Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner, ülke turizm sektörünün yaşadığı sorunlara dikkat çekti

Çağıner: Halkımız bize sahip çıksın biz daha iyisini yaparız

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner İngiltere’de düzenlenen WTM - World Travel Market Turizm Fuarı’nda ülke turizminin yaşadığı sorunlara dikkat çekti. Haber Kıbrıs Genel Yayın Yönetmeni Hüseyin Ekmekçi’nin sorularını yanıtlayan Çağıner, turizm fuarlarının önemine vurgu yaparak turizmciliğin KKTC’nin lokomotif sektörü olduğunu diğer sektörlerin yan sektörler olduğunu kaydetti.

World Travel Market Turizm Fuarı’nın gelecek yıl insanların dünyanın global ekonomik etkisinde seyahat eğlimlerinin neler olduğunu görme şansı yarattığını belirten Çağıner, düzenlenen fuarlarda bilgi akışının sağlandığını söyledi.

“Güney Kıbrıs’taki imkanlar bizde olsa daha iyisini yaparız”

Ülkemizdeki otellerin Eylül ayı itibari ile doluluk oranlarının yüzde elli olduğuna dikkat çeken Çağıner

Güney Kıbrıs’ın bu yıl 4 milyon turist hedefine yaklaşıldığını söyledi. Çağıner Kıbrıslı Türk turizmcilerin çok zor şartlar altında turizmcilik yaptığına vurgu yaparak  “Güney Kıbrıs’ın elinde olan imkanlar bizde olsaydı biz 4 milyonu çoktan geçerdik” dedi.  Yerli turizmcinin elindeki kıt imkanlarla yapabileceklerinin en iyisini yaptığını belirterek yaşanan sorunların başlıca sebeplerinin programlama ve planlamadaki eksiklikler olduğunu söyledi.

Yerli üretime destek konusunda seferberlik…

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner 7 Aralık tarihinde Kıbrıs Türk Sanayi Odası ile birlikte bir mutabakat metni imzalanacağına dikkat çekere mutabakat çerçevesinde yerli üretimin daha fazla destekleneceğini söyledi.

Yerli ürünlerin otellerde kullanması konusunda bir seferberlik yapacaklarını kaydeden Çağıner, bunu sözde değil içini doldurarak yapacaklarını vurguladı.

“Yerli halkımız bizi sahiplensin”

Kıbrıslı Türklerin, turizmcilere sahip çıkması gerektiğinin altını çizen Dimağ Çağıner, turizmcilerin ekonomiye vermiş olduğu katkının herkes tarafından fark edilmesi gerektiğini söyledi. Vatandaşların, turizm sektörünün ülke ekonomisine ciddi bir katkı sağladığının farkında olmadığını belirten Çağıner

“Toptancılar kime çalışıyorlar, kasaplar kime çalışıyorlar yani hiç mi etkimiz yok, hiç mi kimsenin evine giden ekmekte turizmin bir çeşit katkısı olmuyor” dedi. Turizmcilerin yarattıkları istihdamın önemine de vurgu yapan Çağıner, turizm koleji projesi ile birçok gencin turizme kazandırılacağını söyledi.

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner’in konuşması şöyle:

Soru: Fuarların öneminden bahseder misiniz?

Kıbrıs Türk Otelciler Birliği Başkanı Dimağ Çağıner: Turizmde sadece İngiltere fuarı değil, tüm fuarlar önemli. Her ne kadar da teknolojik olarak dijital bir çağda olsak da turizm bir hizmet sektörüdür ve hizmet sektöründe as olan insandır. Dolayısıyla dijitalin arkasında da yine bir insan var ve bir insan hisleri var, eğlimleri takip etmeniz gerekiyor insanların satın alma niyetlerini bilmeniz gerekiyor fuar size bu imkanı veriyor.

Gelecek sene insanlar dünyanın global ekonomik etkisinde insanların seyahat eğlimleri nelerdir bunları görmenize ve buna göre kendi ülkesel politikalarınızı yapmanıza araç oluyor.

