Teoman Turan

Karpaz’ın güneyinde sondaj çalışması yapan Barbaros Hayrettin paşa gemisinin gerek doğal gaz, gerekse petrol konusunda önemli tespitler yaptığını belirten Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, önümüzdeki aylarda atılacak adımlar konusunda ilk defa Diyalog’a konuştu.

Üç ay içinde ortaya çıkacak resmi bilgiler sonrasında denizdeki kazılar için platformun adaya geleceğini söyleyen Atun, doğal gaz konusunda İsrail-Türkiye-KKTC işbirliğinin gündemde olduğuna dikkat çekti. Atun, İsrail gazının da KKTC’deki terminal üzerinden Ceyhan’a, oradan da Avrupa’ya ulaştırılması yönünde çalışmaların yapıldığını ifade etti.

Diyalog TV’de yayınlanan ve Genel Yayın Yönetmeni Reşat Akar’ın yönetip sunduğu “Son Durum” programında önemli açıklamalarda bulunan Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun, Türkiye’den denizaltından kablo ile gelecek elektrik konusunu da değerlendirdi.  Elektriğin Türkiye’den kablo ile gelmesi için bu yıl içerisinde uygulamaya başlanacağını söyleyenAtun, yaklaşık 450 milyon Euro’ya mal olacak projenin 2 yıl içinde tamamlanacağını belirtti.

Küresel akıl ve küresel vizyonla hareket edilmesi gerektiğine dikkati çeken Atun, Akdeniz’deki kaynaklar noktasında Türkiye’nin İsrail ile yapacağı bağlantılar neticesinde, KKTC’nin de bu işbirliğine ortak olacağına vurgu yaptı.

Rum Yönetimi’nin doğal gazı Kıbrıslı Türklerle paylaşmaya yanaşmadıklarını dile getiren Atun, “Rum Yönetimi sadece bizim hakkımızı vermemekle kalmıyor. Türkiye’nin haklarını da görmezlikten geliyor” dedi. 

Ekonomi ve Enerji Bakanı Sunat Atun’un açıklamalarından öne çıkan detaylar şöyle:

“Rumlar tek başına hareket ediyor”

“Rumlar Akdeniz bölgesinde tek başlarınaymış gibi hareket ediyorlar. Kıbrıslı Türklerin enerji kaynaklarından paylaşımını kabul etmiyor. “Çözümden sonra Kıbrıslı Türklerin paylarını vereceğiz” diyorlar. Ama hangi oranda vereceksin bunu söylemiyorlar. Sadece bizim haklarımızı vermemekle kalmıyorlar Türkiye’nin haklarını da görmezlikten geliyorlar.  

“Tansiyonu yükseltiyorlar”

Hem tansiyonu yükseltmek adına atmış oldukları adımlar bunlar. Güney Kıbrıs’ın İsrail’i bu işin içine  çekmeye çalışmasının en büyük nedeni, Kıbrıs konusunda da İsrail gibi özellikle ABD üzerinde etkinliği yüksek olan bir devleti gerçekten bir taraf haline getirmesi. Biz konuyu her perspektiften değerlendiriyoruz. Ana duruş noktamız biz Kıbrıslı Türklerin  haklarının müdafaa edilmesi. Doğu Akdeniz bölgesinde yaklaşık  9 trilyon metreküp civarında gaz olduğu tahminleri yapılıyor. Bu gaz yatakları içerisinde bizim de doğrudan Münhasır alanımıza giren yataklar vardır. 

“Sınırüstü’ndeki sondajlarda önemli bulgulara rastlandı”

Sınırüstü’nde bir sondaj yaptık.  O dönem orası bir araştırma kuyusu idi. Orada elde edilen bulgular karada da denizde de güçlü oranda petrol ve gaz rezervlerinin olduğuna dair bulgular vardı. Bu bulgular da mükemmel bir kaynak madenden gelmekteydi.   

