Sanki içime doğdu!

Sanki, böyle bir “salaklık” olacağını önceden hissettim!

Ve dün yazdım!

Mütevazı olmayacağım…

Dün dedim ki, “TC – KKTC ilişkileri yalama olmuştur! Olmamalıdır!”

-*-*-

Ve dün dedim ki; “… Abi ister beğenirsiniz, ister beğenmezsiniz; ister onaylarsınız, ister onaylamazsınız ama şu andaki görüntü; ne ‘ana – yavru’ ne de ‘iki eşit kardeş’ görüntüsüdür! Birileri talimat veriyor; yol gösteriyor; empoze ediyor ve ötekiler de harfiyen uyguluyor! Görüntü budur!

-*-*-

Bu yazıyı yazdım akşama ne oldu?

Akşama Ali Bizden, Türkiye’ye sokulmadı!

Neden?

“Milli güvenlik meselesi”…

Öyle dendi!

Ve bu ülkenin çok değerli bir evladı, çok değerli bir akademisyeni, çok değerli bir gazetecisi “milli güvenlik gerekçesi” ile neredeyse 12 saat alıkonuldu ve KKTC’ye geri gönderildi…

-*-*-

Bu yazıyı yazdığım sabah 11.30’a kadar, siyasi kanattan ilk “eleştiri” Kudret Özersay’dan geldi… CTP’li Erkut Şahali ve Asım Akansoy’un da açıklamalarını okudum.

-*-*-

KKTC, “eşit ve egemen” bir devlet midir?

Eğer eşit ve egemen bir devletseydi; Ali Bizden’in Türkiye’deki havaalanında alıkonulduğu anda, KKTC’nin Dışişleri Bakanı, bu ülkenin Ada’daki Büyükelçisi’ni makamına çağırır ve izahat isterdi.

Aldığı izahatı da topluma açıklardı!

-*-*-

Bunu yapabilecek bir dışişleri bakanımız var mı?

Yoktur!

İşte bu yüzden TC – KKTC ilişkilerinin yalama olduğunu yazıyorum!

Bu yüzden bu ilişkinin düzeltilmesi gerektiğine vurgu yapıyorum.

-*-*-

Ve Kudret Özersay hocanın da, Şahali’nin da, Akansoy’un da, geriye kalan tüm toplumumuzun da endişeleri çok haklıdır!

Bu ilişkiler yalamadır!

Bu şekil davranışlar, Türkiye’ye olan güveni, inancı ve saygıyı aşağıya çekmekten başka işe yaramaz!

Bugün Ali Bizden’e yarın, hepimize!

-*-*-

Bu ülkede hiç ama hiç kimse, Türkiye’yi yönetenler veya ana muhalefetinde saçmalayanlar gibi düşünmek zorunda değildir!

Kimse, düşüncesi, inancı, savunduğu görüşleri nedeniyle bu şekilde bir muameleye tabi tutulamayacağı gibi; Dünya’nın hiçbir devleti; kendi vatandaşlarının, yabancı bir devlet tarafından bu tür “muameleye” tabi tutulmasını “sessizce” sindiremez, sindirmez!

-*-*-

Malezya’da iki Kıbrıslı Türk eğer uyuşturucudan yakalanmışsa; Malezya’dan resmi açıklama talep edersiniz…

Neden mi bunu yazdım?

Çünkü çok değil, son on yıl içerisinde böyle bir olay oldu; iki Kıbrıslı Türk oralarda, uyuşturucu suçlamasıyla hapsedildi; o dönemdeki Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Erato Kozaku Markulli, ilgili diplomatları aracılığıyla elde ettiği bilgileri, Kıbrıslı Türk toplumu ile de paylaştı.

-*-*-

Ali Bizden; Dördüncü Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın en yakın çalışma arkadaşlarından biriydi.

Ali Bizden ile kısa süre de olsa, hem bir gazetede hem de bir üniversitede birlikte çalıştım, çeşitli sohbetlerim oldu.

Benden biraz küçüktür ama bizim neslin en zeki insanlarından biridir.

Ve üzgünüm ama Ali Bizden’in bence alıkonulması ya da Türkiye’ye sokulmamasının tek sebebi olabilir o da, zekasıdır.

Başka hiçbir gerekçe söz konusu dahi olamaz!

-*-*-

Ama eminim, sizin elinizde kesin deliller vardır; hani Şener Levent’in de benzer delillerini görmüştünüz; Ali bizden de “Rumcudur, Rum casusudur”…

-*-*-

Siz, Dr. İhsan Ali’yi bu nedenle öldürmek istemiştiniz!

Siz, Ayhan Hikmet ve Muzaffer Gürkan’ı, bu sebeple öldürdünüz!

Siz, Ahmet Sadi Erkurt’u bu nedenle vurdunuz!

Siz, Fazıl Önder’i de bu yüzden katlettiniz; Kutlu Adalı’yı da!

Siz, Derviş Ali Kavazoğlu’nu da bu yüzden ortadan kaldırdınız!

Çünkü, hepsi çok zekiydiler!

-*-*-

Sizin, kan kokan, kan edebiyatına dayanan çirkin ve de düşmanca siyasetlerinize; zekayla ve barışla karşı çıktıkları için bu insanları yok ettiniz!

Ve siz, Ali Bizden’i de bu yüzden Türkiye’ye sokmadınız!

-*-*-

Ve siz, gerçekten, iki ülke arasındaki yıkılmaz, kopmaz, çözülmez bağları koparmak; Kıbrıs türk toplumu ile Anadolu ve Trakya halklarını bir birine düşürmek için özel çaba harcamaktasınız!

-*-*-

Siz, size sürekli “evet efendim, sağ olun, var olun” diyecek; ebediyen borçlu olduğunu hissedip, sabah akşam “şükran” çekecek zavallılardan başka hiç kimseyi istemiyorsunuz!

-*-*-

Ve yazık ediyorsunuz; yanlış yapıyorsunuz!

Yapmayın!

Lütfen yapmayın!