Deniz Abidin
TÜRK-SEN Başkanı Aslan Bıçaklı, Sanayi Odası Başkanı Mustafa Kaymak’ın “3’ncü ülkelerden ülkeye çalışmak için gelenlere kendi ülkelerinde ayda 50 dolar veriliyor, bizde en fazla 150 dolar verelim” şeklinde yaptığı açıklamaya sert tepki gösterdi.
Bıçaklı, ülke şartlarına göre ülkenin bir asgari ücret yasası olduğunu belirterek, bunun dört kişilik bir ailenin yaşamını insanca sürdürebileceği ücret olduğunu söyledi. Bıçaklı, işverenlerin asgari ücreti bu ülkede çalıştırılan bütün işçilere uygulama zorunluluğu olduğunu ifade ederek, çiçeği burnunda Sanayi Odası yeni başkanının Çalışma Bakanına giderek, “asgari ücreti bile bunlara uygulamayalım” demesini yüzsüzlük olarak nitelendirdi.
“Bunun bir diğer adı ırkçılıktır”
Bıçaklı, “Bunların ülkelerinde ücret 50 dolardır diyerek, bu fazladır, biz 150 dolar verelim” diyerek taleplerde bulunmanın emeğe karşı yapılan saygısızlık olduğunu belirtti. Bıçaklı, bunun bir diğer adının ise ırkçılık olduğunu ifade ederek, “bunu Çalışma Bakanlığından talep etmek bile bu emekçilere yapılan en büyük saygısızlıktır” dedi.
Bıçaklı, “Emekçiler dinlerine, renklerine göre ücret alamaz” diyerek, çıkıp çalışandan özür dileyeceklerine “bizim önerimiz budur, beğenirlerse” diye açıklama yapılmasının kabul edilebilir olmadığını kaydetti.
“Ürünleri tüketmeyin kampanyası mı başlatalım?”
Bıçaklı, şöyle devam etti, “Olay, emek sermaye çatışmasına çekilmeye çalışılıyorsa biz hazırız. Sanayi Odası Başkanı ve üyeleri şimdi istiyor ki biz de üyelerimize ve işçilere çağrı yapalım ve diyelim ki Sanayi Odası Başkanı ve üyelerinin ürettiği ya da ithal ettiği ürünleri tüketmeyin kampanyası mı başlatalım? İstedikleri bu mu? Bunu istiyorlarsa da yaparız”
“Buna müsaade etmeyeceğiz”
Bıçaklı, “İşçileri köle gibi çalıştırarak, kendileri de yatlarda katlarda yaşamlarını sürdürüyorlar” diyerek, “biz buna müsaade etmeyeceğiz. Bunu çiçeği burnunda Sanayi Odası Başkanı böyle bilsin” dedi. “Biz yatırımları asgari ücret üzerinden yapsak da bu ücretleri onlara vermeyeceğiz” şeklinde açıklama yapan işverenler olduğuna dikkat çeken Bıçaklı, “Çalışma Bakanı görevini yapsın. Denetimleri artırsın. Emeği sömürmeye çalışan emeğe karşı yüzsüzlük yapanlara da yasaları uygulasın. Bunun önüne geçmek için temel önerim sendikalar yasasında değişikliktir. Ülkedeki bütün çalışanların özel sektör de dahil, kendi iş kolunda örgütlenme zorunluluğu getirilmelidir. Bakalım o zaman Sanayi Odası Başkanı ve onun gibi düşünenler bu bahsettikleri uygulamayı nasıl yapacaklar?” diye sordu.
“Çıksınlar çalışandan özür dilesinler”
Bıçaklı, “Ben bir kez daha Sanayi Odası ve yönetimini ikaz ediyorum. Yaptıkları çok çirkin bir davranıştır. Çıksınlar çalışandan özür dilesinler. Bugün TÜRK-SEN’in yapılacak olan yönetim kurulu toplantısında bu konuyu gündeme alacağız. Bu şekilde davranmaya devam etmeleri durumunda bizler de onlara karşı karşılık vereceğiz” dedi.
“1974’te harekat yapılırken biz Türkiye’den bir saat öndeydik”
Bıçaklı, gündemi meşgul eden bir diğer konu olan saatlerin geri alınmaması kararını Türkiye’de Danıştay’ın durdurmasını da değerlendirerek, her devletin kendi koşullarına göre mesai saatlerini ayarladığını belirtti. Bıçaklı, “Bilmeyenler bilsin, unutanlar hatırlasın, 1974’te harekat yapılırken biz Türkiye’den bir saat öndeydik. Kendi ülkemizin şartlarına göre davranmalıyız. Şimdi Yürütme durdurma kararı aldı. Onlar yaparsa biz de yaparız demek şık bir davranış olmaz” dedi.
“Bunun hesabını veremezsiniz”
Bıçaklı, ülkenin bir diğer bitmek bilmeyen sorunun trafik olduğunu belirterek, tören yapılan çift şerit de dahil olmak üzere dere gibi yollarda gidilmeye çalışıldığını, ülkenin neredeyse 70’inin yenilenme istediğini kaydetti. “Sanayinin girişi uzun yıllardır asfalt dökülmemişken ve yapılması gereken dünya kadar iş varken, kendi mandıranıza giden yola asfalt dökerseniz bunun hesabını veremezsiniz” diyen Bıçaklı, bunun halka saygısızlık olduğunu söyledi.
“Bu halka saygısızlıktır”
Bıçaklı, şunları belirtti, “Ülkedeki bütün sorunlar çözüldükten sonra köylerde mandıralara gidilen yollar asfaltlanabilir. Bu gerekli mi? Evet, gereklidir. Sıra oraya geldiyse ve bütün köylerin mandıralarına gidilen yollar asfaltlanacaksa sizinki de asfaltlanabilir. Memlekette gidilecek yol kalmazken, trafik kazaları almış başını giderken, bir Bakanın bunu yapması halka saygısızlıktır”