Artemis Heykeli  1980’de Salamis açıklarında bulunmuştu. Heykelin tamamlayıcısı geyik figürleriyle birlikte korumaya alındı, ama eksik parçalar vardı. Geçtiğimiz yıl, yani 37 yıl sonra aynı bölgede, tesadüf eseri geri kalan parçaları bulundu. Eli ve diğer geyik figürü. Bir yıllık çalışmayla bakımdan geçirilen parçalar, geçtiğimiz günlerde ana gövdeye monte edildi ve heykel tamamlandı. Binlerce yıllık bir insanlık mirası, M.S. 2’nci yüzyıla ait, 36 farklı boyutta memesiyle bereketi simgeleyen Artemis heykeli, şimdi Güzelyurt Doğa ve Arkeoloji müzesinde sergileniyor.

ESERİN BAKIM VE ONARIMI 1 YILDA TAMAMLANDI...

Konu ile ilgili açıklamada bulunan Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürü Fuat Azimli, deniz tabanında olan eserlerin çok hassas durumda olmaları nedeniyle,  tuz arınma işleminin sualtı eserleri için büyük önem taşıdığını söyledi.

Arınma işlemi ile, iklimsel koşulların değişmesiyle (nem, sıcaklık…) eserlerde oluşacak olan kırılmalar, ufalanmalar, parçalanmalar ve çatlamaların engellendiğini söyleyen Azimli,  bu nedenle konservasyon işleminin bir yıl sürdüğünü ifade etti.

Bu sürede eserin üzerindeki yosun, kum ve kireçli parçaların temizlendiğini. tuz oranının ölçülüp haftada üç defa eserin suyu değiştirildiğini ve tuzdan arınma sağlandığını belirten Azimli,  tuz oranının kabul edilebilir seviyeye geldiğini ve eserin monteye hazır duruma getirildiğini söyledi.

ESERLERİN SAĞLIKLI OLARAK RESTORE EDİLMESİ ÖNEMLİ

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu ise, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada ülkenin her bir yerinde birbirinden değerli hazineler bulunduğunu ifade etti.

Artemis Heykeli’nin doğurganlığı, bereketi ve doğa üzerindeki egemenliğini anlatan bir eser olduğunu kaydeden Ataoğlu, bugüne kadar Türkiye’de 3, Kıbrıs’ta ise 1 tane bulunan heykelin yapılan çalışmalar neticesinde eksik parçalarından olan geyik heykeli ve Artemis’in elinin sağlıklı bir biçimde  restore edilip, teşhirde yerini alarak Kuzey Kıbrıs halkına ve turizme kazandırılmasının gurur verici olduğunu söyledi.

TAŞINABİLİR ESERLERİMİZİN KORUNMASI ÖNCELİĞİMİZ

Bakan Ataoğlu, eski eserlerin sağlıklı bir biçimde gelecek kuşaklara aktarılması amacı ile geçtiğimiz yıl Turizm ve Çevre Bakanlığı’na bağlı Eski Eserler ve Müzeler Dairesi Müdürlüğü bünyesinde bulunan Kültür Varlıklarını Koruma ve Onarım Merkezi’nin modern teknoloji ile donatılıp restorasyon ve konservasyon laboratuvarlarında taşınabilir eserlere yönelik konservasyon faaliyetlerine aktif olarak başlamasını sağladıklarını ifade etti.

Eski eserlerin bakım, onarım ve korunması adına merkezin çok önemli bir işlevi olduğunu belirten Ataoğlu, “ Merkezin daha kapsamlı restorasyon ve konservasyon işlemleri gerçekleştirilebilecek konuma getirilmesi için gerekli desteği vermeye devam edeceğiz” dedi.

Ülkedeki eserlerin teşhiri adına müze çalışmalarına da yoğun bir şekilde devam edildiğini ifade eden Ataoğlu, İskele’ye açılan müzeden sonra Lefke ve Güzelyurt’ta da müze çalışmalarında sona gelindiğini söyledi.

Girne ve Mağusa bölgelerinde de yeni müze ve müze restorasyonu çalışmalarının devam ettiğini dile getiren Ataoğlu, “Eserlerimizi sağlıklı bir biçimde teşhir etmek adına çağdaş müzecilik anlayışı ile teşhir yeri ve konservasyon çalışmalarına eş güdüm halinde devam edilecek” dedi.

Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu,  TC Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile yapılan görüşmede, de ülkemizdeki arkeolojik alanların gün yüzüne çıkarılması ile ilgili çalışmaların artırılması ve müzelerdeki teşhirin iyileştirilmesi adına teknik destek sağlanması yönünde karar aldıklarını da sözlerine ekledi.