Özdemir Berova, seçimleri , asgari ücretle ilgili düşüncelerini ve Türkiye ile ilişkiler noktasında gelinen son durumu değerlendirdi.

İşte programdan öne çıkan başlıklar:

Nasıl gözlemliyorsunuz hem seçimleri hem gidişatı?

Berova: Gidişata dair bir değerlendirme yapabilmek için biraz geriye gitmek lazım. Covid-19 salgını 2020 yılının Ocak ayında ortaya çıktı ve o günden bugüne kadar geçen süre içerisinde de tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini sürdürmekte. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu şartlar altında 2020 yılını geçirdi ki ülkenin iki ana ekonomi alanında neredeyse sıfıra yakın bir gelir oldu. Akabinde 2021 biraz düzelme olmasına rağmen o beklenen gelişmeyi maalesef yaşayamadık. Sadece ül23kemizde değil dünyanın pek çok ülkesinde bu ekonomik sıkıntılar hissedildi hatta dünya ölçeğinde bakacak olursak yüzde 16’lık ekonomik hacim daralması oldu, kıtlık baş gösterdi. İşsizlik oranlarında ciddi bir artış var. Tabii bunların yansıması bizde de oldu. Bu arada siyaset açısından bu pandemi süreci içerisinde bir Cumhurbaşkanlığı seçimi yaşadık akabinde UBP olarak kurultayımıza giden süreçte mahalle kongrelerimizden başlayarak geçen bir süreç yaşadık ve bugüne geldik. Siyaset açısından baktığımız zaman bugüne kadar gelen süreç içerisinde motivasyon ve değişim açısından tek değişim gösteren UBP oldu. Yeni genel başkanımızın da seçilmesiyle UBP siyaseten tam ve seçimlere hazır bir parti haline geldi. Yeni lideriyle birlikte umut vaat edebilecek tek parti oldu. Diğer partilere ve liderlere baktığımızda daha önceki söylemlerinden ve yaptıklarından başka yapabilecek bir şeyleri olmadığını görüyoruz. Bugün sahada hem siyaseten hem de seçim çalışmaları açısından bakıldığında sadece UBP var. Bizim dışımızda seçim çalışması yapan arkadaşlarımız çok dar kitleler halinde, dar alanlarda çalışıyorlar.
Tabii geçen tüm süreç içerisinde mecliste de işte nisap sıkıntıları ve ona bağlı olarak kötü bir dönem yaşandı. Bunun sebeplerine bakıldığında esas nedeni çok parçalı bir meclise sahip olmamızdı. Mecliste olan üç partinin dışında grubu olan bir parti yoktu. Aynı tehlike yine var ve bunun yaşanmaması için istikrar gerekiyor. Oluşturduğumuz seçim sloganlarının altında bir mana var. Sürekli olarak istikrar vurgusu yapıyoruz çünkü 2022 yılı da 2021 yılından çok daha kolay geçecek bir yıl olmayacak.
Ekonomi, Maliye ve Bütçe Komitesi olarak bütçeyi 12 milyar 700 milyona bağladık. 2 milyar 600 milyon TL ise açıktaydı. Son gelişmeler ve hayat pahalılığının %37 civarına çıkması ile birlikte bu bütçe açığı da gerçek anlamda büyüyecek. Bütçeye 2.4 milyar TL civarında ek bir yük gelecek. Bu açığı kapatabilmek için önce bir istikrar oluşturulması gerekiyor. Sonra bütün veriler masaya yatırılacak ve bu yatırılan verilerle yeni bir ek bütçe tahsilatı yapılacak. Bu olmadan 2022’yi geçirmek mümkün değil. UBP olarak seçildikten sonra ilk yapacağımız iş bu rakamları masaya koyarak bunun üzerinden öncelikle 2022’yi planlamak akabinde orta ve uzun vadeli planlar yapabilmek. Bunu yapabilecek kapasiteye sahip tek partiyiz. Bu yüzden halkın içerisinde en geniş kitleye sahip bir partiyiz. Önümüzdeki dönem için hayal satmıyoruz elbette sıkıntılı bir süreç geçecek ama bu sıkıntılı sürecin sonunda güneşli günleri görebilecek tek parti UBP. Zaten yapılan anketler de bunu gösteriyor. Tek başına iktidara ulaşma açısından bir adım gerideyiz. Bu yüzden halkımızdan sandığa giderken karma oy kullanmamasını, mühürün ne kadar önemli olduğunu ve bu meyanda da gelecek mühürler ile istiklali sağlayacağımızı dile getiriyoruz.

