Ülke olarak çok zor günlerden geçtiğimiz gerçeğini sanırım hepiniz kabul ediyorsunuz.

Ama kanaatimce sizler ülkeden çok da farklı değilsiniz bugünlerde. Ülkenin en büyük iki siyasi partisinden biri olarak bugünlerde yaşadığınız ve yaşattığınız siyasi ve sosyal sorunlar elbette tümünüzün suçu değil, olamaz da.

Bu ülke sadece birkaç ay önce bir yıl UBP Kurultayına kilitlendi, ardından Genel Seçim derken hükumet krizleri bakanlık ve makam krizleri yaşandı. Geldiğimiz noktada kimse memnun, kimse mutlu değil.

Bir genel başkan seçildi, genel seçime o başkanla gidildi ve meclise hatırı sayılır bir vekil sayısı ile girdiniz. Samimiyetle soruyorum, size ne oldu?

Şahsen ben ülkemde faaliyet gösteren hiçbir siyasi partinin hangi görüşte olursa olsun bu duruma düşmesini veya ne uğruna olursa olsun düşürülmesini dilemem de istemem de.

Bir karar vermelisiniz, partinizi kurtaracak mısınız yoksa batıracak mısınız?

Bazı UBP’nin yakın kaynakları düne kadar Ankara Faiz beyi istemiyor diye televizyonlarda, köşe yazılarında bangır bangır bağırırken, bugün gözümüzün içine baka baka YALAN söylüyor. Sonra çıkıp Ankara ile alakası yok Faiz bey hatalar yaptı deniliyor. Daha yüz gününü bile doldurmamış bir Başbakan ne derece büyük bir hata yaptı ki, süreç buraya kadar geldi?

Gerçekten merak etmiyor musunuz?

Kabineyi oluştururken hata yaptı diyorlar, güzel de düzeltilemez miydi? Sorun kimin ne bakanı olduğu yada olamadığı mı? Peki ülkenin ve siyaset yada UBP gibi büyük bir partinin düştüğü durum için değdi mi?

Kıbrıslı Türklerin tarih boyunca Türkiye ile hiçbir sorunu olmadı. Ne sosyal, ne ekonomik ne de kültürel. Son dönemlerde yaratılan ortam ve bu ortamın yaratıcıları Türkiye Cumhuriyeti adına konuşan, Türkiye Cumhuriyeti adına kabine kurup kabine bozanlar, Türkiye Cumhuriyeti Devleti adına sokaklarda ulu orta yerlerde GAZETECİLERİ tehdit eden hatta bir adım daha ileriye giderek yalan dolan ve iftira ile FİŞLEYEN adamlar türedi bu ülkede.

UBP’nin de düşürüldüğü bu durum tam da bu bahsettiğim profilciklerdir.

Bu “Profilcikler” Türkiye ile KKTC arasındaki bağlara geçmişten bugüne kadar zarar veren, insanları bölen, toplumları ötekileştiren ve bu yarattıkları ortamdan beslenen kişilerdir.

Oysa ki, kimizin babası, kimimizin annesi, kimimizin eşi, kimilerimizin en iyi dostları Türkiyelidir. Bir çoğumuz Türkiyemizdeki Ünivertelerden mezun olduk geldik, bir çoğumuz ilk yurt dışı gezimizi Türkiyemize yaptık, keza aynı şey aynı durum Türkiye için de aynıdır. Türkiyeli ve Kıbrıslı coğrafi bir durumdur ULUS TEK’tir. Hepimiz Türk’üz. Farklılıklarımız vardır, elbette olacaktır. Bugün Anadolu ile Egeliler arasında da fark vardır ama aynı ana kara içerisinde yaşayamıyorlar mı?

Elbette adada yaşayan Türkler de farklı olacaktır. Kültürel farklılıklar, yaşam şekilleri, örf ve adetler elbette farklı olacaktır bu farklılıklarımıza rağmen bizleri uzaylı yapmaz. Farklılıklarımıza rağmen birlikte mücadele ettik, birlikte yaşamayı başardık ve yaşayacağız. Bu profilcikler ise tüm kötülüklerinin bedelini ödeyecekler. Ne diliyorum biliyor musunuz?

Her kim yada kimler yaşanan bu kaostan besleniyor ve nemalanıyorsa, ülkem ve insanımın boğazından lokmalarını çalıyor ve insanların ahını alıyorsa fitil fitil burnundan gelsin.