Kıbrıs Postası'ndan Ulaş Barış'ın haberine göre; geçtiğimiz hafta içinde yayımlanan ve Hasan Davutoğlu isimli vatandaşın Sağlık Bakanlığı nezdinde yaptığı şikayetin ses bulamaması hasebiyle, Ombudsmanlığa yaptığı şikayet neticesinde hazırlanan raporda, hastanenin tam bir saatli bomba üzerinde oturduğu ortaya çıktı.

Hastaneye 1985 yılında hibe edilen ve 2009 yılında yaşanan sel felaketi sonrası kullanılmaz hale gelen Cobalt-60 cihazı kanser hastalarına radyoterapi verme amacıyla kullanılıyordu.

Raporda, cihazın kullanılmaz hale geldiği 2009 yılından beri özel bir odada kurşunlanmış olarak bulunduğu belirtilirken, içerisinde hala daha aktif kaynak olduğu ve herhangi bir istenmeyen durum karşısında buradan yayılacak olan radyoaktif maddenin büyük riskine dikkat çekiliyor.
Rapordaki en kritik nokta ise, cihazın kullanım süresinin bitmesi ya da arıza durumda ülkeden çıkarılması veya uygun bir şekilde gömülmesi için hiçbir bağlayıcı sözleşme bulunmaması, hastaneyi 2009 yılından beri büyük risk altında tutuyor.

Raporda "Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde bulunan Cobalt 60 radyoterapi cihazı 1985 yılında hibe edildiğinden herhangi bir monte-demonte veya alım sözleşmesi bulunmamaktadır. Söz konusu Cobalt 60 cihazı şu anda kanser hastalarının tedavisinde kullanılmamaktadır. Söz konusu cihaz güvenli odada muhafaza edilmektedir” ifadeleri dikkat çekiyor.

HERHANGİ BİR SÖZLEŞME YOK

Cihazın alımı sırasında herhangi bir sözleşme olmaması, gerek alındığı ülkeye gerekse de Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilmesini ve bertaraf edilmesini mümkün kılmıyor. 

Raporda bu kısım "KKTC Sağlık Bakanlığı’nın 2009 yılından itibaren ALYCON Co-60 cihazının Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilip orada bertaraf edilmesi amacıyla Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, T.C Çevre ve Orman Bakanlığı, T.C Sağlık Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanmış Radyoaktif Atık Yönetimi Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesinin 5’inci fıkrası tahtında Türkiye Cumhuriyeti egemenlik sınırları dışarısında yürütülen bir faaliyet sonucu ortaya çıkmış olan radyoaktif atıklar işleme, depolama veya bertaraf etme amacıyla Türkiye sınırları içerisine sokulamaz. Söz konusu hüküm gereği bahse konu cihazın bertaraf edilmesi amacıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilmesi mümkün değildir. ALYCON Co-60 cihazının bertaraf işlemleri ancak menşei ülkesine iadesi veya Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından ithalat-ihracat veya taşımaya yönelik lisans almış kuruluşlar ile irtibata geçip benzer kaynaklar üreten firmalara gönderilerek gerçekleştirilebilir. Söz konusu cihazın monte – demonte veya alım sözleşmesi olmaması sebebiyle menşei ülkesine gönderilmesi mümkün görülmemektedir” şeklinde anlatılıyor.

RAPORDA CİHAZIN YARATTIĞI SORUNLARA ÇÖZÜM İÇİN BİR FORMÜL BULUNMUŞ GİBİ GÖRÜLÜYOR

Ancak yine raporda, cihazın yarattığı sorunlara çözüm için bir formül bulunmuş gibi görülüyor.

Buna göre raporda şu ifadelere yer veriliyor: "Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan elde edilen bilgide söz konusu cihazın üreticisinin General Electric firması olduğunu ve doğrudan veya KKTC’deki veya Türkiye’deki distribütörleri veya bu tür cihazları ithal/ihraç etmek Kurumdan lisans almış ve T.C. Atom Enerjisi Kurumu’nun resmi web sitesinde (http://www.taek.gov.tr) ilan edilmiş firmalar vasıtasıyla iletişime geçilmesi gerekmektedir. Kullanım dışı kalan bu tür radyoaktif kaynakların geri alımına ilişkin hususların ülkelerin ulusal mevzuatları çerçevesinde değerlendirilmesi ve cihazın benzer cihazları üreten firmalarla yapılacak görüşmeler neticesinde başka ülkelere ihraç edilmesi mümkün olabilir.”

Raporda, söz konusu cihazın Sağlık Bakanlığı tarafından yok edilmekle sorumlu olduğu belirtilirken, ülke içerisine herhangi bir şekilde gömülmesi, dökülmesi ya da başka türlü bir şekilde muhafaza edilmesinin yasak olduğunun altı çiziliyor. Ayrıca radyoaktif maddeler konusunda KKTC Anayasasında herhangi bir düzenleme bulunmadığına da dikkat çekilerek, hükümete söz konusu düzenleme için çağrıda da bulunuluyor.

