Cumhurbaşkanı Sözcüsü Barış Burcu, TC Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu yanıtladı: "Adı hep dürüstlükle birlikte anılan bir liderin dürüstlüğünü sorgulamak dayanaksız ve samimiyetsiz bir yaklaşımdır."

Burcu'nun açıklamaları şöyle: 

Sayın Cumhurbaşkanımız yıllardır çeşitli görevlerde toplumuna hizmet ediyor. Halkının kendisine duyduğu güven, dürüst ve samimi kişiliğinin eseridir. Siyasal yaşamı boyunca hep halkından destek almıştır ve halkından başka hiç kimseye hizmet etmemiştir.

Adı hep dürüstlükle birlikte anılan bir liderin dürüstlüğünü sorgulamak dayanaksız ve samimiyetsiz bir yaklaşımdır. Uzun yıllardır  halkının güven duyduğu bir kişinin dürüstlüğünü ölçmeye muktedir olan tek makam, onu yıllardır takip eden ve yakından tanıyan halkından başkası değildir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın bir gazetecinin kendi üslubu içinde ve kısaltılarak yayınlanan röportajından sonra kabartılan kin ve öfkeyle başlatılan saldırıların vardığı nokta tarafımızca acı ve ibretle izlenmektedir.

Sayın Türkiye Dışişleri Bakanının, Cumhurbaşkanımızı “terör destekçisi” olarak suçlayacak kadar ileri gitmesinden sonra, Türkiye televizyonlarında Cumhurbaşkanımıza aleni ölüm tehditleri savuracak rahatlıkta programcılar bile türemiştir. Hakaretler ve tehditler utanç verici bir boyuta ulaşmış durumdadır.

Hatırlanacağı gibi Sayın Cumhurbaşkanımız, 15 Temmuz 2016 akşamı Türkiye’deki devlet içinde yuvalanan terör örgütünün organize ettiği darbe teşebbüsüne, sonucu daha belli değilken açıkça tepki koyan ilk kişi olmuştu.

Bunu kamuoyu ile paylaşmakla yetinmeyerek; Türkiye Cumhurbaşkanına ulaşmaya çalışmış, bunun mümkün olmaması üzerine Türkiye Dışişleri Bakanını telefonla arayıp darbeye karşı destek ve dayanışmasını belirtmişti. Cumhurbaşkanımızı şimdi terör destekçisi olmakla itham edenlerin, bütün bunları unutmuş görünmeleri hazindir.

Sayın Cumhurbaşkanımız hayatı boyunca demokrasi için mücadele etmiş bir kişidir. Dolayısıyla kendisini terörle ilişkilendirme gayreti vahimdir.

Sayın Cumhurbaşkanımızın fıtratında tahakküm olmadığı gibi yalvarma da yoktur. Kendisi her zaman samimi diyalog kurmaya özen gösteren ve açık iletişimi önemseyen bir kişidir.

Son yaşananlar eskiden beri Türkiye ile kişilikli ve eşitlikçi bir ilişki kurmanın gerekli olduğunu savunan Sayın Cumhurbaşkanımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya çıkarmıştır.

Sayın Cumhurbaşkanımız Türkiye ile hiyerarşik değil eşit ve dostane bir ilişki arzu etmektedir. Bu konudaki tavrı son derece açıktır ve halkına bu vizyonla seslenmektedir. Böylesine bir ilişki hem Kıbrıslı Türklerin hem de Türkiye’nin yararınadır.

Cumhurbaşkanlığı, fırtınalar kopartılan ve düzeysiz saldırılara konu edilen röportajın ilgili bölümlerinin tam metnini hem yazılı hem de ses kaydı olarak kamuoyu ile paylaşmıştır. Bu görüşler, hem Kıbrıs Türk Halkının hem de Türkiye’nin yararını gözeten samimi düşüncelerdir.

Cumhurbaşkanımız, daha önce de çeşitli vesilelerle ifade ettiği bu görüşlerinin elbette arkasında durmuştur ve durmaya devam edecektir.