Sabri geldi dün!

Bizim Sabri canım!

“İşimiz hikaye abi” dedi!

Anlamadım, “anlat Sabri” dedim!

“Abi, milletvekili Başbakanı tehdit etmiş” diye çıkıştı…

“Ne tehdidi, nasıl tehdit etmiş be Sabri?” diye sordum, Sabri açıldı:

“… Abi, başbakanın kendi partilisi milletvekili demiş ki, ‘eğer oğluma müdürlük vermezseniz, nisabı unutun’”…

“Peki başbakan ne yapmış Sabri’ciğim, yekleştirmedi genne basbalyayı?” diye çıkıştım!

“Yok abi, çocuk şimdi müdür” dedi Sabri…

-*-*-

Sabri, bu sıcakta zivaniya içilmez ama çok soğuk bir bodiri sipariş etti; bir dikmede bitirdi. Yani fondip etti!

“Hep pazarlık, hep kişisel menfaat” dedi Sabri!

Arsalardan, arazilerden, kredilerden bahsetti…

-*-*-

Başbakanı müteahhitlerin da kandırdığını anlattı!

“Nasıl yani?” dedim, anlattı:

“… Abi, bizim müteahhitler, Girne Hastanesi ihalesini iptal ettirmesi için başbakanı yediler bitirdiler, fukara başbakan da kabul etti, ihale iptal oldu… 60 milyon TL’ye bitecek olan hastane şimdi, bugün ihaleye çıkılsa, en az 160 milyon TL isteyecek… O da Güzelyurt Hastanesi gibi yarım kalacak abi, kesin” dedi…

-*-*-

“İşimiz hikaye” diye de ekledi…

Ve bir soru sordu Sabri:

“… Abi, sence Türkiye Dışişleri Bakanı neden sadece bizim YÖDAK Başkanı’nı ziyaret etti?”…

Doğrusu çok merak ettim ve “neden Sabri, anlat” dedim!

Anlattı…

“Abi, gene kişisel ahbaplık, torpil talebi… Da anlayamadığım bu görüşme gizli olabilirdi, neden basının kapıda fotoğraf çekmesine izin verdiler onu bilemem…”

“Aç meseleyi tam anlamadım Sabri” dedim, döküldü Sabri:

“… Abi, bir özel üniversiteye akreditasyon torpili talep edildi. İçeriden öğrendim… Bizim dışişleri bakanı da yanında ya… Bizim dışişleri bakanı, bahsettiğimiz üniversitenin mütevellisindeymiş ve KTÖS’ün da inadına olsun yani…”

-*-*-

Sabri’yi tut tutabilirsen!

Anlattıkça açılıyor, açıldıkça anlatıyor!

-*-*-

Egemen eşit devletmiş!

Hah ha ha!

Güleyim bari!

Vallahi Sabri diyor ha ben değil!

Cumhurbaşkanı ile Dışişleri Bakanı eşit mi ki “ortak basın toplantısı düzenliyorlar?”…

Eskiden de öyleydi ama Sabriciğim!

Hep böyleydi!

Yeni bir şey değil!

“O zaman, eşit egemen demeyeceksin, gerçeği göreceksin, haddini da bileceksin” diye çıkıştı Sabri!

-*-*-

İşimiz hikaye!

Öyle diyor Sabri!

Bir başka vekil, başbakanı aramış, “karımı başhekim yapacaksınız” demiş!

Sabri durmuyor, tutulmuyor!

Ve şunları anlatıyor:

“… Başbakanı gurvada kıstılar, gelen bir şey istiyor, giden bir şey soruyor… N’apsıııın? O da genel başkanlık hatırına, şaşkın durumda… Şimdi bir vekil, tutturdu, bir hastanemizin başhekimliğine karısının getirilmesini istedi… O da demiş başbakana ki, ‘karımı başhekim yapmazsanız, nisabı unutun!’…

-*-*-

Camiye giden çocuğa da bisiklet!

E hayırlısı!

-*-*-

Başka?

Başka bir şey yok!

Bu ülke bitti!

Ne diyelim, ne yazalım?

Eskiden de bitmişti değil mi?

Haklısınız!

-*-*-

Egemen eşit devlet!

Dünya devletleri sıraya girmiş; “haydi yürüyün da tanıyacayık” diye mesajlar geliyormuş!

Nasıl dediniz?

Tanınsa ne olacak?

O da başka bir acı gerçek!

“İşimiz hikaye” ile KKTC tanınsa ne olacak ki!

İşimiz hikaye!