Dolayısıyla fuarlar halen daha satış yönlü olmasa bile enformasyon bilgi akışı açısından çok önemli.

Soru: Güney Kıbrıs Eylül ayı sonu itibari ile 3 buçuk milyon turist hedefine ulaştı güney Kıbrıs 4 milyon turist hedefini bu yıl yakalayabiliriz şeklinde bir açıklama yapıldı.

Diğer yandan ülkemiz otellerinin doluluk oranı Eylül ayı itibari ile yüzde elli. Bunun nedeni yalnızca Kıbrıslı Türklere uygulanan izolasyonlar ve ambargolar mı, yoksa yapılacak çalışmalarla o hep söylenen iki milyon turist hedefine ulaşabilir miyiz?

Çağıner: Kuzey Kıbrıs’ta yapmış olduğumuz turizm çok zor şartlar altında yapılıyor. Şuanda ulaşım en büyük sıkıntı.

Zaten tanınan ülkelerin ulaşım sıkıntıları yaşandığı dönemde bir de tanınmamışlığın getirmiş olduğu sorunlar var. Rum tarafının koymuş olduğu hedeflere ulaşması mümkün.

Gerek esnaf olarak gerek turizmci olarak gerek halkımız olarak Güney Kıbrıs’ın elinde olan imkanlar bizde olsaydı biz 4 milyonu çoktan geçerdik.

Şimdi bu söylediğim bir çok kişinin hoşuna gitmeyecek ama emin olun ki biz daha az çalışkan daha az zeki falan değiliz elimizdeki kıt imkanlarla yapabileceğimizin en iyisini yapıyoruz.

Çok eleştiriyoruz yanlışlar yapıyoruz eksikler yapıyoruz. Biz neden geri kalıyoruz çok basit kendi yapmamız gerekenleri imkanımız çerçevesinde olanları programlamadığımızı planlamadığımızı ve zamanında masaya koymadığımız için oluyor.

Soru: Turizm Bakanı Ünal Üstel ülke olarak turizmi sahiplenme organizasyonunu iyi yapamadık şeklinde bir ifade kullandı bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Çağıner: Çok doğru bir tespit. Turizm Bakanı Ünal Üstel başkanlığında Kıbrıs Türk Turizm ve Otelciler Birliği olarak yönetim kurulu toplantısı gerçekleştirdik. Orada da bu sorunu dile getirdi.

Şuanda bizim en büyük sıkıntımız turizmin toplum tarafından benimsenmediği bu genelde eleştirilirken turizmciler eleştiriliyor.

Size bedava arazi verildi üstüne kredi verildi ve siz başaramadınız gibi eleştiriler geliyor. Ama kimse rakamlara bakarak konuşmuyor.

Kimse evinde çalışan kişinin bir noktada turizme hizmet ettiğinin farkında değil. Burada halkımızı suçlamamamız gerekiyor sektör olarak da birlik olarak da bizlerde hatalıyız ve eksikliklerimiz var. Bunları bizim çok ivedi olarak tamir etmemiz gerek.

Bir şey başarmamız gerek diyoruz da neden biz başardığımızın taktirini göremiyoruz yani turizm sektörü bu güne kadar hiçbir şey mi yapmadı, bu oteller nasıl oldu, bu yaratılan yerli istihdamdan tutunda sanayiye, ticarete etkisine kadar bu ekonomik gelirlerin oluşmasında hiçbir şey başarılmadı mı? Biraz daha taktir edilmesi biraz daha pozitif motive edilmesi gereken bir sektör değil midir turizm sektörü yani hep eleştirilerek hep yanlışları yüzüne vurularak yapılması doğru mudur? Bu eğitim dilinden de baktığınız zaman pedegoklar da bunu bilirler çocuklar bile ceza ile eğitilmez ödülle eğitilir. Bizim istediğimiz ödül burada insanların bir nebzede bu ekonomik hayata vermiş olduğumuz katkıya bir nebzede teşekkür edilmesidir. İnanın ki turizm sektörü olarak kendi bilincimizin farkındayız sayın bakanımızla da yapmış olduğumuz konuşmada turizm koleji projemiz var.

