Kıbrıs Postası'ndan Ertuğrul Şenova'nın haberine göre, Uyuşturucu tüketiminin hızla artış gösterdiği ülkemizde 2013 yılından bu yana cezaevine giren hükümlülerin yüzde 43’ü uyuşturucu nedeniyle parmaklıklar ardında. 

Gerek fikirleri, gerek korkuları ve de gerekse arkadaş çevreleri nedeniyle uyuşturucuya başlayan birçok insan, tespit edilerek tutuklandıktan sonra tedavi edilmek yerine hapse sokuluyor. Cezaevinden çıktıktan sonra toplum nezdinde dışlanan bu insanlar, sicilleri nedeniyle yeni ilişkiler kuramıyor ve yeniden ayni çevrelerle iletişim kurmak zorunda bırakılarak batağın içine yeniden düşüyor, sonsuz bir döngünün içine hapsediliyor.

Kıbrıs Postası, İçişleri Bakanlığı’ndan elde ettiği verilere dayanarak “Hükümlülerin yarısı uyuşturucu mahkûmu!” başlığıyla geçtiğimiz gün manşetten aktardığı bu büyük problemin bir de çözümünü araştırdı.

Konuyla ilgili Kıbrıs Postası'na konuşan Uzman Adlî ve Klinik Psikolog Ebru Çorbacı, KKTC’nin suç dağılım oranına göre başı çeken uyuşturucu sorunun çözümünün, hapse atmak değil, tedavi etmek olduğuna vurgu yaptı.
Uyuşturucu kullanması, barındırması veya satması sonucu hapse giren insanların hapishaneye değil, tedavi merkezlerine yatırılması gerektiğini söyleyen Çorbacı, bu insanların çoğunun bağımlı olduğunu ve bağımlılığın bir hastalık olduğunu ifade etti.

Çorbacı, “Evet tüketmek yasa dışı olabilir, evet hapse girebilirsiniz ama kabul etmelisiniz ki bağımlılık bir hastalıktır” diyerek, hapse giren birçok insanın, hapisten çıktıktan sonra toplum tarafından dışlandığını ve bu nedenle yeniden ayni batağa düşerek, ayni suçu yinelediğine dikkat çekti.

“Hapse girip çıkanlar tabiri caiz ise üniversiteye girermiş gibi, sanki alanlarından doktora yapmışlar gibi bu konuda profesyonelleşiyor” diyen Çorbacı, hüküm giymiş bağımlıların hapisten çıktıktan sonra uyuşturucuya ulaşmak için nasıl bir bağlantı kurmaları gerektiğini bile öğrendiklerini kaydetti. 

Uyuşturucu nedeniyle hapse girmiş insanları hasta olarak belirlemek yerine hepsini bir noktada toplayıp toplumdan izole etmenin büyük bir hata olduğuna dikkat çeken Çorbacı, “Sanki bizim çocuğumuz değillermiş, sanki adam öldürmüşler gibi davranıyorlar” dedi.

Araştırmalara göre hapis geçmişi olan bireylerin, ayni suçla tekrardan hapse girme oranının çok yüksek olduğunu belirten Çorbacı, “Toplumun bağımlıyı kabul etmemesi nedeniyle, yine ayni çevreye dönüyor ve yine hapse giriyor” dedi.

Uyuşturucu barındırmak, kullanmak veya satmak suçları nedeniyle hapse giren insanların bağımlı olduğunu ve bağımlılığın bir hastalık olduğunu yineleyen Çorbacı, konuyla ilgili şöyle bir örnek veriyor; “Şizofren olan bir insanı, şizofren olduğundan dolayı hapse atmak doğru mu?"