Öte yandan raporda, Sağlık Bakanlığının da Hasan Davutoğlu’nun 2015 yılında yaptığı şikayete cevap vermeyerek suç işlediği de belirtiliyor.

Raporda bu kısım "Sayın Hasan Davutoğlu şikâyeti ile ilgili olarak 9 Kasım 2015 tarihinde KKTC Sağlık Bakanlığı’na yazılı olarak başvurmuştur. KKTC Sağlık Bakanlığı Sayın Hasan Davutoğlu’nun başvurusuna cevap vermeyerek KKTC Anayasasının 76’ıncı ve İyi İdare Yasası’nın 15’inci maddesine aykırı davranarak hata yapmıştır” şeklinde ifade ediliyor.

İŞTE O RAPOR… 

İşte o rapor: "Ombudsman Emine Dizdarlı Sayın Hasan Davutoğlu'nun raporunu yayınladı.

“Sayın Hasan Davutoğlu, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Dr. Kazım Akfert Çocuk Polikliniği’nin yangın, sel ve radyasyon sızıntısı riski taşıdığını, Nükleer Tıp Merkezinde radyoaktif madde içeren ALYCON Co-60 cihazının atıl olarak Dr. Kazım Akfert Çocuk Polikliniği’nin alt katında bulunduğunu, insan sağlığı açısından tehdit oluşturduğunu, Dr. Kazım Akfert Çocuk Polikliniğinde bulunan yangın söndürme hortumunun uzunluğunun yetersiz olduğunu ve bu konuda Sağlık Bakanlığına vermiş olduğu dilekçesine bir cevap alamadığını iddia ederek konunun soruşturulmasını talep etmiştir.

Yapılan başvuru üzerine konu, 38/1996 sayılı Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) Yasası kuralları çerçevesinde incelenmiş ve ekte sunulan rapor hazırlanmıştır.

Kanser hastalığının tedavi edilmesinde iyonlaştırıcı radyasyondan faydalanılmaktadır. Tıpta bu uygulamalar radyoterapi olarak adlandırılır. Radyoterapide yaygın olarak yüksek enerjili X ışını veya elektron yayan lineer hızlandırıcılar veya gama ışını yayan radyoaktif kaynaklar kullanılır. Radyoterapide en sık kullanılan yöntem dış ışınlama olup bunun için Cobalt 60 radyoaktif kaynaklı teleterapi cihazları kullanılmaktadır. ALYCON Co-60 cihazı, teleterapi cihazı olup kanser hastalarına radyoterapi vermek suretiyle kanser hastalarının tedavi edilmesinde kullanılmaktadır.

Dr. Kazım Akfert Çocuk Polikliniği olarak hizmet veren bina 2009 yılında yaşanan sel baskınına kadar Nükleer Tıp ve Radyasyon Onkolojisi bölümü olarak Radyasyon Onkolojisi Merkezi adıyla hizmet vermekte idi. Radyasyon Onkoloji Merkezi 2009 yılında yaşanan sel felaketi sonrası kullanılamaz duruma gelmesi sebebiyle kapatılmış ve ilerleyen dönemde Dr. Kazım Akfert Çocuk Polikliniği olarak yeniden hizmete açılmıştır.

Cobalt 60 cihazının uluslararası kullanma ve saklama standartları, radyasyon birimleri ve ölçümleri üzerinde Uluslararası Radyasyon Komisyonu (International Commission On RadiationUnits (ICRU) ) ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (International AtomicEnergyAgency (IAEA) ) tarafından belirlenmiştir. Bu standartlara göre Cobalt 60 cihazı tedavi verme kaynak özellik dozları 5,5 yılda yarılanma ömrüne ulaşan kaynaklarda sona ermektedir. Ancak radyoaktif kaynağın tedavi edici özelliğinden yararlanılamamakla birlikte radyoaktivitesinin devam etmesinden dolayı tedavi edici etkisi tamamlanan cihaz içerisindeki kaynağın güvenli ve Uluslararası Taşıma Standartlarına uygun olarak tahliye edilmesi zorunludur.

Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi eski Nükleer Tıp yerleşkesinde bulunan Cobalt 60 cihazının gerekli doz ölçümleri düzenli olarak Radyasyon Fizikçileri tarafından yapılmaktadır. Söz konusu ölçümlerin neticeleri rapor olarak Dairemizde bulunmaktadır. Özel odada muhafaza edilen Cobalt 60 cihazı içerisinde halen kaynak vardır. Kaynağın bulunduğu cihaz içerisinde kurşunlanmış özel muhafazasında kaynak saklanmakta ve radyasyon yayıcılığı fiziksel özelliklerinden dolayı muhafaza kurşun içerisinde korunmaktadır. Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde bulunan Cobalt 60 radyoterapi cihazı 1985 yılında hibe edildiğinden herhangi bir monte-demonte veya alım sözleşmesi bulunmamaktadır. Söz konusu Cobalt 60 cihazı şu anda kanser hastalarının tedavisinde kullanılmamaktadır. Söz konusu cihaz güvenli odada muhafaza edilmektedir.”