Türkiye ile ilişkiler noktasını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bundan sonraki süreçte 2022 yılında Türkiye ile ilişkiler iyi olacak mı, iyiye doğru gidecek mi?
Berova: Sayın Başbakanımız şuanda Ankara’da temaslarda bulunuyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile Türkiye’nin ilişkileri her zaman et ve tırnak ilişkisi ile eşdeğer olmuştur. Tarihsel sürecimizde de bu böyle olmuştur. KKTC’nin kurulması ve varlığını sürdürmesinin yegane sebebidir Türkiye. Türkiye de her zaman KKTC’nin yanındadır.

Asgari ücretle ilgili düşünceniz nedir?
Berova: Ekonomide her zaman dalgalanmalar olur. Bizim için de ciddi bir ekonomik dalgalanma durumu söz konusudur. Bu durumun stabilize olması bir dengeye oturması gerekiyor. Şu anda o dengeleme süreci içerisindeyiz Aralık ayında 8,50 TL olan dolar bugün 13-14 TL. Bizde olduğu kadar dünya ekonomisinde de daralma söz konusu. Dünyadaki ticari metalar ve enerji alanında dolar bazında yükselmeler mevcut. Yani sadece TL’nin değer kaybı söz konusu değil. Euro da dolar karşısında değer kaybediyor. Böylelikle enerji masrafları ciddi anlamda artıyor. Hal böyle olunca da şu anki asgari ücreti UBP olarak makul görüyoruz. Tabii bunun işveren üzerinde oluşturacağı etki ile görmezden gelmek mümkün değil. Çünkü işçi, işveren ve onun tepesinde devlet mekanizması yaşayan bir organizma gibidir bir elmaya benzetilebilir. Eğer bir tarafta bir çürümeye olursa tüm sistem, tüm elma çürüyebilir. Günün sonunda çarşıya baktığım zaman, çalışan insanlarımıza baktığım zaman bu asgari ücretten memnun olduklarını görüyorum Tabi bu memnuniyet alım gücü ile de ilgili olan bir konu. Alım gücünün nasıl etkileneceği konusunu da sonunda göreceğiz.

Sağlığı nasıl değerlendiriyorsunuz? Pozitif olan biri ile temasta olan birinin semptomsuz ise temaslı sayılmaması kararı seçimler için alınmış bir karar mıdır? Yoksa artık sağlık sisteminin bunu kontrol edemeyecek olmasından dolayı alınan bir karar mıdır?

Berova: Bugüne kadar değerlendirmelerimizi pozitif vaka sayısı üzerinden yaptık. Biz tabloları incelerken bunun sağlık sistemine ve ekonomiye yaptığı etkiler üzerinden yükü inceliyoruz. Günlük vakaların 700-1000 civarı çıkmasına rağmen, hastaneye Delta virüsünde 70’li 80’li vakalarda olan hasta yatışı oluyor. Yoğun bakım servislerinin üzerinde büyük bir sıkıntı görmüyoruz. Temel sıkıntı sağlık sistemi üzerinde düşen yükle değil bir anda ekonomiden çıkan insan sayısı üzerinde oluyor. Bu bağlamda karantina süreci de sağlık sistemine yük değil ama ekonomik sisteme ciddi anlamda bir yük çünkü insanlar işgücünde kayıp yaşıyor. Bu kuralları biz de dünyayla paralel olarak uyguluyoruz. Hatta İngiltere’de PCR testleri kaldırıldı. Ben de bir hekim olarak söylemeliyim ki artık tarama yapmaktan daha çok hastalık semptomları taşıyanların izole edilmesi gerekmektedir. Çünkü taramadaki en temel hedef toplam vaka sayısının önüne geçerek kontrol sağlamak. Omicron kadar hızlı yayılan ve sağlık açısından büyük bir risk oluşturmayan bir virüsün farklı bir yöne evrildiğini söyleyebiliriz.

UBP’yi bu seçimlerden sonra vekil sayısı açısından nerede görüyorsunuz?
Berova: Diğer partilerden bir adım ileride, tek başına iktidar olmaktan bir adım gerideyiz. Lefke, İskele ve Güzelyurt bölgelerinde milletvekili sayıları neredeyse belli. Bu bağlamda tek başına iktidarı sağlayabilecek olan yer Mağusa ve Lefkoşa. Sayı olarak 23-26 bandındayız öyle görüyorum. Tabii barajı geçip de milletvekili çıkaramayacak parti olur mu olmaz mı ona da bakmak gerekiyor. İnce bir çizgi üzerindeyiz. Bu ince çizgiyi aşarak 2009 yılındaki gibi tek başına iktidara geleceğiz. Bunu sadece biz yapabiliriz.