İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, Meclis'te yaptığı konuşmada, iskân malı arazilerin nasıl değerlendirildiğini aktararak, bu kapsamda turizm yatırımı amacıyla verilen ve kullanılan bin kadar arazi olduğunu belirtti.

Ayşegül Baybars, “Karpaz’da sözü edilen arazi de böyle. Bu arazi söz konusu kişiye UBP’nin hükümette olduğu 2013’te verildi. Daha sonra bu işlem Sibel Siber hükümeti tarafından iptal edildi. 4 Aralık 2018 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla arazi aynı kişiye verildi. Bu arazi üzerinde turizm yatırımı yapıldı. Kalkınma Bankası kredi verdi. Kişi bunu ödedi. Yani arazinin üzerinde değerinden fazla yatırım var. Bu kararı kazanılmış haklara saygı çerçevesinde verdik. Kararın, idare hukuku prensiplerine aykırı olduğunu düşünmüyoruz” dedi. 

Emirname konusunun bittiğini ama hala kaosa oynandığını söyleyen Baybars, bugüne kadar birçok bölgenin imar plana kavuşturulmadan bir gecede çıkan emirnamelerle on kat, yirmi kat yükseklikteki binalara yol açıldığını söyledi.
Ayşegül Baybars, Mağusa, İskele ve Yeniboğaziçi imar planı çalışmalarının Kasım 2016’da başladığını ancak alanın büyük olması ve planlama ekibinde çalışanların sayısının az olması nedeniyle çalışmanın uzadığını dile getirdi. Baybars, “Yardım alınmasına rağmen çalışma beklenen hızda ilerlemedi” dedi.

Mevcut durum analizlerine değinen Baybars, “Mağusa’da az bölge kalmıştır belki ama faaliyetlerin düzenlenmesi açısından emirnamenin önemli olduğunu düşünüyorum. Yeniboğaziçi’nin sit alanı olmasından kaynaklı insanların mağduriyeti var ve biz bunu dikkate alacağız. İskele’yi hala şanslı görüyorum. Burayı doğru planlamanın tam zamanıdır. İmar planı çalışmalarını güvence altına alacak emirnameyle yaptığımız şey, bölgedeki mevcut durumu biraz yavaşlatıp, koruma altına almaktı” dedi.
Büyümenin merkezden başlaması gerektiğini, emirnamenin sadece yatay ya da dikey büyüme olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Baybars, yatırımcıların yatırımlarını güvence altına alacak, naylon projelerin buralara girmesini engelleyecek bazı tedbirler almayı hedeflediklerin ifade etti.

Baybars, “İnşaat sektörünün zarar görmesini ne ben isterim ne de hükümet ister” vurgusunda bulundu.
Emirnamenin hazırlarlarken sadece 3 belediye başkanı ve teknik ekibiyle görüşüldüğünü söyleyen Bakan, “3 belediye başkanının çelişkili açıklamaları olmasına rağmen, üç başkan da ‘emirname çıkarın bizi müteahhit baskısından çıkarın’ dedi. Bu konuşmalar şahitsiz konuşmalar değil” şeklinde konuştu.

“İlk günkü duruşumuz neyse koruduk” diyen Baybars, “Empoze olduğunu söyleyenler eski emirnamelerin bir gecede yayınlandığını unuttu mu? Bilgi kirliliği, kaos ve karmaşıklık temiz bir yere taşındı. Müteahhitler eylemden bu nedenle vazgeçti. Kaos ve eylem isteyenler için üzgünüm” şeklinde konuştu.
İmar planının yol haritasını çizdiklerini söyleyen Baybars, 5589 sayılı yasanın birçok maddesinin tadil edilmesi, ilgili tüzüklerin değişmesi konusunda hedefleri olduğunu da belirtti.

Bakan Baybars, “Tartışmaların tek sevindiren yanı imar planı yapılacağını bilmesine rağmen hiç katkı koymayan kişiler şimdi heyecan duyuyor. Emirnameye bir yıl süre konması da bunun göstergesi. Katılımcılığı destekliyoruz” dedi. 
Belediyeler konusunda da konuşan Baybars, belediyelerle ilgili yasanın kadük olduğunu, bunu çöpe atma gibi bir tutumları olmadığını, üzerinde çalıştıklarını, iç denetim, belediye başkanı ve meclis üyelerinin yetki görev ve sorumlulukları ile ceza ve yaptırımla ilgili maddelerde düzenleme ve eklemeler olduğunu belirtti.

Baybars, personel istihdamı konusundaki istismarın ortadan kaldırılması konusunda bir maddeyle ilgili çalışma yaptıklarını söyledi.

Belediyelerin aciz hale düşmesi halinde ne yapılacağı, nasıl bir yol izleneceğiyle ilgili hususların da tasarıya eklendiğini söyleyen Bakan, denetimin sayıştaydan çıkarılması, Belediyeler Yasası’na bu konuda ekleme yapılması, gelirlerin artırılması konusunda bir takım değişiklikler olduğunu söyledi.

