Yeni Bakış gazetesinden Deniz Abidin'in haberine göre; Cezaevi’nden Yeni Bakış’a ulaşan bir mahkum, açlık grevinde bulunanlar adına yaptığı açıklamada, Şartlı Tahliye Kurulu’nun herkese adil ve eşit davranması gerektiğini belirterek, devletin mahkumları topluma kazandırmak adına bir çalışmasının olmadığını söyledi.

Söz konusu mahkum, mahkumların tümünün, mahkemenin verdiği cezanın alasını çekmekte olduğunu ve birçok sorun yaşadıklarını kaydetti. Mahkum, cezaevinin yeni bina ve eski bina diye ikiye bölündüğünü anlatarak,yeni bina tarafında bulunan mahkumlar işe çıkamazken, eski bina tarafında bulunan mahkumların işe çıktığını vurguladı.

Mahkum, açıklamalarını şöyle sürdürdü:  “Müdüre soruyoruz, neden sadece eski binadakiler işe çıkıyor diye, kendisi de bilmiyor. İşe çıkmanız için cezanızın belli olması gerekir. Henüz cezası belli olmayan, ceza almamış kişilerin de işe çıkarıldığını görüyoruz. Geçenlerde böyle bir skandal yaşanmış ve söz konusu mahkum firar etmişti. Bu insanlar neye göre dışarı çıkıyor? Biz bu sorunun yanıtını cezaevi müdürüne sormak istiyoruz”

“Cezaları artırarak suçlar önlenemez”

Yeni Bakış’a açıklamalarda bulunan mahkum, 2005 yılında İnfaz Yasasının değiştirilerek cezaların arttığına dikkat çekerek, “cezaları artırarak suçlar önlenemez. Bir yerine iki veriyorlar. Bu nedenle cezaevi kapasitesi de arttıkça artıyor” dedi.

Mahkum, şöyle devam etti, “bu duruma mahkumlar 2008-2009 yılında tepki göstererek cezaevini yakmışlardı. Ancak infaz yasasını değiştirmek yerine Şartlı Tahliyeyi yürürlüğe koydular. Alel acele yapılan bu tüzük KKTC Anayasası ile bağdaşmıyor. Kurul önüne çıkan mahkum ikinci kez yargılanıyor. İşlediği suç dahil bir takım sorular soruluyor. Bu Anayasaya aykırıdır. Bizler ikinci kez yargılanmayı hak etmiyoruz. Şartlı Tahliye Kurulu düzenlenerek tekrar yürürlüğe konmalıdır. Biz bu durumu daha önce Ombudsman’a da ilettik. Ancak aldığımıza yanıt şaşırtıcıdır. Bize, sözlü olarak uyarı yapılacağı belirtildi. Böylesine bir merci neden yazılı yerine sözlü uyarı yapıyor? Şimdi bizler,Cezaevinde açık grevi başlattık. Bir arkadaşımız şu an ölüm orucundadır. Durumu iyi değildir. Gardiyanlar tarafından arada kontrol ediliyor. Açlık grevine başlamamızın sebebi Şartlı Tahliye Kurulunda torpilin dönmesidir”

“Kurul siyasi ve rüşvet üzerine dönüyor”

“Söz konusu mahkum, Şartlı Tahliye Kurulunun tamamen siyasi ve rüşvet üzerine döndüğünü belirterek, “cezaevinde açlık grevinde olan kişiler ve ölüm orucunda olan bir kişi olarak eşitlik ve adalet istiyoruz. Bu şekilde devam edecekse Şartlı Tahliye Kurulu’nun kapatılmasını, İnfaz Yasası’nın yürürlüğe girmesini talep ediyoruz” diye konuştu. 

Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı:

"Tüzükte Değişikliğe gidilmeli”

Konuyla ilgili Yeni Bakış’a değerlendirmelerde bulunanGardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı ve KTAMS Genel Başkanı Güven Bengihan ise,Şartlı Tahliye Tüzüğü ve Kurulu’nda kısa sürede değişikliğe gidilmesi gerektiğini belirtti. Gardiyanlar Birliği Başkanı Salih Kayalı, Şartlı Tahliye Kurulu ile ilgili sıkıntıların sürekli gündeme geldiğini belirterek, mahkumların gösterdiği tepkiyi haklı bulduğunu söyledi. Kayalı, şartlı Tahliye Kurulunun düzgün çalışmadığını belirterek, İçişleri Bakanı ile görüştüklerini ve bunu aktardıklarını kaydetti. Kayalı, Bakan’ın bu konuda ciddi bir çalışma içinde olduğunu ifade ederek, Bakanlığın Barolar Birliği dahil kesimlerden geniş görüş istediğini belirtti. Kayalı, Bakanlığın bu konu hakkında açıklama yapmadığını, ancak Bakanın konuyla ilgili çalışmasının olduğunu avukatlar aracılığıyla duyduklarını kaydetti. Kayalı, yeterli ve tatmin edici bir açıklama henüz yapılmadığından cezaevindeki açlık grevinin devam ettiğini belirterek, açlık grevindeki mahkum sayısının 100’e yaklaşmakta olduğunu söyledi. 

“Cezaevindeyken başka bir mahkumu makaslayan tahliye edildi”

Kayalı, Salih Kayalı, Şartlı Tahliye Kurulunun düzgün çalışmadığına örnekler vererek, daha önce cezaevinde yatmakta olan bir mahkumun başka birini makas ile yaraladığını, ancak şartlı tahliye ile cezaevinden tahliye edildiğini kaydetti. Yine bu olaya benzer bir şekilde cezaevinde kalmakta olan başka bir mahkumun gardiyanın üzerine hiçbir gerekçe olmadan saldırdığını anlatan Kayalı, onun da şartlı tahliyeden çıktığını kaydetti. Kayalı, bunlar ortadayken diğer taraftan cezaevinde çok düzgün davranışlar sergileyen, ıslah olmuş izlenimi veren bay ve bayan mahkumların şartlı tahliyesinin reddedildiğini söyledi.

Kayalı, bu mahkumlara ret cevabı verilirken kamuoyunda oluşturacağı infialden bahsedildiğini ifade ederek, hedeflenenin bir mahkumun cezaevinde geçirdiği sürede disiplin cezası almaması ve tahliye olmaya hazır olması olduğunu belirtti. 

Kayalı, yargının verdiği cezayı burada tekrar yargılamak durumuna düşülmemesi gerektiğinin altını çizerek, Şartlı Tahliye Tüzüğünün de kurulun üyelerinde de değişikliğe gidilmesi gerektiğini söyledi. 

“Cezaevi psikoloğu kurulda kesinlikle yer almalı”

Salih Kayalı, cezaevi psikoloğunun Şartlı Tahliye Kurulunda olmadığını belirterek, bunun doğru olmadığını söyledi. Kayalı, şöyle devam etti, “Cezaevi psikoloğu mahkumlarla birebir görüşmeler yapıyor, rapor tutuyor. Şartlı Tahliye Kurulunda bu nedenle kesinlikle yer almalıdır. Cezaevinde yaşayan bu insanları en iyi bilen cezaevi yönetimidir. Mahkumun ıslah olup olmadığına göre bir rapor sunuluyor ama bu yetersizdir. Kurulda daha farklı kesimler de bize göre yer almalıdır. Mahkumu yargı zaten yargılıyor, bu nedenle yargıdan birinin kurulda olmasını çok doğru görmüyorum”

“Mahkum aileleri de rahatsız”

Kayalı, Şartlı Tahliye Kurulunun daha çok cezaevinden oluşması taraftarı olduğunu belirterek, “çünkü bu insanları en iyi izleyen cezaevinde çalışanlar, yönetiminde bulunanlardır” diye konuştu. Kayalı, tüzüğün Bakanlar Kurulu kararıyla değişebileceğini söyledi. Salih Kayalı, geçtiğimiz gün Şartlı Tahliye Kuruluna yaklaşık 20 kişinin başvurduğunu ancak6-7 kişinin faydalandığını belirtti.

