İngiliz Daily Express gazetesi, dünkü sayısında, “güvenle tatile gidebileceğiniz ülkeler” diye, 40 tane ülke ismi yazdı.
Bu ülkeler arasında, “Cyprus” ve “Turkey” de var!
Şimdi “Turkey”, bildiğiniz gibi Türkiye Cumhuriyeti’dir, bu net de “Cyprus”un, “TRNC”yi yani “KKTC”yi “cover” etmediği kısacası “kapsamadığı” gayet nettir.

-*-*-

Ne diyor gazete?
“Pasaportunuzu kontrol edin!”...
“Güneş yağınız tamam mı?”...
“Maske ve el dezenfektanınızı da yanınıza almayı unutmayın!”...

-*-*-

Yeni yaşantımızda artık “Koronavirüs” veya “Kovid 19” ile birlikte yaşayacağız.
Taaa ki ya kendiliğinden gidene ya da aşı ile bir şekilde kontrol altına alınana kadar!
Salgın veya pandemi dediğimiz “korku” sonlanana kadar!

-*-*-

Haliyle bu yeni yaşamda, “diplomasi”; en az sağlık tedbirleri kadar önemli.
Ülkenizin propagandasını, reklamını, tanıtımını öyle yapmanız gerekiyor ki; herkes sizi bilsin, tanısın, uçarak değil, yüzerek de gelmek istesin!

-*-*-

Peki “KKTC”nin böyle bir şansı var mı?
Türkiye üzerinden mi tanıtım yapacaksınız?
Türkiye Dışişleri mi sizin için diplomatik kavga verecek!
Mümkün mü?
Değil!
Çünkü Türkiye, kendi derdine çare bulmak zorunda!
Türkiye’nin “KKTC” diye de bir derdi yok!
Sanal protokol imzalarız olur biter değil mi!
Tam sanal yani, neyse!

-*-*-

Biz, bize bakalım!
Kendi başımızın keline merhem arayalım!
Şimdi, Dünya’ya, “Efendim biz bütün tedbirleri aldık, ilk biz yendik, sıfır vaka 75 gün götürdük, şimdi de her şey kontrol altındadır” mı diyeceksiniz?
Buyurun söyleyin!
Ama nasıl?
Nasıl söyleyeceksiniz?
Dünya ile temas kuramayacak bir “siyasi yapı” söz konusu!
“Çözüm, çözüm, çözüm” diyorum, “işten atın bu adamı” diye yanıt veriyorsunuz sadece!
Biz bize anlatalım!
Biz bize anlatsın!
Ve turist gelsin!
Şaka bile değilsiniz biliyor musunuz!
Şaka olsanız, en azından güleceğiz ama şaka bile değilsiniz!

-*-*-

Erovizyon Şarkı Yarışması’na bayılıyordum...
Tamamen siyasiydi.
Şarkıların çoğunu dinlemezdim bile; hatta hiç birini dinlemezdim.
Ama ülkelerin puanlama sahnesine resmen hastaydım!
Törkiy no point! Törkkiy katr puan!
Muhteşem bir uluslararası ilişkiler dersi gibiydi!

-*-*-

Türkiyeli göçmenlerin, cep telefonları ile puanlama sistemine geçildiği dönemde, yoğun olarak yaşadığı Avrupa ülkelerinden aldığı “Törkiy tuvelıv point”lere bayılırdım!
Heyecanlanırdım!

-*-*-

Eski Yugoslav devletçikleri birbirilerine oy verirdi!
Eski Varşova Paktı üyeleri, anaları Rusya’yı mutlaka unutmazdı!
Yunanistan Güney Kıbrıs’a, Güney Kıbrıs Yunanistan’a, “tabii ki tuvelıv point!”.

-*-*-

Genellikle İngiltere yalınızdı!
Kuzey Avrupalılar komşuluk hatırını tutardı!

