Rahme Çiftçioğlu

Sağlık Bakanı Filiz Besim, çağın ciddi hastalığı olan kanseri önlemenin mümkün olduğunu kaydederek, “Kanserlerin 3’te 1’i önlenebilirdir” dedi.

Sağlık Bakanı Filiz Besim, 1-7 Nisan Kanser Haftası nedeniyle bakanlıkta basın toplantısı düzenledi.

Tütünün ve obezitenin önlenebilir kanser türlerine neden olan etkenlerin başında geldiğinivurgulayan Besim, kişileri sağlıklı yaşam konusunda uyardı.

Besim, Sağlık Bakanlığı’nın öncelikli hedefleri arasında “Koruyucu Sağlık Birimi” kurmak olduğunu da dile getirdi.

Basın toplantısında kanserle ilgili bölümlerde çalışan uzmanlar da hazır bulundu. 

Tek tek söz alan uzmanlar istatistiki verileri de paylaştı.

Sağlık Bakanı Filiz Besim, kanser kontrolünde önceliğin, paydaşların oluşturacağı kanser kontrol planı çerçevesinde çalışmak olduğunu söyleyerek, “Ülkedeki en büyük problemlerden biri, koruyucu sağlık hizmetlerini sistematik şekilde sürdürememek” dedi.

Besim, “Sağlık Bakanlığı’nın önümüzdeki günlerdeki en önemli hedeflerinden biri de Koruyucu Sağlık Birimi’ni kurmaktır” açıklamasında bulundu.

Besim, kanserle mücadelenin takım oyunu olduğunu da söyleyerek, “Bu takımda sadece sağlık çalışanları ve yöneticileri yer almaz. Takımın en önemli bireyleri bireyin ta kendisidir” dedi.

Sağlık Bakanı Filiz Besim, kanser haftası nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Besim, Kanser İzleme Merkezi’nin verileri konusunda da açıklamalarda bulundu.

“BEN YAPABİLİRİM! BİZ YAPABİLİRİZ”

Bu yılki temanın “Ben Yapabilirim! Biz Yapabiliriz” olduğu bilgisini veren Besim, bu temayla kanseri önleme konusunda ciddi adımlar atılabileceğine vurgu yapılacağını belirtti.

Kanser konusunda atılan her adımı, her katkıyı anlamlı bulduğunu, bu alanda ciddi mücadele veren bir sağlık ekibi olduğunu kaydeden Besim, basın toplantısında Kanser İzleme Merkezi’nin verilerini de paylaştı.

KANSER İZLEME MERKEZİ...

Kanser İzleme Merkezi’nin yeni bir merkez olduğunu söyleyen Besim, 2012’ye ait veri çalışmalarının tamamlandığını, bu nedenle bu yıla ait verilerin payaşıldığını, ileriki yıllarla ilgili çalışmaların sürdüğünü, 2015 ve 2016 verilerinin tamamlanmak üzere olduğunu kaydetti.

“KALP İLK, KANSER İKİNCİ SIRADA”

Besim, 2012 verilerine göre, kanserin kalp hastalıklarından sonra ülkede ikinci sırada gelen ölüm nedeni olduğu, bu yılda gerçekleşen ölümlerin yüzde 14.9’ünü kanserin, yüzde 24’ ünü kalp hastalıklarının oluşturduğunu aktardı.

“2014’TE KANSER VAKASI BİN 100…”

Filiz Besim, “2012’de ülke genelinde 640, 2013’te bin 33, 2014’te bin 100 yeni kanser vakası saptandı. 2015-2016 yıllarında bu sayının binin çok üzerinde olacağını tahmin ediyoruz” dedi.

“Kanser hastalığıyla mücadele bizim önceliklerimiz arasında olmalı” şeklinde konuşan Besim, kanserlerin 3’te birinin önlenebilir olduğunu vurguladı.

Tütünle ve obezite ile ilişki olan kanserlerin büyük oranda önlenebileceğini belirten Besim, tütünün kanserlerin yüzde 19’unu oluşturduğunu kaydederek, “Kanserlerin 5’te biri tütün ürünleriyle ilişkilidir. Eğer biz ciddi bir tütünle mücadele programı başlatırsak, ki başlattık, kanserlerin neredeyse 5’te birini önleyebiliriz” dedi.

KORUYUCU SAĞLIK BİRİMİ KURULMASI HEDEFİ

“Ülkedeki en büyük problemlerden biri koruyucu sağlık hizmetlerini sistematik şekilde sürdürememek” diyen Besim, “Sağlık Bakanlığı’nın önümüzdeki günlerdeki en önemli hedeflerinden biri de Koruyucu Sağlık Birimi’ni kurmaktır” açıklamasında bulundu. 