“Şartlı Tahliye Tüzüğü iyi bir şekilde revize edilmeli”

Cezaevinde sürekli suç işleyen, disipline olamamış ve dışarıya adapte olamamış insanların tahliye olmalarını onaylamadığını ifade eden Kayalı, ancak disiplin olmuş, içeride sorun çıkarmayan insanların da bir an önce topluma kazandırılması taraftarı olduğunu kaydetti. 

Kayalı, Cezaevindeki mahkumların sadece Şartlı Tahliye değil, İnfaz Yasası ile ilgili de bir şeyler aktardıklarını duyduğunu belirterek, İnfaz Yasası’nda geriye dönüşün çok zor olacağını düşündüğünü söyledi. 

Kayalı, “Ülkede suçlar kanayan bir yaradır. Her geçen gün bu oran da artıyor. Geçmişteki İnfaz Yasasına dönmek demek epey bir rakam affetmek demektir. Eskiden yatacak olan kişi her ayından 1/3 oranında hapis yatırdı. 2005 yılından sonra bu indirim 1/6 yapıldı. Her aydan beş gün düşülüyor. Bu suçların artmasından sonra yapılmaya başlandı. Bu nedenle İnfaz Yasasına geriye dönüşün çok mümkün olacağını düşünmüyorum” diye konuştu. 

Kayalı, Şartlı Tahliye Tüzüğünün iyi bir şekilde revize edilmesinin şart olduğunu söyledi.

KTAMS Başkanı Güven Bengihan:

"Erk, Bakanlar Kurulu’nda”

KTAMS Genel Başkanı Güven Bengihanda,bugün itibariyle cezaevinde 98 kişinin açlık grevinde olduğunu açıklayarak, açlık grevinin gerekçesinin Şartlı Tahliye Kurulunun almış olduğu kararların adil olmamasından kaynaklı olduğunu kaydetti. Bazı mahkumların bir takım suçlardan serbest bırakıldıklarını ifade eden Bengihan, bazılarının ise salıverilmediklerini söyledi. Bengihan, kurulun çoğunun siyasi atama olduğuna dikkat çekerek, kurulun üçlü kararname ile atanan müdür ve müsteşarlardan oluştuğunu kaydetti. 

Bengihan, tüzükte gerekli değişikliği yapabilecek olan erkin Bakanlar Kurulu olduğuna dikkat çekerek, Şartlı Tahliye Kurulu üyelerinin oluşumunun mesaisinin büyük bir çoğunluğunu mahkumlar ile birlikte geçiren alanlarında uzman kişilerden oluşması gerektiğini belirtti. 

İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars:

“Şartlı tahliyenin amaca uygun bir yapıya kavuşturulması temel hedefimizdir”

Öte yandan, İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars,cezaevindeki açlık grevi ve şartlı tahliye uygulamaları konusunda yazılı açıklama yaptı. Baybars, Cezaevinde yemek almayı reddeden 65 kişi bulunduğunu açıkladı. Yemek almayı reddedenlerin sağlıkları açısından herhangi endişe edecek bir durumun var olmadığını belirten Baybars, mahkumların sadece yemek almayı reddettiklerinin, cezaevi kantininden alınan yiyecek ve içeceklerin mahkumların koğuşlarında bulunduğunun bilinmesini istedi. Baybars, modern ceza hukukunda hapis cezasının amacının, kişinin işlemiş olduğu suçtan dolayı pişman olmasını, toplumla tekrar barışmasını sağlamak ve cezanın infazı aşamasında onu iyileştirme programına tabi tutarak topluma kazandırmak olduğunu vurgulayarak, “Bu amaçların sağlanabilmesinin çeşitli vasıtalarından biri olan şartlı tahliyenin bu amaca uygun bir yapıya kavuşturulması temel hedefimizdir” dedi.

Bakan Baybars, açıklamasında, Merkezi Cezaevi’nde bir mahkumun, 5 ay önce girmiş olduğu şartlı tahliyeden ret alması nedeniyle geçtiğimiz gün yemek almayarak bir eylem başlattığını ifade ederek, bu eyleme bazı mahkumların da kademeli olarak katıldığını ve şu anda yemek almayı reddeden 65 kişi bulunduğunu bildirdi.