-*-*-

Şu anda da durum aynen öyledir!
Güvenli ülkeymiş!
Kardeşim ne güvenli ülkesi?
Bu iş, tamamen “duygusal”, “diplomatik”, “reklamla alakalı”, “tanıtım başarısı” isteyen bir haldedir ve üzgünüm bizim işimiz nananaydır!

-*-*-

Tanıtım yapacak diplomatik temasımız yok!
Tüm Dünya, “Kıbrıs” dendiği anda “Larnaka” ve “Baf” havaalanlarını görebiliyor!
Biz sistem dışıyız!
Kadroda yokuz!

-*-*-

Ama kendi içimizde da sanki çok önemli bir iktidar söz konusu, o iktidar koltukları için veya örtülü ödenek başkanlığı için kavga etmeden de duramıyoruz!

-*-*-

Cins cins kavgalarımız var!
Örneğin Bakanlar Kurulu Türkiye’yi “A” kategorisine “duygusal” nedenlerle alıyor!
Sonra A ve B kategorisi, “siyasal zorunluluk” içeren nedenlerle birleştiriliyor!
Bir grup, Türkiye’ye gerçekten “sağlıkla alakalı” nedenlerle “karşı” çıkıyor; bir grup ise kesinlikle “Türkiye’ye sırf gıcıklık olsun” diye “kapıları kapatın” diyor!

-*-*-

Haaa bir grup, gerçekten “ekonomik nedenlerle Türkiye’den kesinlikle turist gelmeli” noktasında mantıklı ve de akılcıl gerekçeler ortaya koyuyor ama bir grup da, “sırf Türkiye’ye gıcıklık yapanlara gıcıklık olsun diye” sanal ortamda meydan muharebesi başlatıp, “Kıbrıslı” düşmanlığı bayraktarlığına soyunuyor!

-*-*-

İçimizde sonucu olmayan, anlamsız, gereksiz, aptalca ve ucuz kavga devam ederken; öte yandan Yunanistan adalarından esnaf, Hürriyet gazetesinin manşetine haber oluyor, “Türk komşularımızı çok özledik, misafirlerimizi bekliyoruz, onları çok özledik” diye haykırabiliyor!
Neden?
E Türk turistler günde kelle başı 80 Euro harcıyormuş da ondan tabii ki!

-*-*-

Tüm ülkeler, sağlık alt yapılarını, hastanelerinde tedbirlerini, ilaçlarını, acil servislerini, ambulanslarını, çalışanlarını, hemşirelerini, doktorlarını, test kitlerini hazırlıyor; biz kimin cumhurbaşkanı seçileceğinin hesaplarıyla abidik gubdig tuvist egeynlerle resmen saçmalıyoruz!

-*-*-

Koalisyonu yıkalım!
Şu bakan otele gitti miydi gitmedi miydi?
Görevden alsam mı almasam mı?
Basın Sen vatanı sattı mı?
Doktor Özlem Gürkut, Mitsotakisçi mi?
Doktor Bülent Dizdarlı haksız mı?
Şener Levent zaten ajan!
Şener Elcil’in bileğini kesin, kanının rengi mavi!
Vay sendikalar ek mesai istiyor!
Esnaf grak grak ediyor!
Seçim maksatlı geçici portakal kesim işçisi alır gibi, hemşire alımı yapılıyor!
Plaklar dönüyor, müzikler çalıyor, insanlar yiyip yiyip doyamıyor!
Terelllel terelllel terelllllel ley ley lim yar!

-*-*-

Test kitimiz bitti!
Doktorlarımız bezdi!
Vatandaş patlamak üzere!
Acaba diyorum, Serhat İncirli’ye fırıncılar ekmek vermekten vazgeçerse, O’nu aç bırakırsak, KKTC tanınır mı?

-*-*-

Ahhh Arif hocam ahhhh...
Seni bu kadar çok özleyeceğimiz hiiiiiç aklıma gelmezdi...
Ahhhh!
Amma laftı o etmiştin ha!
Tek bir kelimeyle mesele ancak o kadar özetlenebilirdi yani!