Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Milletvekili, Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakanı Zeki Çeler, Ulusal Birlik Partisi-Halkın Partisi (UBP-HP) koalisyon hükümetinin özelde sendikalaşma konusunu tamamen gündemden kaldırmasının ‘emekçi düşmanlığının’ açık göstergesi olduğunu savundu. Konunun gündemden kaldırıldığının bizzat Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı tarafından açıklandığını belirten Çeler, bu durumun 15 aylık dönemde kırılmaya başlanan haksız rekabetin devamına, işçinin, emekçinin sömürülmesinin sürmesine hizmet edeceğini kaydetti.

Çeler, UBP-HP hükümeti döneminde birkaç şikayet dışında, bakanlık tarafından hiçbir denetimin yapılmadığını da savundu.

Kendi hükümet dönemlerinde uygulamaya başladıkları özelde sendikalaşmanın hem işverene, hem de işçiye fayda getirdiğinin ortaya konduğunu belirten Çeler, gençlerin özel sektörde çalışmak istememesinin en önemli nedenlerinden birinin İş Yasası’nın doğru uygulanmaması, işçiden yana yeteri kadar tavır alınmaması ve bazı işyerlerini tenzih etmekle birlikte çoğunun haksız rekabet yaratarak ülkede kayıt dışılık yaratması olduğunu kaydetti.

Vatandaşların özellikle özel sektörde iş güvencesi olmaması ve geleceğin patronun iki dudağı arasında olmasından şikayet ettiğini, bu durumun ortadan kaldırılmasının ise kamuya olan talebi azaltarak, özellikle yerel iş gücünün yönlendirilmesinin önünü açtığını belirten Çeler, “Bir kez daha hatırlatmakta fayda var ki, her yıl 350 Milyon Dolar, kayıtlı işçiler tarafından bu ülkeden yurtdışına gönderilmektedir. Buna kayıtsız durumda olanlar da eklendiğinde aslında bu durumun ülke ekonomisine ne kadar zarar verildiğini ortaya koymaktadır” dedi. 

TDP olarak özelde sendikalaşmanın zorunlu olmasını savunmakla birlikte, 4’lü koalisyon hükümet programına ‘teşviklendirme’ olarak girdiğini, bunun bile özellikle hükümet ortağı HP ile dönemin muhalefet partisi UBP tarafından eleştirildiğini anımsatan Çeler, “Şimdi bu iki parti hükümet ortağı olur olmaz özelde sendikalaşmayı gündemden kaldırırken, o dönemde özelde sendikalaşmaya en çok tepki gösteren ve beni ‘oy avcısı’ ilan eden ancak gerçekte haksız rekabeti savunan Ticaret Odası da vatandaşlarımızın özelde iş bulmasına, Milyonlarca Doların ülkede kalmasına imkan sağlanmasına ısrarla karşı çıkmıştı” ifadelerini kullandı. 

Çeler, özelde sendikalaşmaya karşı olanların aslında haksız rekabetin devamından, işçinin, emekçinin sömürülmesinden yana olduklarına dikkat çekti.

Ticaret Odası Yönetim Kurulu’nun Cumhurbaşkanı Akıncı’ya yönelik tutumunun da kabul edilemez olduğunu belirten Çeler, ”Oda yönetiminin halk tarafından seçilmiş en üst makam olan Cumhurbaşkanına yönelik nezaketsizce yaklaşımı, bazı yönetim kurulu üyeleri dahil, kendi üyeleri ve halkın büyük kesimi tarafından tepki görmesi doğal olmakla birlikte önemli bir de mesaj içermektedir” dedi.

Gerek UBP-HP koalisyon hükümetinin, gerekse bazı kişileri tenzih etmekle birlikte Oda Yönetiminin emek ve emek karşıtlığının açık ve net ortada olduğunu belirten Çeler, emek ve emekçiden yana olmayanların, emekçileri destekleyen tüm kişi ve kurumlara yönelik tavırlarının da bunun göstergesi olduğunu ifade etti.