraları bulundu.

Şu an Demir Çağı dönemine ait tabakada yürütülen kazılarda, Seyhan Nehri kenarında yer alması ve geçmişte liman kenti olması dolayısıyla bölgeye Kıbrıs, Yunanistan, Levant, Mezopotamya'dan getirilen çok farklı seramiklere de ulaşıldı.

Geçmişte ticaretin yoğun gerçekleştirildiği Tepebağ Höyüğü'nde, o dönemdeki yaşam şekli, kimlerle ilişki içerisinde olunduğu, yeme içme kültürü ve hayvancılık faaliyetlerinin belirlenmesine yönelik kazılar ve farklı disiplinlerdeki çalışmalarla tarihe ışık tutulacak.