Tüm hastalıklarda olduğu gibi kanserde de erken teşhisin önemli olduğunu belirten Besim, erken teşhiste bireylerin farkındalığının ve devletin organize koruyucu sağlık programı izlemesinin rolüne değindi.

“KANSER KONTROLÜNDE ÖNCELİK KANSER KONTROL PLANI ÇERÇEVESİNDE ÇALIŞMAK”

Besim, şunları da kaydetti:

“Kanser kontrolünde önceliklerimiz devlet ve bireyler olarak kanserle ilgili tüm paydaşların oluşturacağı bir kanser kontrol planı çerçevesinde çalışmaktır.

Bu kapsamda, tütünle mücadele, obeziteyle mücadele, sağlıklı yaşam alışkanlıklarının geliştirilmesi, kanser taramalarının yaygınlaştırılması ve taramaya katılımın artması, kanser hastalarının yaşam kalitesinin artırılması önemli. Kanserle mücadele bir takım oyunudur. Bu takımda sadece sağlık çalışanları ve yöneticileri yer almaz. Takımın en önemli bireyleri bireyin ta kendisidir.”

Kanser Haftası kapsamında konuşan uzmanlar, kanserin ülkedeki görülme sıklığının Kuzey Avrupa ülkelerinden çok daha fazla olmadığını kaydederek, basında çıkan “Ülkede kanser patladı” haberlerinin veriye dayanmadığını söyledi.

Sağlık Bakanı Filiz Besim’in bugün düzenlediği basın toplantısında, kendi alanlarıyla ilgili açıklamalarda bulunan kanser uzmanları; hasta sayıları, tarama, kanser kayıt sistemi gibi birçok konu üzerinde konuştu.

Uzmanlar, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi bünyesindeki Erken Tanı Merkezi’ne kanser taraması için yeterli başvurunun olmadığına dikkat çekti.

Buna göre, geçtiğimiz yıl nüfusa oranla, kolon kanseri için 11 bin kişinin taranması gerekirken, merkeze başvuran ve tarama yaptıran kişi sayısı 2 bin 103’te kaldı. 

15 bin, meme kanseri taramasında hedeflenen sayıydı ama tarama yapan bin 521 kişi oldu. Rahim ağzı kanseri için 25 bin kişinin taranması hedeflendi ama merkeze sadece 530 kişi başvurdu.

Uzmanların dikkat çektiği bir diğer nokta ise, kanserle ilgili bilgilerin tek merkezde toplanması ve kanser bildiriminin yasayla zorunlu hale getirilmesi.

GÜRKUT: “2018’İN İLK 3 AYINDA 4 BİN 305 MUAYENE”

Sağlık Bakanı Besim’den sonra basın toplantısında ilk sözü Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Onkoloji Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. Özlem Gürkut aldı. 

Gürkut, 2016’da açılan Onkoloji Merkezi’nin eksikliklerinin giderilmesinin hızla sürdüğünü, kadronun güçlendiğini söyleyerek, Sağlık Bakanlığı’nın eksik olan Pet Tomografi cihazının alımı için işlemleri başlattığını kaydetti. 

Özlem Gürkut, erişkin tıbbı onkoloji polikliniğinin 2017 verilerini de paylaşarak, geçtiğimiz yıl 14 bin 474 muayene yapıldığını, 4 bin 919 kemoterapi verildiğini belirtti. 

Bin 201 hastaya yatış yapıldığını, Onkoloji Merkezi’nde 413 yeni vaka dosyası açıldığını kaydeden Gürkut, “Bu görülen yeni hasta sayısı değildir. Bu dosyaların içinde kanserin belki de üçüncü yılında bize başvuran hastalar da var” dedi.

Bu yılın ilk üç ayında bin 525, Şubat ayında bin 267, Mart ayında bin 513 olmak üzere toplam 4 bin 305 muayene yapıldığını ifade eden Gürkut, tıbbı onkolojinin polikliniğinde toplamda 4 bin 858 hasta dosyası oluştuğunu kaydetti. 

Gürkut, “Bu yılın ilk üç ayının verileri, geçen yıla göre biraz daha fazla hasta muayene edeceğimiz yönünde ama kanserin ülkemizdeki görülme sıklığı Kuzey Avrupa ülkelerinden çok daha fazla değil. Panik yaratmaya gerek yok” dedi.

Özlem Gürkut, “Bu alanda hizmet veren bir hekim olarak esas beklentim önlenebilir kanserlerin önüne geçilmesi” şeklinde konuştu.

DİKER:“KENDİ ANNE BABAMIZA NE YAPILMASINI İSTİYORSAK ÖYLE DAVRANMAMIZ YETERLİ”

İç Hastalıkları Uzmanı ve Medikal Onkolog Dr. Ömer Diker, kanserin 3 bacağı olduğunu, bunu hekimlerin, devletin ve hastaların oluşturduğunu belirterek, hastaların bilinçli olmasının, şikayetleri olduğunda hekime başvurmasının ve taramalarını yaptırmasının önemli olduğunu söyledi.

