Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, sadece Kıbrıslı Türk ve Rumlar için değil, Türkiye, Yunanistan ve bölge için de barış ve huzur ortamını, birlikte kalkınmayı getirecek bir vizyonla hareket etmeye devam edeceklerini vurguladı.

Cumhurbaşkanı Akıncı, “Bir yandan Kıbrıs sorunu devam ediyor ama hayat da durmuyor. Akıp giden zaman içerisinde Kıbrıs Türk halkının daha kaliteli bir yaşama ulaşma mücadelesinin de başarıya ulaşması gerekmektedir. Bu çerçevede KKTC’de uygun yatırımların gerçekleştirilmesine müsait bir ortamın oluşması da son derece önemlidir” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Türkiye-KKTC Yatırım ve İş Birliği Konferansı’nda yaptığı açılış konuşmasında, bugünkü konferansta ortaya koyulacak çalışmaların yararlı ve somut sonuçlar üretmesini diledi.

Kıbrıs’ta yıllardır iki paralel sürecin bir arada yaşandığına işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, bu bitmeyen sorunu geride bırakabilmek için 2004’te Annan Planı referandumunda ve 2017 yılında Crans-Montana Konferansı’nda önemli fırsatların ne yazık ki Rum tarafındaki olumsuz tutumlar nedeniyle sonuca ulaşamadığını kaydetti.

“Sorun varsa çözüm arayışı da bir şekilde sürecektir. Biz haklarımızın bilinci ve onları koruma kararlılığı içerisinde, istikrarlı ve tutarlı duruşumuzu sürdürmek durumundayız” diyen Cumhurbaşkanı Akıncı, sadece Kıbrıslı Türk ve Rumlar için değil, Türkiye, Yunanistan ve bölge için de barış ve huzur ortamını, birlikte kalkınmayı getirecek bir vizyonla hareket etmeye devam edeceklerini vurguladı.

Ancak sorumluluklarının bununla sınırlı olmadığına işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, şöyle konuştu:

“KIBRIS SORUNU DEVAM EDİYOR AMA HAYAT DEVAM EDİYOR”

“Çünkü, evet bir yandan Kıbrıs sorunu devam ediyor ama hayat da durmuyor. Akıp giden zaman içerisinde Kıbrıs Türk halkının daha kaliteli bir yaşama ulaşma mücadelesinin de başarıya ulaşması gerekmektedir. Bu çerçevede KKTC’de uygun yatırımların gerçekleştirilmesine müsait bir ortamın oluşması da son derece önemlidir.”

Döviz bazında bakıldığında son on yıldır ekonominin büyümediğine işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, hatta bu dönemde yetkili makamların tam sayısını söyleyememekle birlikte nüfus hızlı bir şekilde arttığı için kişi başına düşen gelirin azaldığına dikkat çekti.

“GENÇLER ARASINDA İŞSİZLİK ORANI OLDUKÇA YÜKSEK”

“Son on yıllık dönemde, reel ortalama ücret, asgari ücret, emeklilik ve sosyal yardım maaşları, dolayısıyla insanlarımızın büyük bir kesiminin alım gücünün %10-%15 civarında azaldığına tanık olduk. Gençlerimiz arasında işsizlik oranı da oldukça yüksek” diyen Akıncı, şöyle devam etti:

“Geçtiğimiz yıl Türk Lirası’nın önce kademeli olarak, Ağustos ayında ise sert bir şekilde değer kaybetmesi sonunda KKTC ekonomisinde ciddi bir belirsizlik ve kriz ortaya çıktı. Hizmet sektörü ağırlıklı bir ada ekonomisi olduğumuzdan döviz kurlarındaki dalgalanmamalardan ziyadesiyle etkilendik. İthal ettiğimiz girdilerimizin fiyatları, dolayısıyla maliyetlerimiz arttı. Ev ve araba kredileri döviz cinsinden olduğundan, çok sayıda yurttaşımız Türk Lirası’nın değer kaybetmesinden son derece olumsuz etkilendiler. ‘Ekonomimizi döviz kurlarındaki dalgalanmalara karşı nasıl daha dayanaklı hale getirebiliriz?’ ‘Bu konuda Türkiye ve KKTC olarak nasıl bir iş birliği yapabiliriz?’ ‘Kadını ile erkeği ile tüm iş insanlarımız bu konuda neler yapabilirler?’ ‘Ne gibi öneriler getirebilirler?’ Bunlar kuşkusuz çok güncel ve önemli konular.”

Ekonominin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve bu büyümeden bütün yurttaşlarve özellikle gençlerin nasibini almasının toplumsal huzur ve geleceğe güvenle bakabilmek açısından çok önemli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Akıncı, bunun için gerek yerli, gerekse yabancı yatırımcıların ekonominin istikrarlı bir şekilde büyüyeceğine dair inancının tam olması gerektiğine inanç belirtti.