Daha sonra 2014 yılında Güzelyurt bölgesinde bir başka araştırma kuyusu planlamıştık.  Önce Mağusa körfezi daha sonra da Güzelyurt ve Antalya arasında koridor içerisinde denizde taramalar yapmak üzere prensip anlaşmalarımız vardır. 2013 yılında hükümetten gittik. Bizden sonra gelen  CTP-DP   hükümetlerinin bu yönde hiç tasarrufu olmadı. Konuyu rafa kaldırdılar.  Bu yönde çok ciddi vakit kaybettik.

Daha sonra Ekonomi ve Enerji Bakanı olarak Temmuz ayında atandıktan sonra Türkiye’ye çok ivedi olarak ziyaret ettim.  Sayın Berat Albayrak’ın da yeni atandığı döneme rastlamıştı.   Kendisine bu konuyu gündeme getirdim. Kendisi de bana aktif olarak bu proje üzerinde   onların da çalışma yapmakta kararlı olduklarını söyledi 

“Yazılımlar araştırmacıların anlayacağı şekilde dönüştürülüyor”

Karşılıklı anlaşarak Barbaros Hayreddin Paşa gemisi Akdeniz’e gelmiştir. Geçen ayın sonunda da  Barbaros Hayrettin  Paşa gemisi sismik araştırma taramalarını Magosa bölgesinde tamamlamıştır.  Şu anda bütün bulguların tekrardan bir yazılıma yüklenip o yazılımın  araştırmacıların anlayacağı şekilde dönüştürülmesi gerekiyor. Bunun da üç aylık bir süresi var. Ancak bulgular olumlu yönde. 

Sayın Albayrak ‘nasibimizde varsa çıkaracağız’ demişti. Su, elektrik, gaz ve petrol konusuna küresel akılla bakmak lazım. Bencilce bakmamak lazım. Sadece iç tüketim değil daha küresel bakmak lazım.  Biraz daha küresel bakıldığında Türkiye’nin bölgede çok önemli enerji geçiş koridoru olduğunu görüyoruz.  Bugün şu anda yürürlükte  8 tane boru geçiş hattı var  Türkiye’den.. Ceyhan’a bağlantılar var. Çok projeleri var. Tam güçlü bir enerji ticaret olma noktasında Rusya ile  bağlantısı var. Denizaltından 900 km’lik gaz bağlantısı var. 

“Güney Kıbrıs düşmanca davranıyor”

İsrail var, o noktada Türkiye Yunanistan’ın sahip olduğu gaz enterkonnekte hatları var.   Güney Kıbrıs güney Akdeniz’de çok sorumsuzca çok başka uluslu şirketleri de  konuya ortak ederek düşmanca tavır içerisine giriyor.

Kuzey’de ne kadar gaz çıkar. Üç aylık sonuçlar gelmeden net bir şey söyleyemeyeceğim. Karpaz’ın güneyine düşen bölgelerde doğal gaz da petrol da olabilir.  

“Sondaj platformu denizde mobilize edilecek”

Şu anda Kıbrıs adasının etrafında 2,2 trilyon metreküp gaz olduğuna inanılıyor.  Hali ile biz bunları hiçe sayarak sondajlar yaparak bütün bu rezervleri  kendi pozisyonumuzu alacağız. Sayın Albayrakla olan görüşmelerimizde önümüzdeki 6 ay süre içerisinde  en geç 1 yıl içerisinde bir sondaj platformunun TPAO ortaklığı tarafından kiralanarak denizde mobilize edilmesi ile inşallah kısa sürece rezervlerimize erişeceğiz.

Şimdi bu bizi KKTC olarak doğal kaynaklar üzerindeki haklarımız yönüyle, doğal kaynakları değerlendirmemiz yönünde gerek kendi hak ve menfaatlerimizin korunması, gerekse de bundan ticari bir gelir elde edilmesi bizi çok ciddi şekilde ilgilendiriyor.

İleriki dönemlerde alt yapımızı buna müsait hale getirmekle beraber doğal gaz son derece ucuz bir enerji unsurudur.  

İsrail devletinin bölgede hareketli sondajları var ve elde ettiği bir takım rezervler var. Laviant yatağı en önemli rezervidir.  Sadece İsrail’in sahip olduğu rezervlerin bir trilyon metreküpün çok az altında bir rezerv.

