Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, uzun bir aradan sonra yarın, Avrupa Birliği ile Türkiye’nin Varna’da bir araya geleceğine ve bunun Kıbrıs’ı da ilgilendiren önemli bir gün olduğuna işaret ederek, “Biz AB-Türkiye ilişkilerinin iyiye gitmesini istiyoruz. AB’nin Türkiye ile ilişkilerinin gelişmesi hem Türkiye, hem AB, hem de Kıbrıs için iyidir” dedi.

Akıncı, “Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan’ın da katılımıyla Varna’da Türkiye AB ilişkileri konuşulacak. Bulgaristan Başbakanı, Avrupa Komisyonu Başkanı Sayın Jean-Claude Juncker, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk da Varna’da olacak. Biz AB-Türkiye ilişkilerinin iyiye gitmesini istiyoruz. AB’nin Türkiye ile ilişkilerinin gelişmesi hem Türkiye hem AB, hem de Kıbrıs için iyidir. Avrupa’dan uzaklaşan bir Türkiye, Türkiye’nin çıkarına olmadığı gibi Avrupa’nın ve Kıbrıs’ın geleceği için de iyi değildir. Yarınki toplantının başarılı geçmesini, ilişkilerin daha iyi bir noktaya gitmesini bütün Kıbrıs Türk halkı adına arzu ediyorum” şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Avtepe Medoş Lalesi Festivali’nde yaptığı konuşmada, AB’nin temellerinin ekonomik işbirliği üstünden yükseldiğini, kömür, enerji işbirliğine dönüşerek devam ettiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı, işbirliğinin genişleyerek bugüne kadar geldiğini ifade ederek, “Avrupa Birliği, İkinci Dünya Savaşı’nın yarattığı yıkıntılar üzerinde bir barış projesi olarak ortaya çıktı” dedi.

Cumhurbaşkanı, “Biz dünyanın her yerinde barış ve elbette adanın diğer yarısıyla da iyi ilişki istiyoruz, barış içinde yaşamak istiyoruz. Denizlerimizde gerginlikler yaşamak istemiyoruz. Yetkiyi de, ortak devleti de, zenginlikleri de, her şeyi adil ölçüler içinde paylaşmak, eşitlikçi bir anlayışla herkesin hakkına düşeni talep edeceği bir yaklaşımla hareket edelim istiyoruz” dedi.

“BÖYLE BİR ORTAKLIK ANLAYIŞI OLABİLİR Mİ?”

Rum tarafının yanlış siyaseti ve Avrupa Birliği’nin de buna alet olması nedeniyle hem AB projesinin başlangıcı ve gelişimini hatırlatma, hem de adil ölçüler içinde herkesin hakkına düşeni talep edeceği anlayışı yeniden vurgulama gereği duyduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Akıncı, AB’nin birkaç gün önce bir karar alarak, Kıbrıs Türk halkının Doğu Akdeniz’deki haklarını korumak amaçlı davranışlarından dolayı Türkiye’yi kınadığını anımsattı.

Cumhurbaşkanı, “Kıbrıs Türk halkının görmezden gelindiği bir ortamda Türkiye’den başka ne beklenebilir? Doğal gaz konusunu gelin konuşalım, bir komite kuralım diyoruz ‘hayır bu bizim egemenlik hakkımızdır’ diyorlar. ‘Gelecekte bir gün sizin için de bir hesap açarız, orada sizin için de bir miktar para ayırırız’ diyorlar. Böyle bir ortaklık anlayışı olabilir mi?” diye sordu.

“AB AYRIŞTIRAN, ÖTEKİLEŞTİREN ÖRGÜT OLMAMALI”

Ortaya bir zenginlik çıkacaksa, bunun en başta planlama aşamasından fiiliyata kadar birlikte hareket edilmesini gerektirdiğini söyleyen Cumhurbaşkanı, “Ortak gelecek kurmak, bu adayı barış ve huzur adası yapmak, bölgeyi istikrar denizi haline getirmek, işbirliği köprüleri kurmak bunu gerektirir. Ekonomik işbirliğiyle başlayıp bir barış projesine dönüşen Avrupa Birliği bu konuda yardımcı olması gereken örgütlerin başında geliyor. Ayrıştıran, ötekileştiren değil, hasım haline getiren değil, işbirliği ortağı haline getirip birleştiren bir anlayış sergilemesi gereken örgütlerin başında AB geliyor” dedi.

“AB, BU TAVRINI DEĞİŞTİRMELİ”

Yarınki Türkiye – AB zirve toplantısının bu yönde bir toplantı olmasını temenni ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı, “Dışlayarak, Türkiye’yi ötekileştirerek ve Kıbrıs Türk halkının haklarını da görmezden gelerek bu adadaki gerek siyasal yetki, gerekse doğal kaynak, zenginlik anlamında Kıbrıs Türk halkının haklarını görmezden gelerek bir barış projesi inşa edilemez. AB bu şekilde davranarak bu barış projesine katkıda bulunamaz. O nedenledir ki AB’nin bu tavrının değişmesi gerekir” dedi.

“Bu adada ve bu adanın etrafında bizleri birleştirebilecek çok güzel zenginlikler var. Geçmişin acılarını paylaştık. Biz de diğer toplum da acı çekti, hem bizim hem onların kayıpları oldu. Ama artık buna bir son vermenin zamanı geldi, bunun anlayışını gecikmeden geliştirmek gerekiyor” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı, “Dilerim, buradan verdiğimiz mesajlar doğru olarak algılansın. Yoksa ‘BM’den kararlar üretirdik Kıbrıslı Türkleri dışlardık, Türkiye’yi kınardık, şimdi AB platformunu kullanıyoruz aynı sözde ‘başarıları’ elde ediyoruz, Türkiye’yi Avrupa’da da kınıyoruz, Kıbrıs Türkleri’nin haklarını göz ardı etmeyi başarıyoruz’ anlayışını sürdürerek hiçbir başarı elde etmek mümkün değildir. Bu anlayışla elde edilebilecek, tek şey bu adada bölünmüşlüğü daha da kalıcı hale getirmektir. Biz, herkesin hakkını aldığı, iki tarafın meşru hak ve çıkarlarını gözetecek bir barış projesinden yanayız. Biz, Kıbrıs’a barış ve huzur gelmesinden, Türkiye ile Yunanistan arasında işbirliği köprülerinin kurulmasından, bölgemizin gerginlik alanı olmaktan çıkıp istikrar alanı olmasından yanayız. Barıştan hepimizin kazanacakları var. Her iki taraftaki çocukların ve gençlerin geleceği için bu sözlere kulak verilmesi gerekir” dedi.