Din, dil, ırk, renk hiç farketmiyor bu faşistler için!..
Onlara göre biz ahmaklar ülkemizi sevemeyiz!..
İrademize sahip çıkamayız!..
Ülkemizin yeninden birleşmesini isteyemeyiz!..
Aslında düşünüyorum da, bazen bu yakıştırmaları hak ediyoruz!..
Çünkü faşistler kadar cesur değiliz, olamıyoruz!..
Sadece “kınama etkinliği” düzenliyoruz!..
Deli oluyorum, “Efendim, biz onların seviyesine inmeyiz” diyenlere!..
Hele de, “Ciddiye almayın bu gibi insanları” sözü beni çıldırtıyor!..
Üzerimde ne varsa yırtıp atasım geliyor!..
Yahu kardeşim 45 yoldur aynı tavırı ortaya koyuyoruz!..
Aynı şeyleri deneyip farklı sonuç almayı beklemekten bıkmadık mı?
Bizi eşit olarak görmüyorlar!..
Bize saygı duymuyorlar!..
Ve bizim ne istediğimizi önemsemiyorlar!..
Biz ise hala, “Kendimizi Ankara’ya anlatmalıyız” derdinde!..
Kardeşim inan, Ankara seni, senden daha iyi tanıyor!..
45 yıldır adanın bu yarısında seni nasıl yönetiyor sanıyorsun?
Senin, benim, bizim ne mal olduğumuzu çok iyi analiz etmişler!..
Bak Maliye Bakanı çıkıp, “Türkiye para göndermezse maaş ödeyemeyeceğiz” diyor!..
Taktik hep aynı!..
KKTC hükümeti ağlar, TC hükümeti anında yetişir ve mutlu son!..
Şükran sana Anavatan!..
Sonra da “İradem nerede”...
Hadsiz Devlet Bahçeli’ye çok kızdık ama esas kızmamız gereken biziz, yani kendimiz!..
Çünkü mücadeleyi bir yere kadar getirip balon gibi sönmesine izin veriyoruz!..
Hep bir diyalog, hep bir alttan alma hali!..
Oysa bize gerekli olan radikal bir duruştur...
Hak edene saygı, hak edene de gereken cevap!..
Yoksa biz ahmaklar hep ahmak kalmaya devam edeceğiz!..