“İsrail, Türkiye ile işbirliği yapmaya istekli”

İsrail bunu önce Güney Kıbrıs – Yunanistan - İtalya ve Avrupa’ya bağlanmak şeklinde düşünüyordu. Fakat bu bağlantının öncelikle kolay  olması gerekir. İkinci adımda da ekonomik  olarak ucuz olması gerekir.  Ekim ayında Türkiye’deki Enerji Kongresi’nde Sayın Berat Albayrak ile enerji alanında bir anlaşma imzalamıştık.  Onun bir gün sonrasında  Sayın Albayrak’ın dönemin İsrail Enerji Bakanı ile bir görüşmesi vardı. Daha sonra 9  Temmuz’daki bir toplantıda daha da ileri taşındığını gördük.  İsrail bu noktada Türkiye ile boru hattı yapmaya arzu ve istekli, Yunanistan ve İtalya üzerinden Avrupa’ya ulaşmak  yerine. 

“Kuzey denizindeki rezervler bitiyor”

Avrupa devletleri bugüne kadar 25-30 yıldır kuzey denizindeki gaz ve petrol rezervlerinden elde etmişlerdir enerji ihtiyaçlarını. Fakat artık kuzey denizindeki rezervler hemen hemen bitti.  

“Gaz dönüştürme tesisi yapmamız lazım”

Türkiye ile İsrail arasında bir boru hattı olmalıdır, olacaktır. Bunu ısrarla  talepkar bir şekilde çalışıyoruz. Bizim altı ay,bir yıl içerisinde  platformumuz gelecektir. O noktada haliyle  gaz dönüştürme tesisimizin olmaması,  bu bölgelerdeki  İsrail’in de rezervleri dahil olmak üzere  Güney  Kıbrıs’ın rezervleri dahil olmak üzere bütün araştırma tesisinin halen bu gazın çıkarılma ve satış maliyetinin son derece yüksek olması, burada Ceyhan terminal merkezine borularla aktarılacağını ortaya koyuyor. 

Türkiye-İsrail-KKTC ortaklığı

Bizim yapacağımız şey şu;  platformumuzla ister Karpaz’daki kara terminal merkezi, isterse dosdoğru Ceyhan’a boru hattı ile bağlanılacak.  Küresel nokta şu şekilde olacak: İsrail’in yönetiminde bulunan sondaj  platformlarından denizin dibinden döşenecek bir borunun bizim platformumuzdan ve kara terminaline bağlanmasıyla beraber Ceyhan’a nakli  çok daha  kolay hale gelecektir.  Bu noktada ana menfaatte bir  İsrail devleti ile ana menfaat çok daha  kısa bir mesafeyi çok daha ucuza geçip  terminalimize bağlanıp bunu Türkiye’ye aktarabilmek ve  Türkiye’nin Avrupa ile bağlantıları üzerinde satabilecektir.  Bu noktada da Türkiye KKTC ve İsrail ortaklığı tam manasıyla meydana çıkacaktır.  Bu noktada biz arzu ettiği takdirde Güney Kıbrıs’ın da bu boru hattına  bağlanabilmesini oturur konuşur değerlendiririz.  Bu Kıbrıs konusuna da yepyeni bir perspektif getirir.

Ancak  Güney Kıbrıs bizimle işbirliğine girse de girmese de her halükarda bizim artık enerji denklerimizin içerisinde yer almamız Kıbrıs konusunun siyasi ekseninde bana göre illaki kaydırıp başka noktalara gider.

“Denizaltından kablo ile elektrik 1-1,5 yıl içerisinde”

Elektrik konusunda hazırlıklarımız var. Ortak Enerji Çalışma Grubumuz akademisyenlerden oluşuyor. Bir proje hazırladılar.  Toplantılarda ana hatlarını hazırlamış olduğumuz proje uygulama 2017 yılı bitmeden bu konuda ilk girişimi  yapıp proje uygulamalarına biz Sayın Berat Albayrakla  mutabık kaldık. 2017 yılı içinde kablo uygulamasına inşallah başlanacaktır. Bizde dolar iniyor çıkıyor ve petrol fiyatı değişiyor elektrik fiyatı değişiyor. Ama bütün bunlar olurken, Türkiye’de ne dolar arttığında elektrik ne de su fiyatları değişmiyor.   Çünkü yenilenebilir enerjiden, fueloil’den, akar sudan, kömürden ileri gelen  farklı farklı  enerji üretim tesisleri var Türkiye’nin. Kömür de en ucuz enerji. Haliyle kablo ile bağlandıktan sonra  şu andaki elektrik  fiyatları, şimdiki fiyatların çok çok altında olacaktır.. 

