Yeni Bakış'tan Deniz Abidin'in haberine göre, Kıbrıs Türk Amme Memurları Sendikası (KTAMS) Yeni Başkanı Güven Bengihan, sendikanın 14 Kasım 1956 tarihinde kurulan ve bugüne kadar gelen bir geçmişi olduğunu belirterek,  62 yılın toplumsal mücadele ve çalışanların hakları için verilen kavgayla geçtiğini söyledi. Bengihan, bayrağı daha da ileriye taşımak için görevi devraldığını ifade ederek, çözüm ve barış konusunda sendikanın federasyon temelindeki bir çözüme olan desteğinin yeni dönemde de devam edeceğini belirtti. Bengihan, barış, demokrasi ve emek mücadelesinde de geçmişte ortaya konulan başarılı mücadelelerin bundan sonra da artarak devam edeceğini söyledi. Bengihan, son yapılan genel kurulda, tüzüğün güncellenerek genelinde tüm çalışan ve emeklileri üye olabilecek ve örgütleyebilecek bir düzenleme yapıldığına dikkat çekerek, özel sektörde sendikalaşmanın yolunu sendika olarak bu şekilde açmak istediklerini kaydetti. 

“Teşvik edici düzenlemeler şart”

 Özel sektörde sendikalaşmanın yolunun açılması için hükümetin yasal yönden bir takım teşvik edici düzenlemeler ortaya koyması gerektiğini belirten Bengihan, “Özel sektör çalışanı bugün hak ettiği maaşı almıyor, yatırımları zamanında yapılmıyor” diye konuştu. 

Bengihan, kayıt dışı çalışmanın önüne de ancak sendikalaşmayla geçilebileceğinin altını çizerek, ancak bazı işverenlerin çalışanı sömürebilme adına sendikaların kendi bulundukları iş yerlerine girmesini istemediğini belirtti. Bengihan, bu süreçte hükümetten özelde sendikalaşmayı ve kamunun içinde bulunan birtakım kurumlarda bireysel sözleşme yapılan çalışanların toplu sözleşme kapsamına alınmasını talep ettiğini kaydetti. Bengihan, hükümetin sendikalaşma noktasındaki tavrını söylemden öteye pratikte de göstermesi gerektiğini söyledi. 

“Bizim için gösterge icraattır”

Bengihan, şöyle devam etti, “Eski eser ve müzelerde çalışan 26 kişinin bireysel olarak Bakanlar Kurulu tarafından yapılan istihdamları vardır. Bu çalışanların iş güvenliği kapsamına girebilmesi için toplu sözleme şarttır. Bu sendikalaşma yolunda atılan adımlardan biridir.” 

Güven Bengihan, “Bizim için gösterge icraattır” diyerek, “Hükümetin icraatları ne kadar çalışma hayatına yansırsa bizim açımızdan olumlu bir gelişme olur” diye konuştu. 

“Protokol diplomatik saygınlık çerçevesinde olmalı”

Bengihan, Türkiye hükümeti ile KKTC hükümeti arasındaki ilişkinin diplomatik saygınlık çerçevesinde olması gerektiğine vurgu yaparak, her iki ülkenin de birbirlerinin değerine saygı göstermesi gerektiğini söyledi. Bengihan, bütçe görüşmelerinin ardından gündeme gelmesi beklenen protokol görüşmelerinin ise, her iki tarafın çıkarları gözetilerek düzenlenmesi  gerektiğini belirtti. 

Bengihan, KKTC’de yaşayan halkların çıkarlarının ön planda tutulması gerektiğine dikkat çekerek, ülke topraklarında kendi kendimizi yönetebilme iradesini ise ortaya koymak gerektiğini söyledi. 

“Acil kriz masası oluşturulmalı”

Bengihan, dövizle ilgili Türk parasının değer kaybetmesi konusunda ise, dövize endeksli olan kira, sağlık ve eğitim gibi konularda hükümetin acil bir kriz masası oluşturarak önlem alması gerektiğini belirtti.

Bengihan, kira, eğitim ve sağlık alanlarında herkesin Türk Lirası olarak borçlanmasının ve bankaların daha uygun faiz oranı vermelerinin önünün açılması gerektiğine vurgu yaptı. 

“Ortak mücadele şart”

Bengihan, ülkede ve dünyada küresel sermayenin ve bu sermayenin neoliberal politikalarının uygulanması sonucu emekçilerin her zaman sömürülmekte olduğunu kaydetti. 

Güven Bengihan, sermaye kesiminin kendi karlarını daha çok artırabilme derdinde olduğunu ifade ederek, bu nedenle birçok kamusal alanların özelleştirildiğini, emekçilerin çalışma saatlerinin artmakta, çalışma koşullarının insanlık onuruna yakışır durumdan uzaklaşmakta olduğunu belirtti. Bengihan, emekçilerin en az mağduriyet yaşayabileceği şekilde örgütlü olmaları gerektiğini söyledi. Bengihan, örgütlü olmayan toplumun emek sömürüsüne karşı başarılı olamayacağını ifade ederek, ancak örgütlü ve bilinçli toplumların emek sömürüsüne karşı mücadele edebileceğini kaydetti. Bengihan, tüm bu olumsuzlukların önüne geçmek adına ise ortak mücadelenin şart olduğunu belirtti. 