“Yerli üretimlerin daha fazla otellerde kullanılması konusunda bir seferberlik yapıyoruz”

7 Aralık tarihinde Kıbrıs Türk Sanayi Odası ile birlikte bir mutabakat metni imzalıyoruz. Bunun çerçevesinde yerli üretimlerin daha fazla otellerde kullanılması konusunda bir seferberlik yapıyoruz ama sözde değil içini doldurarak yapıyoruz.

Sektör yapabileceği her şeyi yapmaya devam ediyor. Daha şuan Kıbrıs’ta belli başlı insanlar var ki 5 yıldızlı otellerin günlük malzemelerini tırlarla Türkiye’den doldurup getirdiğini ve sonrasında buzluklarına koyduklarını sanan insanlar var. İnsanlar biraz etrafına baksınlar bu toptancılar kime çalışıyorlar, kasaplar kime çalışıyorlar yani hiç mi etkisi yok, hiç mi kimsenin evine giden ekmekte turizmin bir çeşit katkısı olmuyor.

Birileri var ülkesi için bir şeyler yapmaya çalışıyor yatırım yapıyor. Turizmde yapılan yatırımlar hiç kimse bir yere götüremeyecek bütün toplumun bunu bilmesi lazım. Bu yatırımların ilelebet sahipleri değişebilir şirketler iflas edebilir, babadan oğula, çocuğa geçebilir ve ondan sonra başkalarına satabilir bu evlatlar ama bu yatırımların hepsi KKTC’de kalacaktır.

Kimsenin bu topraklardaki malları alması değil tam tersine yapılan bu işletmelerin tümü devletin sahibidir. Siz devletin malına sahip olmuyorsunuz siz devletin üstüne size veriş olduğu arazinin üzerine yatırım yapıyorsunuz ve bilmemiz gereken şudur turizm yatırımlarında oran olarak toprağın oranı yatırılan yatırım miktarının yüzde onunu geçmez. Yani biri size yüzde onluk bir şey veriyor siz de üzerine yüzde doksan koyuyorsunuz ve yüzde yüze tamamlıyorsunuz.

Ve bununla istihdam yaratıyorsunuz, bununla bir ekonomi yaratıyorsunuz bu taktire şayan bir şeydir hele hele ambargolar altında tanınmayan bir ülke içerisinde bunu yapmak buna paydaş olan rehberinden, esnafına, toptancısına, taşımacılık sektörüne kadar hepsi elleri öpülesi insanlardır. Bu katkıyı koyuyorlar. Biz turizmci olarak 1 milyon turist hedefine gülüyorduk şimdi bu rakamların üzerindeyiz. İki milyon hayal değil. Biz bugün yapmamız gerekenleri yaparsak biz daha da öne çıkacağız.

“Turizm koleji, turizmdeki istihdamı arttıracak”

Turizm koleji konusunda bilgi veren Dimağ Çağıner şöyle devam etti:

Bu konu ile ilgili olarak ilk çalışmamızı yaptığımız zaman Tufan Erhürman’ın başbakanlığı döneminde bu proje ortaya çıktı. Aslında burada temel konu yerli istihdamı arttırmak. Yerli istihdamı arttırmak sadece duygusal vazife değil aynı zamanda ekonomik bir de vazifedir çünkü verilen maaşların Kıbrıs ekonomisi içerisinde harcanması gerekmektedir ama şunu bilmemiz lazım turizm veya hizmet sektörü insanın kalbinde içinde olan bir duygudur yani bir şeyden mezun olduktan sonra çocuk işsiz kaldı kurs verelim de bunu turizmci yapımcı yapalım olmuyor. Çocuğu ortaokul çağında iş garantisi ile bir yere alıp doğru düzgün bir eğitim vermemiz gerekiyor. Bu doğru düzgün eğitimi verebilecek tüm içerikler bizim adamızda vardır.  Eğitim kadrosu da var bunlara verebileceği imkanlarımız da var. Otelciler iş garantisi yüzde yüz verebilecek durumdadır. Turizm sektöründe yerli çalışan oranı yüzde yirmidir. Bu oran artarak devam ediyor. Önemli olan oranın kaç olduğu değil reel olarak kaç kişi çalıştırdığınızdır önemli olan. Dışarıdaki adamı eğitmekle bunu yapamayız. Çocuğu orta okul çağından alacağız lise çağına kadar iş garantili olarak, onu garson yapacağız, onu belboy yapacağız, onu aşçı yapacağız ama o çocuk bilecek ki belboy girip genel müdür çıkabilir. Turizmde bu kariyer şansı olacak. Bugün Türkiye’nin önde gelen üniversitelerinden mühendis olarak mezun olduğunuz zaman artı bir avantajı var değil mi ama turizmde hangi üniversiteyi bitirirseniz bitirin içinizde turizm sevgisi, insan sevgisi varsa kimse diplomayı nerede aldığına bakmıyor size bakıyor. Siz niyetliyseniz sizin hedefinizde bu hizmet sektöründe var olmak varsa siz kendi kariyerinizi kendiniz yapıyorsunuz.

Türkiye Cumhuriyeti devleti 2016 tarihinde Rusya ile uçak düşürme olayından ötürü Rus turist gelmedi diye tarihte görülmemiş teşvikleri verdiler. Bugün şunu iddia ediyorum ki TC turizmi Rus turist gelmeden mevcut yatak kapasitesini doldurabilsin bize de teşvik verilmesin. Bu kadar iddialı konuşuyorum. Bize verilen teşvik miktarları ile yapmış olduğumuz ulaşımı supvansiye ediyorum ben çünkü teşvik değildir bu ambargo etkisinin nötürleştirilmesi için ödenmesi gereken bir bedeldir. Bu legale dönmediği zaman da bu yolcunun KKTC’ye gelmesi mümkün değildir. Biz cebimizden bu paraları ödüyoruz üzerinden bu paraları almadığımız için faiz ödüyoruz. Biz bu ülkeye cebimizden ödeyerek turist getiriyoruz burada istihdam yaratmasına aracılık ediyoruz ama günün sonunda burada destek göreceğimiz yerde sanki bu teşvikler alınmış gibi  sanki alınmış yolcuya yansıtılmamış ve ambargonun etkisini nötürleştirmek için kullanılmamış gibi bir tavırla karşı karşıya kalıyoruz. Bu teşviklerin bu şekilde olduğunu insanlara anlatanlar yanlış yapıyor.

“Toplumun bizi dinlemesi, bize güvenmesi gerek!”    

Toplumsal motivasyonu nasıl sağlayacağız sorunu üzerine konuşan Çağıner şöyle devam etti: Toplumsal motivasyonu sağlamak yine sorunları çözen bizler gibi bize görev düşüyor anlatmaktan bıkmadan usanmadan yağacağız. Bizi anlamıyorlar bize teşekkür etmiyorlar diye vazgeçmeyeceğiz toplumu sevmeye toplumumuza hizmet etmeye biz turizmciler devam edeceğiz ve bir süre sonra bunun değişeceğini göreceğiz. Değişmeyecek bile olsa biz toplumumuza hizmet etmeye devam etmek zorundayız küsme lüksümüz yoktur. Biz turizmciler olarak başka çaremiz yok. Çünkü gerçekten bu ülkenin turizm dışında lokomotif olarak sektörü yok diğer sektörler bunun tamamlayıcı sektörleridir ama burada turizmciler ülkesine küserse bunun geri dönüşü yoktur. Biz ancak toplumla varız biz bunun farkındayız o yüzden toplumun her kısmını kucaklamak istiyoruz buna çaba harcıyoruz tek arzumuz ise ve isteğimiz vardır toplumunda bizi dinlemesi, bize güvenmesi herkese hırsızmış gibi kaçakmış gibi onu bunu yapar gibi değil biraz da sahiplenirse göreceğiz ki kendi evlatlarının geleceği için bir KKTC yaratacaklardır.