“400-450 milyon Euro’ya mal olacak”

Elektrik kablosu denizaltındangelecek. Kablo özel bir siparişle yapılıyor. Onun finansmanını Türkiye organize etmiş durumda. 400-450 milyon Euro gibi bir finansmanı olacak. Yıl sonuna kadar uygulamaya başlanacak. Bunun devreye girmesi 1-1,5 yıl   gibi bir süreç alacak. İşyerleri, sanayi tesisleri, evler, okullar, kamu alanları ve üniversitelerin üretmiş olduğu güneş  panellerindeki enerjiyi de sisteme verilip mahsuplaşma imkanı sağlandı.  

“Vatandaşımız yönetemeyen belediye başkanı seçmesin”

Vatandaşlarımız 7-8 TL’ye su alıyor bunu nasıl ödeyecek diye soruyor. Vatandaşımız son derece haklı. Türkiye’den 1,6 milyar TL’lik bir proje yatırımı iç yatırımlarla beraber 2 milyarı aşmıştır bu kadar büyük bir yatırıma rağmen 2,45 TL’ye su barajlarımıza hatta belediye deposuna kadar geliyor. Vatandaşımıza şunu söylemek istiyorum, yönetemeyen belediye başkanını seçmeyin. 2,45 TL’ye elde edilen belediye deposuna kadar anavatanımızın suyu belediye size 7 TL’ye satıyorsa, o belediye başkanını bir daha seçmememiz lazım. 

“Halkın sırtından siyaset yapılıyor”

Bu hem beceriksizliktir, hem halkı enayi yerine koymaktır.  Hem de halkın  sırtından dünyada eşi bulunmayan bir siyaset yapmaktır.  Birileri çıkıyor kendi bölgelerine uygun geldiğinden dolayı katı yakıt alan makineleri boş boşuna alıyorlar elektrik kuru üzerinden hem ağır borç yüklüyorlar, fuel oile bağımlılık arttırılıyor ve vatandaş da haklı olarak isyan ediyor.  

“Fueloile savaş açtım”

Fueloile savaş açtım. Yenilenebilir enerjinin kapılarını sonuna kadar açtık. Bir makinenin yıllık harfiyatı 33 milyon TL’ye denk geliyor.  Havaya salınan her bir metreküp karbondioksit gazının da çevremize verdiği zarar 40 dolar. İfade ettiğimiz proje yani yıllık 75 megavatlık yenilenebilir bir enerji kapasitesi bize  bir makineyi devre dışı bırakmış olacak. 

“Elektrik fiyatları düşecek”

Elektrik Kurumu şu anda başa baş götürme noktasında. Ancak bizim yine önümüzdeki aylar içerisinde elektrik  fiyatları düşürme konusunda bir çalışmamız var. Özellikle sokak aydınlatmalarında Elektrik Kurumu’nun yıllık 18 milyon TL ciddi bir gelir kaybı vardır. Belediyeler  tahsil eder ve bunu Elektrik Kurumu’na geri ödemezlerdi.  Hatta bu ilk yapıldığında hepsi isyan ettiler. Ancak 2011 yılında yapmış olduğumuz düzenleme sebebiyle  6 yıl içerisinde 100 milyon TL Elektrik Kurumu’nun  kasasına giriş yaptı. 

“Küresel akıl ve vizyonla hareket etmemiz lazım”

Küresel akıl ve küresel vizyonla hareket etmemiz lazım. Kendi kaynaklarımızı hem de doğu ve batı koridorunda önemli bir işbirliği adımını atmış oluruz. Bu noktadan sonra Türkiye’nin İsrail ile kuracağı bağlantılar bizimle birlikte atacağı adımlarla birlikte Türkiye-İsrail-KKTC ortaklığı olacaktır.