Tüm Dünya’da sanki aynı senaryodan uyarlanmış, benzer filmler izliyoruz...

İskoçya’nın bazı şehirlerinde, Eskişehir’de ve Mağusa’da, aynı gün benzer eylemler veya benzer haberler vardı.

Neydi benzerlik?

Üniversite öğrencileri eğer bu ders yılında “uzaktan eğitim” yapar ve bahse konu yerleşim birimlerine gelmezse, esnafın işi çok zor!

-*-*-

Bu sıkıntının sebebi ne?

Tabii ki koronavirüs...

-*-*-

Bizde farklı sıkıntılar da var ama...

Oralarda pek olmayan...

Koronavirüs derdimiz aynı, ama bizim bir başka derdimiz var ki, mide bulandırıyor...

-*-*-

Dr. Suat İrfan Günsel...

Herkesin “Suat hocası”...

Suat hocanın bu ülkede yardımının, iyiliğinin dokunmadığı biri yok diye düşünürüm.

Herkes Suat hocayı sevmek zorunda mı?

Elbette değil...

-*-*-

Ne yapmış Suat hoca?

Görüşlerini açıklamış.

“Şuna inanıyorum, buna inanıyorum, böyle olmalı, şöyle olmalı” demiş.

-*-*-

“Hocam, söylediklerinize katılmıyorum” demek, çok doğru bir tavır olur.

“Sayın Günsel, söyledikleriniz doğru değil, doğrusu da budur” diye yorum yapmak, muhteşem olur.

Ama, “Suat Günsel, sen zaten öylesin, böylesin, şöylesin” diye kendisine hakarete girişmek mi?

Günlerdir yazıyorum, yazıktır, ayıptır...

Ve bunu, hep aynı çevreler yapıyor ne yazık ki!

-*-*-

Biri bir argüman mı ortaya attı?

Sizin ona karşı argümanınız varsa, buyurur söylersiniz!

Ama, “argümana argümanla değil, argümanı ortaya atana saldırmakla yanıt vermek, argümanın doğruluğunu ispatlıyor” gerçeği de ayrı bir “öğrenilmesi gerekendir” diye düşünmekteyim.

-*-*-

Suat Günsel’la ilgili yorum yapmak, şahsını eleştirmek başka bir şeydir; görüşlerini eleştirmek başka şey.

-*-*-

KKTC’de, doğru ve dürüst bir sistem yoktur.

Bu sistemden gayet açıktır ki herkes nemalanmaktadır.

Karşı çıkan da çıkmayan da...

Siyasi anlamda bu sisteme karşı olmak başka bir şeydir; “sistemin boşluklarından faydalanıp, özellikle ekonomik anlamda başarılı olan bir insanı yargısız şekilde infaz etmek bambaşka bir şey”...

-*-*-

Bu sistemde, Suat Günsel, bir başarı öyküsünün kahramanıdır.

Ne deniyor bu sistemin temelinde, “... laissez-faire, laissez-passer"...

Bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler...

-*-*-

Dershanesi de, 35 yıl önce lisede okurken dönemimizin başarı öyküsüydü...

O dönemde yanılmıyorsam iki büyük dershane vardı...

Modern Fen Dershanesi’ne gidiyordum...

Ve öteki, Başarı Dershanesi’ydi...

Başarı Dershanesi, Suat hocanın bu ülkeye kazandırdığı yüzlerce başarılı insana üniversite kapısını aralayan en değerli eğitim kurumlarından biriydi...

-*-*-

Yakın Doğu Üniversitesi (YDÜ); Girne Amerikan Üniversitesi ve Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi ile birlikte; bu ülkede özel girişimciliğin eğitimdeki ilk başarı kurumlarıdır...

Evet, YDÜ, başlı başına bir başarı öyküsüdür.

-*-*-

Eleştirmek mi?

Tabii ki eleştireceksiniz?

Bazı iltimaslar mı?

Bazı ayrıcalıklar mı?

Elbette sıralayacağınız çok şey olabilir.

Saygıyla karşılanması da gerekir!

-*-*-

Ama, bırakın üniversiteyi, ana sınıftan liseye kadar eğitimin her alanının yanında, sağlıkta, sporda, turizmde, kültürde, sanatta, müzecilikte bu ülkeye kazandırdıklarını görmeyelim mi?

-*-*-

Ne yapmış Suat hoca?

Beleşe arazi almış...

Kendisinden vergi almamışlar...

-*-*-

Solcu arkadaşlarımızın bazılarını çok kızdırmış açıklaması belli ki, bir yoldaşım inanılmaz hakaretlerle dolu sanal paylaşımında, “... Ülkemiz ve dünya gençliğini sömüren... Küçük bir dershaneden dünya milyarderler listesine giren...  Suat Günsel... Ultra servete nasıl sahip olduğunu açıklasın...” diyor...

-*-*-

Gerçekten üzüldüm...

Eleştirin tabii ki...

Eğitim kalitesi ile ilgili söyleyecekleriniz varsa, akademik anlamda ve bilimsel verilerle gelin karşımıza...

Ve deyin ki, “eğitim kalitesi şöyledir, böyledir”...

-*-*-

Küçük bir dershane sahibi olarak başlayıp, Dünya milyarderler listesine girmek; küfür edilmesi gereken bir şey mi?

Yoksa, herkesin gurur duyması gereken bir şey mi?

-*-*-

Öyle bir durum hasıl olmuştur ki; KKTC’de dilediğiniz her hangi bir “devrimci – solcu” kardeşime, yoldaşıma, “... Kıbrıslı 10 tane zengin insanın ismini sayın”...

Anında mahkeme kararı almışçasına, size her biri için en az onar tane kötü dedikodu söyler!

Evet dedikodu!

-*-*-

Siz Suat Günsel’i yargıladınız ve mahkeme, “öğrencileri sömürüyor” kararı mı verdi?

-*-*-

İşte günlerdir, haftalardır, özellikle bu seçim sürecine girdiğimiz dönemde, inatla ve ısrarla yazmaya çalıştığım sadece budur.

-*-*-

Suat hocanın suçu mu?

Yoldaşlarıma göre belli ki, Suat hoca, “Bizim adaya destek vermedi”...

-*-*-

Bu seçimler geçecek arkadaşlar...

Lütfen yapmayın...

Dileyen dilediğini desteklesin; dilediğiyle ilgili yorum yapsın.

Ve siz de dilediğinizi yapın!

Ama böyle değil!

Çok kızgınsınız, çok da saldırgansınız!

Neden?

-*-*-

Kızmayın...

Desteklediğiniz adayın çok iyi olduğunu anlatın, ikna edin bizi de...

Herkesi de!

Ama sövüp saydıkça, saldırdıkça, aşağılamaya çalıştıkça...

Ne bileyim...

Doğru yapmıyorsunuz...

İyi pazarlar...