Açlık grevinin, kişi hak ve özgürlüklerinin korunması için başvurulan fiilî yollardan biri olduğunun elbette ki savunulabilir bir durum olduğunu dile getiren Baybars, Merkezi Cezaevi’nde başlatılan eylemin açlık grevi olduğunu söylemenin tam olarak doğru olmadığını belirtti. 

“Şartlı Tahliye Kurulu’ndan şikayetçiler”

Baybars, şöyle dedi: “Yemek almayı reddeden mahkumların birçoğu Şartlı Tahliye Kurulu’nun uygulamalarından şikayet etmektedir. Görevde bulunduğum 2 aylık zaman zarfında cezaevine yaptığım 3 ayrı ziyarette de bu şikayetleri almış ve kurulun yapı ve uygulamalarının değiştirilmesi için çalışmaya başladığımızı açıklamıştık.

Öte yandan böylesi ciddi bir düzenlemenin 2-3 gün içerisinde sonuçlanmasını beklemek doğru değildir. Unutulmamalıdır ki, dünyanın birçok ülkesinde şartlı tahliyeden yararlanmanın en önemli kriterlerinden başlıcası, mahkumların cezaevinde geçirilen sürede gösterdikleri iyi hâl ve herhangi bir disiplin cezasıyla cezalandırılmamalarıdır.

Bakanlığımız Merkezi Cezaevi’nde yaşanan bu eylemi ciddi bir şekilde takip etmekte, mahkumlarla konuşmakta, gerekli psikolojik desteği de vermekte ve fakat bunun yanında cezaevi düzen ve disiplinini koruyacak tedbirleri de almaktadır. Mahkum veya tutukluların sağlıkları açısından herhangi endişe edecek bir durumun var olmadığı, mahkumların sadece yemek almayı reddettikleri, cezaevi kantininden alınan yiyecek ve içeceklerin mahkumların koğuşlarında bulunduğu da bilinmelidir.” 

“Gündeme getiren İçişleri Bakanlığı oldu”

Bakan Baybars, şartlı tahliye uygulamalarında yapılacak değişliklere de değindiği açıklamasında, bu tartışmayı gündeme İçişleri Bakanlığı’nın getirdiğini belirtti. Bakan Baybars açıklamasına şu şekilde devam etti:

“Bakanlığımız şartlı tahliye uygulamalarının geçtiğimiz dönemlerde ilgili tüm kesimlerde yaratmış olduğu rahatsızlığın farkında olarak değiştirilmesi için bir çalışma başlatmış, bu konuyu kamuoyunun gündemine getirerek sonuç alıcı bir tartışma başlamasını sağlamıştır.

Bakanlığımız bünyesinde yapılan çalışmalarda farklı modellemeler üzerinde incelemeler yapılmaktadır. Yaklaşık bir ay önce hem Kıbrıs Türk Barolar Birliği hem de Kıbrıs Türk İnsan Hakları Vakfı olmak üzere ilgili tüm paydaşlara görüşlerini bildirmeleri için gerekli bildirimleri yapmıştık. Henüz tüm geri dönüşler Bakanlığımıza yapılmamıştır. İlgili tüm paydaşlardan görüşlerin alınması ile beraber, şartlı tahliye uygulamalarının değiştirilmesi, keyfilikten uzak, adil ve hukuk devleti uygulamalarına daha yaraşır bir model oluşturulması çalışmaları hızlıca tamamlanacaktır.

Modern ceza hukukunda hapis cezasının amacı kişinin işlemiş olduğu suçtan dolayı pişman olmasını, toplumla tekrar barışmasını sağlamak ve cezanın infazı aşamasında onu iyileştirme programına tabi tutarak topluma kazandırmaktır. Bu amaçların sağlanabilmesinin çeşitli vasıtalarından biri olan şartlı tahliyenin bu amaca uygun bir yapıya kavuşturulması temel hedefimizdir”