Kulaklarımızın duyduğuna, gözümüzün gördüğüne, yüreğimizin inanmak istemediğine şahit olduğumuz ve siyasilerin de kendi kendilerini imha ettikleri şu günler…
Ahhhhhh benim canım memleketim… Nereden baksak tutarsızlık, nereden tutsak dökülüyor, çürüyor, kayboluyorsun… Basiretsizlik, irade yoksunluğu, çaresizlik, iş bilmezlik, acizlik, kaos…. Ne ararsan var… Pandemi bize büyük bir ders olacak derken,  bir buçuk yıldır oradan oraya savruluyor, hata üstüne hata yapıyoruz…
Kimse kusura bakmasın ama sınıfta kaldık!  Fena tosladık… Direksiyon hakimiyetini kaybettik…
Virüs krizinin vahametini kavrama konusunda yaya kalan vatandaşlar ve siyasetçiler, durumun vahimiyeti  ve aciliyeti konusunda ödevini son güne bırakmış bir öğrencinin ruh haliyle davranarak,  bizi bugün işin içinde çıkmaz bir hale soktu…Tüm sektörler uçurumdan aşağıya doğru yuvarlanmakta, eğitim mahvolmaya, sağlık sistemi çökmeye devam ediyor… Kaybettiğimiz canlar da cabası…  Ve görünen o ki; bu durum mevcut krizi daha da derinleştirecek….
COVID-19’un , kelimenin tam anlamıyla sağlığımıza saldırarak hayatımızı tehdit ettiği, iç huzurumuzu etkilediği, endişe, acı, korku ve belirsizliklerle duygularımızı değiştirdiği, sosyal ve toplumsal dokumuza zarar verdiği kesin… Ancak esas bizler kurşunu kendi ayağımıza sıkıyoruz…Bireysel ve toplu yaşam biçimimizi hem maddi hem de manevi olarak yeniden değerlendirmezsek, ülke içinde ve uluslararası ilişkilerdeki ekonomik, sosyal, siyasi ve kültürel ilişkilerin yapısı ve işlevselliğinde radikal ve temel değişiklikler ortaya koyamazsak,  bu süreç üzerimizde silinmez izler bırakacak…
İşte bu nedenle, pandemi, sistemdeki bazı ciddi eksiklikleri ortaya çıkarırken, virüse karşı ortak mücadelemizi kesintiye uğratacak tartışmaları erteleyerek, bu kritik zamanı krizin üstesinden gelmek için birlikte çalışarak kullanmak zorundayız…
Düşünülmeyenleri düşünmenin, yapılmayanı yapmanın  zamanı gelmedi mi artık? 

Vatandaşa ve siyasilere bir not:  Özetle; bir siyasetçiyi, bir siyasi partiyi, lideri çok beğenip takdir edebilirsiniz, bu onun veya onların yaptığı, ettiği, söylediği hiçbir şeyi yadırgamayacağınız, içinize sindiremeyeceğiniz anlamına gelmez…. Tepki çekmemek, eldekileri kaybetmemek, daha fazlasına tamah adına kişiliğinizi geri çekmek sadece sizi değil o çok takdir ettiklerinizi de yok ediyor! Bırakın iktidarı destekleyenleri, desteklemeyen ama  rahatını bozmak istemeyenlerin suskunluğu, işte bir ülkede asıl felaket budur...Dahası  bir siyasetçiyi felakete sürükleyen de budur, bu tür ikiyüzlülüklerdir…. Hepimiz kendimize gelsek iyi olacak… Aksi halde tümden kaybolacağız…