Sigaraya zam mı yapıldı?

Arz talep meselesidir derim, geçerim.

Zaten içmem falan.

İçmeyin, zararlıdır da…

Alkole zam mı yapıldı?

Kardeşim onu da içmeyin…

Vardır bu zammın kapitalist ve de haklı sebebi derim, geçerim…

-*-*-

Ama bu zor günlerde, önüne gelenden “maske takın, ellerinizi sabunla yıkayın, eldiven takın, dezenfekte edin” diye tavsiyeler yağarken, 100’lük kutusu 2,5 TL’ye satılan tek kullanımlık tuvalet kağıdının az kalını maskelerin tanesinin 5 TL veya 16 TL’ye satılmasını “serbest piyasa” kurallarına bağlayamam!

40 TL kutusu, giyerken en az her on taneden 8 tanesi yırtılan eldiven satanları da affedemem.

Bu işten kar eden varsa da, “inşallah boğazınızda kalır” derim.

-*-*-

Toptancısı da satıcısı da üstüne almasın lütfen ama küçücük şişesi 1 TL’den satılan el dezenfektanlarının şu anda 10 TL, 15 TL’ye satılmasını da “neo liberalizmin vahşi kuralları”na bağlamamı kimse beklemesin.

Bundan kar eden herkese, “Nafgali ziligurtti” derim…

-*-*-

Sabun fiyatlarının bir anda artmasını, kokusuna bayıldığım limon kolonyasının “satın alınamaz” hale gelmesini de kabul edemem…

-*-*-

Bir de, herkesin sanal ortamda bilimsel ders vermesini kabullenemiyorum…

Bu coronavirüs denen meselenin ne olduğunu, nasıl önlenebileceğini veya nasıl tedavi edileceğini Dünya kadar ülkede, Dünya kadar sağlık uzmanı dahi henüz çözememişken, her duyduğunu yayanları da “sükunete” davet ediyorum.

-*-*-

Haaaa unutmadan yazmış olayım; “biz kebap yapıyoruz” paylaşımlarını da bir süreliğine durdurun…

Etin kilo fiyatı, elmas fiyatına yetişti gibi…

Kemikleri ile birlikte tartıldığı ve üzerindeki şiş amaçlı et ayrıldığı zaman 150 TL kilosuna geliyor bir kuzu budu. Bunun resmini paylaşmanın mantığı ne?

-*-*-

Bugün guru bakla haşladık; az zeytinyağı, az limon, iki soğan, bir ekmek!

Bari bunu paylaş!

-*-*-

Veee hepsinden önemlisi; ülkemizde ciddi sayıda devlet emeklisi, devlet memuru, devletten maaşlı “filozof” var…

Kusura bakmasınlar ama tuzları kuru…

Hükümetin her kararını eleştirmelerine hiç bir şey demiyorum!

Ama sanal alemde öyle tipler var ki; eleştirmekten öteye alay ediyorlar, aşağılamaya çalışıyorlar…

Ve öyleleri var ki, “şu başarısızdır istifa etsin” demiyor mu?

-*-*-

Atlatmamız gereken ilk sıkıntı, bu salgını durdurmayı başarmaktır

Allah aşkına, diyelim ki şu anda turizm veya sağlıktan sorumlu bakanlar istifa etti!

Veya top yekun bakanlar kurulu bıraktı!

Ne olacak?

“Sizinkiler” mi gelecek?

Kimlerdir sizinkiler?

Ve nasıl gelecekler?

Nereden başlayacaklar?

Önce müsteşarlarını mı değişecekler?

-*-*-

Yani diyeceğim şudur ki; atlatmamız gereken ilk sıkıntı, coronavirüs salgınını durdurmayı başarmaktır.

Ama şu sektör battı!

Doğrudur!

Bu sektör de bitti!

O da doğrudur!

Yayılma durdurulsun; “pozitif” vaka sayısı sıfırlanır inşallah; o zaman elbette herkesin fikirleri doğrultusunda, bu hükümet de bazı kararlar üretecektir.

-*-*-

Hepimiz filozofuz!

Hepimiz sağlık profesörüyüz!