Belediyeler Yasası’nın belediye sayısının azaltılması ve hizmet modellemesiyle ilgili reformları da içerdiğini kaydeden Bakan, “Belediye yasa tasarısı neredeyse bitmek üzere. Belediyeler Birliği ile hem hukukçularımız hem de uzman kadromuz güzel bir çalışma gerçekleştirdi. Komite tasarıyı ocak ayı içinde bakanlar kuruludan geçirerek ve meclis gündemine alacağız” dedi. 
İçişleri Bakanı Baybars, “41 muhtarın binasının Merkezi İhale Komisyonu’na gönderildi. İhale bugün bitti” dedi.
E-devletin en temelinde muhtarların olacağını söyleyen İçişleri Bakanı, muhtarların mekânsal adres kayıt sistemi ve kütüklerini tutmasının önemli olduğunu, bu nedenle teknolojiyi bilen muhtarlar için el kitabı hazırladıklarını kaydetti.

Baybars, “Muhtarlar, asgari ücretin yarısı kadar ödenek alıyor. Maliye Bakanlığı ile bunun asgari ücretin üçte ikisine çıkarılması görüşmesi oldu. Kriz, 2019 başı itibarıyla bunun hayata geçmesine engel görünüyor ama bütçe olanakları izin verdiği takdirde Maliye Bakanlığı ile çalışacağız. Muhtarların ödeneklerinin yetersiz olduğu konusunda hem fikirim. Kendilerine tüzükle verilen ve hazırladıkları belge başına aldıkları miktar var…” dedi.

Vatandaşlıklar konusunda da açıklamada bulunan Baybars, “Bu en hassas olduğumuz konu. Planlamanın sınıfta kaldığı bir ülkede doğduk, büyüdük ve yaşıyoruz. Vatandaşlık, yabancı iş gücü, ülkedeki nüfusun idaresi konusunda ciddi bir çalışmayı bugüne kadar tamamlayamadık” şeklinde konuştu.
Nüfus politikasının İçişleri Bakanlığı’nın görevi olarak görüldüğünü dile getiren Baybars, bu konuya çalışma ve ekonomi bakanlıklarının ciddi katkısı olması gerektiğini söyledi. 

Yurttaşlıklar konusunda da konuşan Baybars, 10 istisnai vatandaşlık konusuna değinerek, “Burada doğmuş, büyümüş, burayı vatan bilmiş, gidecek başka yeri olmayan çocukları ve gençleri vatandaş yapmanın karşısında değiliz. İptal ettiğimiz vatandaşlıklar arasında böyle kişiler yok” dedi. 
Baybars, Muhaceret Dairesi’ne memur alacaklarını da açıklayarak, “Yeterli olmasa da daire biraz rahatlayacak. Vatandaşlık konusunda talep çok, izlenmesi gereken sıra ve usul çok fazla” şeklinde konuştu.
İçişleri Bakanı, Daimi İkamet İzni ile Yurttaşlık Yasa tasarısını Bakanla Kurulu’na sunduklarını, partilerden görüş gelmesi durumunda bu tasarılarla nüfus politikasını ortak akılla belirleyeceklerini söyledi. 

Öğrenci izinleri konusuna değinen online sisteme işaret ederek, 1 Ekim’den bugüne kadar 45 bin 518 kişinin sisteme kayıt yaptırdığını kaydeden Baybars, “Kayıt dışı yaşamı da engelleyecek bir sistem. Öğrencilerle ilgili af zaruriydi. Genel olarak aflarla devlet otoritesinin ve ciddiyetinin sarsılabileceğinin farkındayız” dedi.
Merkezi Cezaevi konusuna da değinen Baybars, “Yeni cezaevi son birkaç ayda yavaş ilerliyor ama durmadı. Mayıs 2019 hedefi şaşmış değil” dedi. 

Baybars, “Kırsal kesim 7 bin küsurun üzerinde arazi dağıtıldı. 4 bini aslında arazi değil tarla. Alt yapı yok. İzlenen politikalar siyasi mesajlar içeriyor. Büyükkonuk, Mevlevi, Güzelyurt ve Yeniceköy’de süren davalar var. Hem alt yapının olmaması hem de gelişigüzel dağıtımlar sorun yaratıyor. Alt yapı yatırımlarından da kaçmıyoruz. İhalelere çıkıp etap etap yapacağız” dedi.
Sosyal konut projesi hakkında da konuşan Baybars, “Arazi tespitini yaptık Maraş’ta. Proje çiziliyor. İlk başta Maraş, sonra

Güzelyurt …Belli bölgelerde hem fikiriz” şeklinde konuştu.
Lefke’de devlete ait arazi bulmada sorun yaşandığını da belirten Baybars, bütçeden sonra kaymakamlık binası tespiti için Lefke’ye gideceklerini açıkladı.