Diker, hekimlerin konuya hakim ve güncel olmasının da önemli olduğunu belirterek, “Kendi anne babamıza ne yapılmasını istiyorsak öyle davranmamız sanırım yeterli olacak” dedi.

Devletin taramaları ada geneline yaymasının önemine de değinen Diker, hastaların tedavisi için gerekli ilaçları ülkeye zamanında ulaştırmanın önemine de işaret etti.

ÇİNER: “368 HASTAYA IŞIN TEDAVİSİ UYGULANDI”

Radyasyon Onkolojisi Uzmanı Dr. Fuat Çiner, Onkoloji Merkezi bünyesindeki Radyoterapi Merkezi’nin temmuz 2016’da faaliyete geçtiğini söyledi.

Çiner, 2016’nın son 5 ayında 134, 2017’de 212, bu güne kadarsa toplam 368 hastaya ışın tedavisi uygulandığını belirterek, dünyadaki radyoterapi uygulamalarına sahip olduklarını vurguladı.

Çiner, Radyoterapi Merkeziyle sevklerin azaldığını, tedavilerin yerinde verildiğini de belirterek, “Bundan mutluyuz” ifadelerine yer verdi.

YAZMAN: “EĞİTİM VE BİLGİLENDİRME ÇALIŞMALARI YAPILMALI”

Erişkin Hematoloji Uzmanı Dr. Dilek Yazman, kanser önleme programlarının yaygınlaştırılması, ada çapında eğitim ve bilgilendirme çalışmaları yapılması gerektiğini söyledi. 

Toplumun da bu çalışmalara entegre edilmesi gerektiğini belirten Yazman, hekimlerin sadece bir merkezde değil ada çapındaki polikliniklerde tarama yapması, bu taramaların tek bir sisteme yüklenmesi gerektiğini ifade etti.

Yazman, “En büyük problemlerden biri ilaçların hızlı tedarik edilmesi noktasında yaşanıyor. Bunu hızlıca aşmak lazım. Bakanlığın bu konuda çalışması olduğunu biliyorum” dedi.

BİRGEN: “ÇOCUKLUK ÇAĞI KANSERLERİNDE GENETİK FAKTÖRLERLE ÇEVRSEL FAKTÖRLERİN BİRLİKTELİĞİ SÖZ KONUSU”

Çocuk Onkoloji ve Hematoloji Uzmanı Dr. Dilek Birgen, 0-16 yaş arasında kanser tanısı alanları tedavi ettiklerini belirterek, çocukluk çağı kanserlerinin yetişkinlere oranla seyrek görüldüğünü söyledi.

2000-2017 yılları arasında 175 hastanın tanı aldığını belirten Birgen, dünyada olduğu gibi KKTC’de de çocukluk çağrı kanserlerinde ilk sırayı “akut lenfositik löseminin” aldığını ifade etti.

Birgen, yeni Onkoloji Merkezi’nde Avrupa standartlarına uygun hizmet verildiğini de kaydederek, sevklerin azaldığını belirtti.

Çocukluk çağı kanserlerinde genetik faktörlerle çevresel faktörlerin birlikteliğinin söz konusu olduğunu da kaydeden Birgen, “Çocukluk çağında kansere yatkınlığı olanları daha sık kontrol edersek risk azalır diye düşünüyorum. Genetik yatkınlığı olanlar, ailelerinde, birinci derecede yakınlarında kanser riski ve tanısı olan çocukları daha sık kontrollere çağırmalıyız. Kromozom anomalisi, deformitesi olan, Epstein-Barr, CMV gibi sık enfeksiyon geçiren çocukları daha sık kontrol edebilirsek riski azaltırız ” dedi.

AYDIN: “780 CİVARI DİFERANSİYE TİROİD KANSERİ TAKİBİ YAPIYORUZ”

Nükleer Tıp Uzmanı Şebnem Aydın da basın toplantısında söz aldı. Aydın, nükleer tıp bölümünde 780 civarı Diferansiye Tiroid Kanseri takibi yaptıklarını söyledi.

Aydın, “Tiroid kanserinde yıllık ortalamamız 120 civarındadır” dedi. 

Yeni pet cihazının hastaneye gelmesiyle sevklerin azalacağını da söyleyen Aydın, “Hastalarımızı kendi hastanemizde takip edebileceğiz. Bunun sevincini yaşıyoruz” şeklinde konuştu.