Daha önce benzer salgınlarda görev almış uzmanlarız hepimiz!

E değiliz kardeşim, değiliz!

Bilmiyoruz bu bokun ne menem bir fenalık olduğunu!

-*-*-

Ama battık!

Doğrudur, canım benim, battık!

Birbirimize yardımcı olmalıyız!

Elimizden geldiğince!

-*-*-

Ama şu zengin vardı, bu banka vardı, şu kişi vardı; çok parası vardı ve yardımcı olmadı!

Evet, Arapça toplu namazların zamanının artık geçtiği inancım olmakla birlikte; Allah’a olan inancım da vardır ve bu türleri, rahat uyumamaları gerektiği konusunda, Allah’ın kesinlikle uyaracağına inanmaktayım.

Evet, Allah çok büyüktür.

-*-*-

Kısacası, bu coronavirüs belasının, çok alçak bir huyumuzdan da vazgeçmemize sebep olmasını diliyorum; kıskançlık ve kötü niyetli kıyas huyu…

“O’nun arabası şöyle, evi böyle, beş defa tatile gidiyor, çocukları şu okulda okuyor, filanca çantayı aldıydı, falanca markayı giydiydi” diyerekten ve tek tek basaraktan, bade süzerekten, kıskanmayı ve çekiştirmeyi artık unutalım.

Ne giydiğimizi, ne kullandığımızı, nasıl göründüğümüzü değil; sağlıklı olup hayatta kalmaı; kimseye bir hastalık bulaştırmamayı ve bulaşmamayı, bu hastalığı yaymamayı: ardından ne yiyeceğimizi; yiyecek bulup bulamayacağımızı öncelik yapalım…

-*-*-

Bir süre daha evde kalalım.

Sıkılmayalım; usanmayalım; çalışanların işini zorlaştırmayalım…

En başta da sağlık çalışanlarının işlerini…

Polise saygılı olalım…

Eksik gördüğümüz konular varsa, kırmadan, dökmeden de anlatabiliriz…

Bakın, meslek liselerimizde bazı hocalarımız maske dikmeye başlamış.

Alkışlayalım.

-*-*-

Ve naçizane tavsiyemdir; özellikle Türkiye kanallarında, çok fazla televizyon haberi izlemeyelim…

İnanın ben hafta sonu iki gün süreyle denedim; geceleri daha rahat uyudum.

-*-*-

Bir televizyon kanalı, ressam bir efendiyi canlı yayına bağladı…

Evet ressam bir efendi; canlı yayına bağlandı, sigarasını yaktı ve insanlara hastalıkla ilgili bilgiler verdi!

Türk televizyonlarını eleştirdik; kendi televizyon kanallarımızda da, her görüntüye gelenin, “evde kal, hijyene dikkat et, sosyal mesafeyi koru” dışındaki tavsiyelerini de lütfen dinlemeyelim…

“… Şunu için, bunu için iyi gelir” diye tavsiyeler var, yalvarırım dinlemeyelim!

-*-*-

Sadece evde kalalım…

Kimseyle görüşmeyelim, bulaşmayalım, bulaştırmayalım, bulaş varsa yaymayalım…

Komşu ziyaretlerine gitmeyelim…

Bizim yapabileceğimiz sadece budur.

Sabırla bekleyelim…

Sizi rahatlatıyorsa, dua edelim; müzik dinleyelim; bol bol okuyalım; yazalım; mümkün olduğunca kişisel hijyene dikkat edelim; herkesi sevmeyi ve saymayı; kimseye küsmemeyi; kimseyi yargısız bir şekilde infaz etmemeyi; kimseyi rengine, dinine, diline, ırkına, cinsel yönelimine göre ayırmamayı da bol bol düşünelim…

Bu ortak düşman karşısında, koskoca Amerika’nın, Başkan Donald Trump’ın bile çaresiz kaldığını anlayalım…

-*-*-

Birini kırarak, birine söverek, her kararı reddederek, hep negatif eleştirilerle saldırarak; coronavirüs testlerinin sonuçlarının tümünü “negatif” yapabilseydik keşke…

Ama imkansız…

Sabır!