İsmini yazmayacağım, izin almadım…

Ama bu ülkenin en değerli futbolcularından biri…

Eski futbolcu…

Benden biraz büyük…

Yani 50’lerin ortasının az üzerinde…

Çok başarılı bir futbolcuydu, aynı zamanda çok iyi ve örnek bir öğrenci ve insan…

Muhteşem bir eş ve baba…

Ve tüm bunların ötesinde, çok çalışkan örnek bir Kıbrıslı…

-*-*-

Son birkaç yılda, ciddi sağlık sorunu yaşadı…

Sıkıntılı bir süreci atlattı, atlatıyor…

Atlatacak…

İlaçlardı, kontroldü derken Türkiye’ye gitti…

Uçuş yasağı koyduk; 12’sinde gelecekti; uçuşlar başlarsa gelişi 16’sına ertelendi…

-*-*-

Masraflarını kendisi karşılıyor…

Başkaları gibi devletin ve halkın parası ile üstelik cinsel organını gerdirmeye de gitmiş olabilirdi yani…

Neyse, iki gün veya beş gün fark etmez; gecikme nedeniyle masrafını kim ödeyecek?

Ya uçuşlar yine başlamazsa?

Evet, devlet olarak mahsur kalan vatandaşlarımızı daha önce de taşıdık ama bu strese değer mi?

-*-*-

Neyse, sağı aradım, solu da aradım…

“Bu güzel insanı ve eşini nasıl getirebiliriz”e yanıt aradım…

Torpilim mi?

Herkes gibi benim de vardır mutlaka!

Ama beni tanıyanlar bilir, yoksullukla, insanlıkla bağdaşmazsa, kimse için kılımı kıpırdatmam…

Burada “yoksulluk” yok ama “insanlık” çok!

Acil bir durum söz konusu!

Bu kardeşimiz, sağlık koşulları nedeniyle her hangi bir otel veya yurt odasında yedi gün karantinada da kalamaz!

Evinden çıkmayacak…

-*-*-

Bir yakınımı aradım, “Sağlık Bakanı’na söylesek acaba bir şeyler yapar mı?” diye sordum…

“Müsteşar Ali Çaygür çok yakın arkadaşın değil mi senin?” dedi…

Ve ekledi: “Sakın arama, Facebook ve Twitter’den çekiniyor herkes” dedi…

Anladık mı geldiğimiz noktayı!

Bu ülkeyi bilim insanları ya da siyasilerin yönetim yönetmediğini tartışıyorduk ya, aslında sanal alem yönetiyor galiba!

“Galibası” da fazla ya neyse!

-*-*-

Buradan bilgilerine getirmiş olayım…

Bu bahsettiğim beyefendi, güzel insan; geçmişimizin yıldız sporcusunun bilgisi bile yok…

Öyle bir talebi de bulunmuyor ama karantinayı evinde geçirmesi şart…

Sağlığı gereği!

-*-*-

Şimdi; insanlık, sağlık yerlerde sürünmektedir…

Hipokrat Yemini ihlali görüntüsü, siyasi şov, ırkçılık, Türkiyeli – Kıbrıslı kavgası saçmalığı ve gereksizliği ayyuktadır!

Ve gerçekten sağlık, gerçekten destek, gerçekten özel ilgi görmesi gereken insanımız, görememektedir!

-*-*-

Tekrar ediyorum; “illet salgında ülkeyi bilim insanları değil siyaset yönetiyor” diye şikayet eden sanal ortam kahramanları; ortama saçtıkları zehrin farkında bile değildir!

-*-*-

Son günlerde, “doktor” olduğunu belirten bir adamın ülkemizde yaşadığını iddia ettiği bazı “anılar”la ilgili bir yazısı da sanal ortamda dolaşıyor.

Sağlıkçılarımıza saldıran bu “doktor”un yazısı doğrudur veya yanlıştır hiç ilgilenmeyeceğim.

Çünkü okur okumaz, adamın “yalan” söylediğini fark edebilirsiniz.

Çünkü, KKTC’ye “kongre” için geldiğini söylüyor!

Adam bu ülkenin normal bir insanın kıç içi kadar büyüklükte olduğunu bilmiyor!

Canım kardeşim, ne kongresi?

Hangi kongreye geldin sen?

Hani otelde kongre gerçekleştirildi de haberimiz yok!

Gizli bir kongre miydi?

Şakasın!

“Kumara geldim” de ve korkma canım benim!

-*-*-

Bertan Zaroğlu mu?

Bertan Zaroğlu, polis olayında da yanlış yapmıştı.

Şimdi yine yanlış yaptı.

Paylaşımla kişisel sorununu çözmeye çalıştı.

Ayrıcalık istedi.

Ayrıcalık talep etti.

Erhan Arıklı da yanlış yaptı.

Ama, onlara karşı yapılan açıklamalar, paylaşılan mesajlar; ayıp ötesidir.

Ve ırkçıdır!

-*-*-

Bu nasıl bir ruh halidir ki, hastalanmış insanların ölmesini isteyebiliyoruz?

-*-*-

Covid 19 mu dediniz?

Bizim yaşadığımız bu hastalıklar ve sorunlar yanında, Covid 19’u “hastalık” sınıfına bile almak istemiyorum doğrusu!

-*-*-

KKTC’de hükümetin pandemi hastanesi konusunda gecikmiş olduğunu söyleyebilirsiniz.

Kendi görüşünüzdür, “keşke açılmasaydık” da diyebilirsiniz.

Hükümetin her icraatını eleştirme hakkınız elbette vardır.

-*-*-

“Hükümet yerinde kararlar alamadı” der, oy vermeyebilirsiniz. Ama, bunu sırf seçim kazanmak adına birilerini karalamak maksadıyla yapıyorsanız; bu kesinlikle kirlenmedir!

“Hükümet pandemi sürecinde gerek kararları gerekse Türkiye ile ilişkileri çok iyi götürdü” diyenlere de “hayır götürmedi” demek yerine, “hakaret etmek”, bozulmadır!

-*-*-

Zaroğlu’nun da Arıklı’nın da açıklamaları bence yanlıştır; yanlışlarla dop doludur…

Ama hiçbir durumda, Zaroğlu’nun iyileşmemesi veya daha kötüleşmesi gibi talepleri düşünmek hele hele de herkesin görebileceği bir şekilde sanal alemde paylaşmak, açıklanabilir değildir.

-*-*-

Maske, hijyen, mesafe…

Bu üçüne çok dikkat edelim lütfen…

En başta yaşlılarımız ve sağlık durumu iyi olmayanlarımız olmak üzere; korunmamız gerekenler varsa, onlara özel ilgi gösterelim, yanlarına yaklaşmayalım…

-*-*-

Kavga ederek, sorunları çözemezsiniz…

Kahraman olursunuz belki ve çok da “like” alırsınız…

Ama insanlık adına hiçbir işe yaramaz bu “like”larınız…

-*-*-

Ve son bir not: “Faşizm ırkçılık, dışlayıcılık, ötekileştirme” aynı ailenin fertleridir… Bir de onlarla karışmasak diyecektim… Üstelik de “solculuk” yaptığımızı sanarak…