Yeni Cumhurbaşkanlığı ve Meclis binası yerleşkesi ve millet bahçesi projesine yönelik düşüncelerimi bir önceki yazımda paylaşmıştım..

Özetle buranın bir “kent park” olacak olmasının gözden kaçırılmaması gerektiği üzerinde durmuştum..

Sağolsun muhalif arkadaşlar “ Külliye çevrecisi” diyerek bana gönderme yapmış olsalar da elbette gülüp geçtim..

Sol partiler ve bazı sivil toplum örgütleri inşaat alanının olduğu noktada eylem yaptı, insan zinciri oluşturdu..

Eyleme bir sözüm yok, farklı düşünenler elbette düşüncelerini ‘taşkınlığa mahal vermeden’ ortaya koyabilir.. İster açıklama yapar, isterse eylem.. Kendilerinin bileceği iş..

Taşınan pankartlara baktım; “Külliye değil hastane istiyoruz” deniyor mesela..

Özür dilerim ama “Elinizden tutan mı vardı” diye sormaktan kendimi alamadım!..

2002 süreci sonrasında Annan planı heyecanı ile ülkeye sıcak para girdi, milyonerler türedi. Devletin kasası para doldu. İktidarlar değişti, yeni Cumhurbaşkanı’nından yeni hükümete, Meclis başkanına kadar..

Neden o günden bugüne hastanemizi ya da okulumuzu bu paralarla yapmadık?..

Arada bir tek Gazimağusa Hastanesini yaptık biliyorsunuz o da ‘sığınak fonu’ndaki paradan!

Aklıma takılıyor bazı sorular..

Mesela; gelen sıcak parayı ‘maaş’ olarak cukkalamadık mı?

Kamuda ‘Kazanılmış yeni haklar’ olarak cebimize koymadık mı?

Cevapları biliyoruz maalesef..

Ne hastane yaptık, ne okul.. Ne de yol..

“ Türkiye yapsın” diyerek sadece sıcak parayı ‘partili istihdam’ına çevirmedik!

Şişirdikçe devlet kadrolarını şişirdik!

Maalesef ki, CTP’li iktidar döneminde de, UBP’li dönemde de, ikisine de ortaklık eden DP döneminde de bu uygulama değişmedi..

Şimdi de “külliye değil hastane, okul istiyoruz” diyoruz..

Peki biz Kıbrıslı Türkler kendi yurdumuz için ne yaptık canım kardeşim?

Türkiye yönetimi kendi ülkelerinde özel ile işbirliği içinde yapılan muhteşem hastane örneğinden birini Lefkoşa’ya kazandırmak istemedi mi?

İstedi… Hepimiz biliyoruz!

Sonra ne oldu, hükümet değişti, “bir bakalım” dendi, “bu uygulama bize uymaz” düşüncesi dillendirildi… Ve proje rafa kalktı!

Yani bugün hastane isterik diyenlere bu eleştirdikleri yönetim hastanede yapmak istedi ama o zaman da istemedik, oyaladık durduk ve projeyi el birliğiyle çöpe attık!

Pandeminin içinde “acil durum hastanesi yapalım” dediler, bin bir zorluk çıkardık, neredeyse zorla yapıldı.. İyi ki de yapıldı yoksa halimiz ne olurdu, düşünmek bile istemiyorum!..

Ya Girne Hastanesi.. Proje çıktı, ödeme yapılacak, birbirimize girmedik mi? İhaleyi biz kendi elimizle iptal etmedik mi?

20 milyonluk proje için bugün 260 milyon talep edilmiyor mu?

Yapmayın Allah aşkına..

Biz Kıbrıslı Türkler olarak, UBP’lisinden CTP’lisine, destekçisinden, köstekçisine ne yaptık bu ülkede?

Maaş ve özlük hakkı dışında hangi toplumsal projeye imza attık?

Kısacası biz ne yaptık be gardaş ha, ne?