“KURUMLARIN GÜÇLÜ VE HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ PRENSİBİYLE ÇALIŞTIĞINDAN EMİN OLUNMASI GEREK”

Cumhurbaşkanı Akıncı, bunun olabilmesi için ise KKTC olarak kurumların güçlü ve hukukun üstünlüğü prensibiyle çalıştığından emin olunması gerektiğini vurgulayarak şöyle konuştu:

“Bencillik ve çatışmanın yerine, iş birliği ve dayanışmayı koyabilmeliyiz. Bireylerin kendi çıkarlarının peşinden giderken, çevre ve toplum üzerinde yarattıkları olumsuz etkileri göz ardı etmemelerini sağlamalıyız. Ortaya çıkan olumsuzluklarda ise yapanları, yaptıkları tahribattan sorumlu tutmalıyız. Ancak bu şekilde gelir dağılımı bozukluklarının, yoksulluk ve çevre felaketlerinin önüne geçebiliriz. Bugün, ‘Türkiye ve KKTC olarak nasıl daha nitelikli iş birliği olanakları yaratırız?’ sorusuna cevap ararken, çağdaş şehir planlama, yerel yönetim ve çevre koruma bilinci yanında bu tür hassasiyetleri de hep aklınızda tutacağınızdan eminim.”

YÜKSEK ÖĞRENİM

Kıbrıs’ta yüksek öğretim ve turizm sektörlerinin lokomotif görevi üstlendiği, küçük ölçekli tarım ve sanayi üretimi yapılan bir ada ekonomisi olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Zaten bu yüzden bugünkü konferansın iki oturumu da yüksek öğretim ve turizm konularına ayrılmış” dedi.

Üç ay kadar önce, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit’in 2018-2019 akademik yılında üniversitelerde eğitim gören öğrenci sayısının 102 bin 944 olduğunu açıkladığını ve bu öğrencilerin 55 bininin Türkiye’den, 35 bininin ise üçüncü ülkelerden geldiğini belirttiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Akıncı, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Sanırım, dünyada yükseköğretim sektörünün, en azından kişi başına düşen öğrenci sayısı olarak bakıldığında, bu denli büyük olduğu başka bir yer yoktur. Ticaret Odamızın yayımladığı bir rapordaki hesaplamalara göre, 2014 yılında yükseköğretim sektöründeki bir öğrencinin ortalama yıllık harcaması 38 bin TL civarında olmuştur; bu ise yurtdışından gelen öğrencilerin yaptıkları harcamaların 2014 yılı Gayri Safi Milli Hasıla’nın yüzde 28’ine denk geldiğini göstermektedir. ‘Yükseköğretim sektöründe iki ülke arasında var olan iş birliğini nasıl daha da ilerletebiliriz?’ ‘19 aktif üniversite yanında YÖDAK’tan izin almış, kuruluş aşamasında olan 10 üniversitenin daha olduğu bu büyük sektörde, artık sayısal büyümeyi bir kenara koyup kaliteyi hep birlikte nasıl daha da artırabiliriz?’ ‘Gelen öğrencilerin adamızda güzel ve güvenli bir ortamda, ülkemizin sosyal ve kültürel yaşamını olumlu bir şekilde etkileyerek daha kaliteli eğitim almalarını nasıl sağlayabiliriz?’… Bu ve benzeri soruları akılda tutmakta fayda olduğunu düşünüyorum.”

TURİZM SEKTÖRÜ… 145 TESİS, 25 BİN 139 YATAK KAPASİTESİ

Turizm sektörü gayri safi yurtiçi hasılanın ise yüzde 8’i civarında olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Akıncı, 1977’de turistik konaklama tesislerinin sayısı sadece 25, yatak kapasitesiyse 2 bin 795 olduğunu, ancak 2018 Ekim ayı itibarıyla tesis sayısının 145’e, yatak kapasitesinin ise 25 bin 139’a çıktığını aktardı.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, 5 yıldızlı otellerin tümüyle değilse de, daha çok casino turizmi üzerine yoğunlaşmış durumda olduğuna işaret ederek, yakın zamana kadar Güney Kıbrıs’ta casino bulunmamasının sektöre belli bir avantaj sağladığını belirtti.

Güney Kıbrıs’ta da kumarhanelerin hizmete girmeye başlamasıyla ortaya çıkan rekabet de dikkate alınarak, KKTC’nin mukayeseli üstünlüğü olabilecek konulara eğilmekte ciddi yarar olacağı düşüncesini dile getiren Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “Sağlık, kongre ve genel anlamda özel ilgi turizminin bu yönde önemli kazanımlar getirebileceğine inanıyorum” dedi.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, “tarihi ve doğal güzellikleri, temiz plajları, sağlıklı Akdeniz mutfağı ve misafirperver halkı ile KKTC’nin turizmde de olduğu yerden çok daha iyi noktalara ulaşacağına inancım tamdır. Bunun olabilmesi için turizm sektörümüzde de Türkiye ve KKTC yatırım ve iş birliği olanaklarını en iyi şekilde tespit edip hayata geçireceğinizi ümit ediyorum” dedi.