İNCE’DEN BASINA ÇAĞRI… “KANSERLE İLGİLİ KANITA DAYALI HABER YAPIN”

Pediatri Uzmanı, Kanser İzleme ve Değerlendirme Merkezi Sorumlusu Dr. Figen İnce de basın toplantısında konuşma yaptı.

İnce, Kanser İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nin 2015’te kurulduğunu anımsatarak, çalışmaları hakkında bilgi verdi. 

Kanser hastalığının hala bildirimi zorunlu bir hastalık olmadığını, bu alanda yasal alt yapının oluşturulamadığını kaydeden İnce, Kanser İzleme ve Değerlendirme Merkezi’nin kanser kayıtlarına ulaşmada sorun yaşadığını söyledi.

Verilerde 2012’yi başlangıç yılı olarak aldıklarını belirten İnce, “Kimsenin kanserle ilgili verilerini Sağlık Bakanlığı’na verme zorunluluğu yok. Bu olmadığı için biz insanlardan, rica minnet bilgi toplamak durumundayız. En önemli sıkıntımız kanser kayıtçılığının yasal alt yapısının olmaması.” dedi. 

Figen İnce, konuşmasında basına, “Kanıta dayalı haber yapın” diyerek seslendi. 

“Birisi çıkıp ‘ülkede kanser patladı’ dediği zaman bunu manşet yapmayalım” uyarısında bulunan İnce, “Bu haberler gereksiz yere kaygı düzeyini yükseltiyor. İnsanlar kendilerini çaresiz, pasif hissediyor. Halbuki kanser konusunda yapılacak çok şey var” şeklinde konuşta.

KKTC’DEKİ KANSER VERİLERİ… 

Figen İnce, 2012 verilerine göre kanser türleri, kadın ve erkeklere oran ve yaş konusunda açıklamalarda bunlundu.

İnce, KKTC’de ilk 10’a giren kanser türlerini “Meme, Prostat, Kolorektal, Tiroid, Akciğer, Mesane, Lenfoma, Lösemi, Gırtlak ve Mide” diye sıraladı.

Türlerin kadın ve erkeklere oranla dağılımı hakkında da bilgi veren İnce, erkeklerde en sık “kolorektal”, kadınlarda en sık “meme” kanseri görüldüğünü söyledi. 

İnce, kadınlarda kanserde ikinci sırayı “tiroid”in, erkeklerde ise “prostat”ın aldığını belirtti.

Kanserlerin yaş gruplarına göre dağılımı konusunda da açıklama yapan İnce, dünyada olduğu gibi KKTC’de de 40-45 yaş sonrasında kanser görülme sıklığının hızla yükseldiğini belirtti.

“KANSER TARAMALARINA GEREKLİ HASSASİYETİ GÖSTERİN”

İnce, “Tüm bireyler 40 yaşından sonra yaş ve risk gruplarını kapsayan kanser taramalarına gerekli hassasiyeti göstermeli. Herkes kanser konusunda kaygılı. Devletin bir şeyler yapması bekleniyor çaresiz hissediliyor. Tedavileri devlet sağlar ama kanser konusunda bireylerin yapacağı çok önemli şeyler var” dedi.

“GÜNEY VE YUNANİSTAN’LA BENZİYORUZ”

KKTC’deki kanser görülme sıklığının Güney Kıbrıs’la ve Yunanistan’la benzerlik gösterdiğini belirten İnce, “Kanser patlamış falan değil. Bunu kanseri önemsizleştirmek veya sıradanlaştırmak için söylemiyorum. Nerede olduğumuzu bilmek önemli…” şeklinde konuştu.

Figen, kanser konusunda palyatif bakım ve rehabilitasyon konusunda da adım atılması gerektiğini söyleyerek, hastaların yaşam kalitesinin artırılması gerektiğini belirtti.

KARAKIŞ, TARAMALARLA İLGİLİ BİLGİ VERDİ

Erken Tanı Merkezi Hemşiresi Fethiye Karakış ise taramalar hakkında veriler paylaşarak, rahim ağzı, meme, kolon olmak üzere 3 alanda kanser taraması yaptıklarını belirtti. 

Karakış, 2017’de nüfusa göre taranması gereken kişi sayısı ve yaptıkları taramalar hakkında şu bilgiyi verdi:

“Kolon kanserinde hedeflenen sayı 11 bindi. Yapılan tarama 2 bin 103’de kaldı. 15 bin kişinin meme kanseri için taranması gerekiyordu. Bin 521 kişi tarandı. Rahim ağzı kanseri için 25 bin kişi taranması gerekirken, sadece 530 kişi tarandı” dedi.

Fethiye Karakış, verilerin sadece kendi merkezleriyle ilgili olduğunu, vatandaşların özel kliniklerde de taramalar yaptığını anımsatarak, verilerin tek merkezde toplanması gerektiğini vurguladı.