“Çalışanlar arasında ayrımcılık doğdu”

Güven Bengihan, kamuda çok farklı istihdam modellerinin geliştiğini belirterek, Kamu Görevlileri Yasasına göre sürekli personel, işçi, sözleşmeli istihdam modelleri olduğunu kaydetti. Taşeron şirketler tarafından birçok bakanlığa istihdam yapılmakta olduğunu anlatan Bengihan, Kamu Hizmeti Komisyonu tarafından işin ihtiyacına göre münhallere çıkılmadan sadece taşeron firmanın istihdam ettiği, hiçbir niteliğe bakılmadan kamu dairelerine istihdam yapılmakta olduğunu belirtti. Bengihan, bunun kamuda örgütlü mücadeleyi ve kamuda verimliliği baltaladığını söyleyerek, bu şekilde istihdam modellerinin ortaya çıkmasının çalışanlar arasında ayrımcılığı doğurduğunu kaydetti. 

Bengihan, 2011 yılında yürürlüğe giren göç yasası diye nitelendirilen 47/2010 sayılı yasa ile işe giren ile 2011 yılı öncesi işe giren kamu çalışanları arasında yüzde 35’lik maaş farkı yaratıldığına dikkat çekerek, kutuplaşmanın yaratıldığını söyledi. 

“İşe gitmeyene disiplin soruşturması açılmadı”

Güven Bengihan, şöyle devam etti, “Bu durum çalışanlar arasında işin verimliliğinin düşmesine neden oluyor. Kamuda yaşanan diğer bir sıkıntı ise, kamudaki siyasetçilerin maalesef kamu görevlilerinin kendi siyasi emelleri için kullanmaya çalışmasıdır. Kamu görevlileri arasında, ‘benim partilim ve benim partimden olmayanlar’ diye kamu çalışanlarının ötekileştirilip kendi partisinden olanları daha az iş yükünün olduğu yerlere nakil ederek, ya da ek mesai çalıştırmak gibi çalışanlar arasında ayrımcılık yapmaktadırlar. Zaman zaman da kamu çalışanları arasında hatta aylarca işe gitmeyenlere hiçbir şekilde disiplin soruşturması açılmadı. Son seçim döneminde işe gelmeden seçim zamanı bakanlarla birlikte oy toplayan kamu görevlileri vardı. Bu da kamunun her geçen gün siyasetçiler tarafından bozulmasına neden olmaktadır. Kamuda reform ilk önce siyasetçilerin zihinlerinde olmalıdır.”

“Birçok yasanın güncellenmesi şart”

Bengihan, denetim yanında bu konuların yasaların güncellenmesiyle çözülebileceğinin altını çizerek, kamu görevlilerinde disiplin soruşturması başlatmaya tek yetkilinin bakan olduğunu, çoğu zamanlarda yazı yazılması halinde ilgili bakanın soruşturma başlatmadığını söyledi. 

Bengihan, disiplin işlemleriyle ilgili uygulanacak olan müdahalelerin sulandırıldığına işaret etti.

“Asgari Ücretin belirlenmesinde hissiyat çok önemlidir”

Güven Bengihan, asgari ücretin net 2 bin 57 lira olduğunu belirterek, bir önceki netin bin 892 lira olduğunu, bunun da 165 TL’lik artış anlamına geldiğini kaydetti. Bengihan, asgari ücretin dört kişilik bir ailenin insanca yaşayabileceği noktada olmadığını söyleyerek, komisyonda asgari ücretlileri de temsil eden kişilerin olması gerektiğini belirtti. Bengihan, özel sektör çalışanlarını temsil eden birinin mutlaka komisyonda olması gerektiğini belirtti. 

Bengihan, “Hissiyat çok önemlidir. Asgari Ücret Tespit Komisyonunda olan herkesin aldığı maaş, asgari ücretin çok üzerindedir. Kriterler tekrardan değerlendirilerek insanca yaşanır bir ücret olabilecek şekilde değerlendirilmelidir. Asgari ücretlinin halinden yalnız asgari ücretli anlar” dedi. 

“Vaatlerin takipçisiyiz”

Bengihan, dörtlü koalisyon hükümetinin toplumun en genelini temsil ettiğini belirterek, hükümetin henüz kendi bürokratlarını ve yönetim kurulu üyelerini dahi atayamadığını ifade etti. Bengihan, “Müşavirliği kaldıracaklarını, giriş çıkışları kontrol altına alacaklarını, haksız yere verilen vatandaşlıkların iptal edileceğini söylediler. Biz bu vaatlerin takipçisiyiz. Söz verdiklerini yapmaları durumunda çıkıp kendilerini tebrik edeceğiz, yapmamaları durumunda ise çıkıp kendilerini eleştireceğiz. Ekiplerini yerleştirip icraatlarına başlamalarını bekleyeceğiz. Hükümet hakkında yorum yapmak için henüz erken” diye konuştu.