Adil paylaşım ve dağıtım olmadan Kıbrıs Adası’nda savaş bitmez. Bu sözler Türkiye’nin tanınmış güvenlik ve terör uzmanı Abdullah Ağar’a ait. Haberal Kıbrıslı Gazetesi’ne konuşan Ağar, adada Rum-Yunan ikilisinin bildik senaryolar uyguladığını ve barış istemediğini söyledi. Bunu tehlikeli bir oyun olarak yorumlayan Ağar,  gündemi sarsacak çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Dünya’nın gözü kulağı Kıbrıs’ta

Akdeniz’de savaş çanlarının çalması Kıbrıs adasının stratejik önemini bir kez daha gündeme getirdi. Güney Kıbrıs’ta bulunan İngiltere’ye ait Ağrotur ve Dikelya üslerinde yaşanan askeri hareketlilik deyim yerindeyse dünyanın güzünü kulağını Ada’ya çevirdi. İngiltere ve koalisyon güçlerine ait savaş uçaklarının Ağrotur üssünde konuşlanması olası Suriye harekatı öncesinde Doğu Akdeniz’i kırmızı alarma geçirdi. ABD öncülüğündeki koalisyona ait savaş uçakları bölgede kuş uçurtmazken, deniz kuvvetlerine bağlı birliklerde devriye ve harp vaziyeti almış durumda. Olası Rus askeri tehdidine karşı bölge teyakkuz durumunun sıcaklığını koruduğu bugünlerde yaşanabilecekleri Türkiye’nin tanınmış güvenlik ve terör uzmanı Abdullah Ağar Kıbrıs Türk Basını’nda ilk defa Haberal Kıbrıslı Gazetesi için yorumladı.

“Köprübaşı ve yığınak alanı”

Haberal Kıbrıslı Gazetesi’nden Mahmut Doğan’ın sorularını yanıtlayan Abdullah Ağar, Kıbrıs adasının jeopolitik önemine dikkat çekti. Kıbrıs adasının bulunduğu konum itibari ile Doğu Akdeniz ve Ortadoğu’yu kontrol ettiğini belirten Ağar, tarih boyunca bölgenin hep bir savaş içerisinde olduğunu hatırlattı. Ada’ya hakim olan egemen güçlerin üslerinin bulunmasını normal olarak karşılayan Ağar, Ortadoğu’da yaşanacak bir savaşta bu bölgeler kullanılacaktır dedi. Bölgeyi bir köprübaşı ve yığınak alanı olarak niteleyen Ağar sözlerine şöyle devam etti; Doğu Akdeniz’e hakim olmak isteyen egemen güçlerin askeri yığınaklarını yapmaları için Kıbrıs adası bir köprübaşı görevi görmektedir. Hem hava hem de deniz güçlerinin barınabileceği bir alan bölge savaş uçakları ve gemileri için büyük önem arz etmektedir.

“Türkiye, Rus-ABD eksenine angaje olmayacaktır”

İŞİD ile mücadele konusunda Türkiye, ABD ve Kıta Avrupa’sı ile ortak payda da yer almıştır. Konu YPG-PKK olunca ise bu ikiliyle ters düşmüştür. Aynı şekilde Rusya ve İran ile de işbirliği yaparken, gündem Suriye Rejimi’ne gelince yine aynı şekilde yol ayrımına geliyorlar. Benzer durum şu an Doğu Akdeniz’de yaşanan ABD-RUS bilek güreşinde de yaşanıyor. Türkiye bu iki ekseninde dışında kalacaktır. Her iki kesime de angaje olmayacaktır. Ortadoğu’da terör örgütlerini hedef alan Türkiye bundan sonra da ÖSO ile yoluna devam edecektir.

“Rum-Yunan oyununa dikkat!”

Kıbrıs adasında barış olabilmesi adaletli bir paylaşım şarttır. Savaş ortamından ancak barış ortamına bu şekilde geçilebilir. Ancak görünen o ki bizim bu şekilde ki beklentimiz aynı karşılığı görmemektedir. Rum-Yunan ikilisi bilindik senaryolar ile hep süreci baltalamaktadır. Bu şekilde devam edildiği takdirde oyunlar tuzağa dönüşür. Böyle durumlarda oluşabilecek refleksler büyük zararlar doğurabilir. Adada savaş durumunun bitmesi için adil bir anlaşma gerekmektedir.

“Vekaletler savaşı evrildi”

Vekaletler savaşı evrilerek, asillerin üsler üzerinden sahaya inmesine ve teknolojik kuvvet çarpanlarının sahada kullanımı başta tam bir hibrit rekabete dönüştü.Yukarıdan bakıldığı zaman görünen fotoğraf çok riskli bir tabloyu ortaya koymaktadır. Jeopolitik hesaplaşma ve bilek güreşinin olduğu Doğu Akdeniz’de net görülmektedir. Türkiye’nin NATO’ya, YPG ve FETÖ konusunda ki tepkisi belli. Türkiye bu bağlamda kendi milli güvenliğini ulusal ve üniter bütünlüğünü düşünecektir. Böyle belli başlı sorunların yaşandığı bir dönem için gelecekte ne olacak sorusuna cevap vermek erken.