Yeni Bakış Gazetesi'nden Eniz Orakcıoğlu'nun haberine göre, Mali Müşavir Göksel Saydam, Seçim bütçesi, seçim masrafları ve seçimden sonra devleti, vatandaşı ve piyasayı bekleyenleri Yeni Bakış’a değerlendirdi. Masrafların Genel ve Yerel seçimlerde oldukça yüksek olacağını, 2018 bütçesi zamanında meclisten geçemeyeceği için de piyasanın ve ekonominin de olumsuz etkileneceğini söyledi.

“Seçim maliyetleri yüksek olacak”

Mali Müşavir Göksel Saydam, seçimin maliyetinin ekonomiyi etkileyeceğini vurgulayarak,  “Özellikle Seçim yasasının yeni değiştirilmesi nedeni ile mutlak suretle, halkı ve görevlileri bilinçlendirmek için de broşürler, kitaplar basılıp dağıtılacak ve eğitim etkinlikleri yapılacaktır. Dolayısıyla bunlar için masraflar yapılacak, broşür, kitap ve pusulaların basımının yanında, sandıkların paravanların köylere ve okullara taşınması, buna bağlı olarak akaryakıt masrafları, değiştirilen yasayla çarşaf liste basımı gibi birçok maddi harcama gerekecek. Diğer yandan  oluşturulan çarşaf listeyle seçim sonuçları aynı gün belirlenemeyeceğinden, ertesi güne de sarkacak olan sayım ile memurlara da ek mesai ödenecek” dedi.

“Seçim masrafları 2018 bütçesinden karşılanacak”

2017 bütçesinde seçim için ek bir bütçe veya ek bir kalem konmadığının altını çizen Saydam, “Seçim masraflarını nasıl karşılayacaklarını bilemiyorum. Ama 2017’nin bütçesinde olmayan bu kaynak, seçim Ocak’ta olacaksa ve masraflar 2018’in bütçesinden karşılanacaksa bu noktada 2018 bütçesinin geçip geçmeyeceği de bir soru işaretidir. Çünkü bütçe Ekim ayı sonu Kasım başı gibi öncelikle komitede 15-20 gün görüşülmek ve düzenlenmek durumundadır, daha sonra bu bütçe meclise sevk edilip Aralık ayında da meclis bütçenin genel ve özel görüşmesini yapmaktadır. Hal böyle olunca seçim Ocak’ta yapılacaksa, Aralık ayı işin en kızışacağı, propagandanın en yoğun yapılacağı ve kapı kapı gezmenin son tarih olacaktır. Bu durumda da 2018 bütçesi meclisten zamanında geçemeyecektir. Sayın Serdar Denktaş’ın açıklamasında bahsettiği ve benimde katıldığım konu ise 12’de 1 olacağı ve seçim sonrası hükümeti kurma tarihi olacak Mart’ın sonuna kadar yeni bütçenin uygulanamayacağıdır. Bu durumda kimse ödenek alamayacak, çünkü bir önceki senenin 12’de 1’i ödenmektedir ve bu piyasaya olumsuz etki yaratacaktır” dedi.

“Ekonomi olumsuz etkilenecektir”

Saydam, sözlerine şu şekilde devam etti; “2018 bütçesini yaparken bir kaynak veya bir kalem bulunursa, bütçe açığı olmayacaktır, ama seçim hükümete beklenmedik birçok masraf da çıkaracaktır. Ama şimdiden bu açığın ne olacağını kesin olarak söyleyemeyiz, çünkü devlet daha 2018 bütçesini açıklamamıştır. Kısacası söyleyebileceğim seçimlerden dolayı ekonominin olumsuz yönde etkileneceğidir.”

“Yerel seçimlerle masraf katlanacak”

Bütçe açısından bakıldığında Ocak’ta yapılacak erken genel seçimlere ek olarak Haziran ayındaki yerel (belediye) seçimlerin olduğunu hatırlatan Saydam, “Bu durumda seçim masraflarının daha da katlanacağını söylemek mümkündür. Diğer yandan seçim yasakları ve bütçede oluşacak sıkıntı dolayısıyla da piyasada bir durgunluk oluşacak. Tabi ki piyasada yaratılacak olan durgunluk lokanta ve meyhaneleri etkilemeyecek, çünkü Kıbrıs’ta geleneksel olarak seçim stratejileri ve stratejileri lokantalarda geçer, hatta hükümet kararları bile lokantalarda alır. Dolayısıyla belediye seçimlerini de dikkate alırsak bu doğrultuda bütçede bu yük fazlasıyla hissedilecek” şeklinde konuştu.

“Oy kaygısı alacakları da öteleyecek”

Ocak’taki Genel seçimlerle, Haziran’daki yerel seçimler sonucunda harcanacak paralar sonucunda işin mali boyutunun piyasayı vuracağını ve ülke ekonomisini olumsuz etkileyeceğini söyleyen Saydam, “Tabi ki bütçe geçmediği için de Devlet Piyasaya çeşitli ödemeler yönünde kaynak da aktaramayacaktır. İşin diğer bir boyutu da özellikle seçim havasına girildiği zaman ki girildi, gelir toplayan daireler, yani vergi idaresi de aktif işlem yapamayacak, çünkü oy kaybetme kaygısı olacak. Gelmiş geçmiş bütün maliye bakanları vergiler ve gelir toplama konusunda bu kaygıdan dolayı halkın üzerine yürümemiş, alacaklarını ötelemiştir. Hal böyle olunca ülkede gelir akışı da azalacaktır ve en sonunda da kayıt dışı ekonominin de peşine düşülmeyecektir. Bu günden başlayarak Belediye seçimlerinin bitişine yani Temmuz’a kadar Kayıt Dışı ekonomide göz ardı edilecektir. Diğer yandan yapılamayan denetimler hiç yapılamayacaktır. Bu sadece hükümetler için değil belediyeler içinde geçerli olacak ve seçime yanaştıkça belediye trafik bölümünde çalışan memurlarını geri çekecektir. Ceza yazmama, vergi için inceleme başlatmama gibi tüm bunların ucunda da piyasaya ve ekonomiye dokunmaktadır. Unutulmamalıdır ki Biz kapalı ekonomi gibiyiz, dünya ile entegre olmadığımız için ekonomimiz memurlara yaptığımız ödeme veya tarıma, hayvancıya, üreticiye verdiğimiz süspansiyonlarla piyasayı canlandırabiliriz” dedi.

“Olumsuzlukların içinde en iyisi seçildi”

Seçim için acele karar verildiğine dikkat çeken Saydam, “Bütçenin geçmesi için sabredilmiş olsaydı çok daha iyi olurdu. Çünkü iktidara kim gelirse ortada oturmuş bir bütçe olacaktı. Şu an gelinen noktada yeni hükümet bütçesiz, bir nevi havada yönetime başlayacaktır. Bir diğer oluşacak sorun Türkiye ile yapılan protokolle ilgilidir. Zaten protokolün 70’de 10’unu uygulayan hükümet seçim havasına girildiği için hiçbir protokol maddesini Temmuz’un sonuna kadar uygulamayacaktır. Çünkü protokolde acı reçetelerde vardır, dolayısıyla Türkiye’de para akışını kısacaktır. Bu sebeple şimdiden Temmuz 2018’e kadar kaynak sıkıntısı da çekilecektir. Benim düşüncem bu hükümetle de gidilemeyeceği yönündeydi, kısacası iki olumsuzluktan en iyisi seçilmiş oldu.