Bağımsızlık Yolu,  Hala Sultan İlahiyat Koleji’nin derhal kapatılması gerektiğini savunarak, devletin de,  her türlü dinsel inancın kendi inananları tarafından finanse edileceği ve hiçbir dış yardımın yapılamayacağı bir denetleme sistemiyle, dinsel alana kamusal kaynak aktarımından çekilmesi gerektiğini savundu.

Bağımsızlık Yolu Genel Sekreteri Münür Rahvancıoğlu yaptığı yazılı açıklama ile Hala Sultan İlahiyat Koleji’ndeki başörtülü diploma fotoğrafı konusuna değinerek, “Bu şekilde oluşturulacak okullarda, kimin diplomasına hangi resmi koyacağına devlet karışmamalı ancak bilimin inkarına da sessiz kalmamalıdır. Kamusal kaynaklar, tüm vatandaşların ortak ihtiyacı olan sağlık, eğitim, ulaşım, barınma ve bilimsel yatırımlara yönlendirilmedir. Din dersleri ise elbette farklılıklara saygının gereği olarak seçmeli olmalıdır” ifadelerini kullandı.

Rahvancıoğlu, Hala Sultan İlahiyat Koleji’nde yaşananların   “siyasal İslamcıların kadın bedenini kalkan yaparak kendilerini mağdur gibi göstermek amacıyla kurguladıkları süreç” olduğunu  ileri sürerek, “konuyu  bürokratik baskı yöntemleri ile çözmeye çalışmanın , gerici kitleye bir mağduriyet hediye etmekten öteye bir anlam ifade etmediğini” savundu.

Rahvancıoğlu, “Bürokratik yöntemlerle inanan insanlara baskı uygulamak dinsel gericiliğe karşı bir mücadele biçimi değildir. Soyut özgürlükler söylemi ile ‘bırakınız yapsınlar’ tutumu da siyasal İslam’a koltuk değneği olmaktan öte bir anlam ifade etmez. Bağımsızlık Yolu, her türlü dinsel inanca saygı temelinde ancak bilimsel gerçekleri de dinsel hurafeler karşısında aktif bir şekilde savunarak devrimci bir laiklik çağrısı yapar” ifadelerini kullandı.