1985 YILINDA HASTANEYE HİBE EDİLDİ

“ALYCON Co-60 cihazı 1985 yılında hastaneye hibe edildikten sonra Dr. Burhan Nalbantoğlu Hastanesinde Radyasyon Onkoloji Merkezinde kurularak 2009 yılına kadar hizmet vermiştir. 2009 yılında yaşanan sel baskınında cihaz sular altında kalmış ve yaşanan sel baskını neticesinde cihaz kullanılamaz duruma gelmiştir. 30 Ekim 2015 tarihinde envanteri yapılmış tüm ekipman (Cobalt 60 hariç) tahliye edilmiştir. Söz konusu cihaz hibe yoluyla edinildiğinden bir monte veya demonte veya alım sözleşmesi bulunmamaktadır.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu ile yaptığımız yazışmalar neticesinde Dairemize gönderilen 6 Şubat 2018 ve 27 Nisan 2018 tarihli cevap yazılarında Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (International AtomicEnergyAgency (IAEA)) tarafından Uluslararası Temel Güvenlik Standartları (RadiationProtectionandSafety of RadiationSources; International Basic SafetyStandards, General SafetyRequirements Part3) ve buna yönelik tavsiyeleri doğrultusunda radyoaktif kaynak veren cihazların kullanımı ve bulundurulması için, ülkedeki yetkili otorite tarafından belirlenen radyasyon güvenliği, radyasyondan korunma ve radyoaktif kaynakların emniyetine ilişkin koşulların kullanıcı tarafından sağlanarak yetki/lisans alınması gerekmektedir. Kullanımına son verilen radyoaktif kaynakların yönetimi ise yine o ülkedeki yetkili otorite tarafından belirlenen hususlar doğrultusunda, radyoaktif kaynağın bertaraf edilmek üzere menşei ülkesine gönderilmesi veya ülkedeki yetkili kurum tarafından yetkilendirilmiş/lisans verilmiş bertaraf veya atık bekletme tesisine teslim edilmesi ile sağlanmaktadır.”

CİHAZIN ÜRETİCİSİ GENERAL ELECTRIC

“KKTC Sağlık Bakanlığı’nın 2009 yılından itibaren ALYCON Co-60 cihazının Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilip orada bertaraf edilmesi amacıyla Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, T.C Çevre ve Orman Bakanlığı, T.C Sağlık Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunmuştur. Türkiye Cumhuriyeti Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından yayımlanmış Radyoaktif Atık Yönetimi Yönetmeliği’nin 6’ncı maddesinin 5’inci fıkrası tahtında Türkiye Cumhuriyeti egemenlik sınırları dışarısında yürütülen bir faaliyet sonucu ortaya çıkmış olan radyoaktif atıklar işleme, depolama veya bertaraf etme amacıyla Türkiye sınırları içerisine sokulamaz. Söz konusu hüküm gereği bahse konu cihazın bertaraf edilmesi amacıyla Türkiye Cumhuriyeti’ne gönderilmesi mümkün değildir.

ALYCON Co-60 cihazının bertaraf işlemleri ancak menşei ülkesine iadesi veya Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından ithalat-ihracat veya taşımaya yönelik lisans almış kuruluşlar ile irtibata geçip benzer kaynaklar üreten firmalara gönderilerek gerçekleştirilebilir. Söz konusu cihazın monte – demonte veya alım sözleşmesi olmaması sebebiyle menşei ülkesine gönderilmesi mümkün görülmemektedir.

Türkiye Atom Enerjisi Kurumu’ndan elde edilen bilgide söz konusu cihazın üreticisinin General Electric firması olduğunu ve doğrudan veya KKTC’deki veya Türkiye’deki distribütörleri veya bu tür cihazları ithal/ihraç etmek Kurumdan lisans almış ve T.C. Atom Enerjisi Kurumu’nun resmi web sitesinde (http://www.taek.gov.tr) ilan edilmiş firmalar vasıtasıyla iletişime geçilmesi gerekmektedir. Kullanım dışı kalan bu tür radyoaktif kaynakların geri alımına ilişkin hususların ülkelerin ulusal mevzuatları çerçevesinde değerlendirilmesi ve cihazın benzer cihazları üreten firmalarla yapılacak görüşmeler neticesinde başka ülkelere ihraç edilmesi mümkün olabilir.

KKTC Sağlık Bakanlığı’nın 2009 yılından sonra söz konusu ALYCON Co 60 cihazının bertaraf edilmesi ile ilgili herhangi bir ciddi girişimi olmadığı açıkça anlaşılmaktadır. Tıbbi ve endüstriyel alandaki X ışınları ve radyasyon teknolojisi giderek hızla artmakta ve yaygınlaşmaktadır. Bu problemin nasıl ele alınabileceği konusu ülke politikası haline dönüştürülmelidir.

Başvuru sahibinin diğer iddiasına göre Çocuk Polikliniğinde bulunan yangın söndürme hortumunun kısa olduğu yönünde idi. İtfaiye Müdürlüğünden alınan bilgiye göre hortum boyunun 23 – 30 metre olması veya koridordaki bütün odalara ulaşması gerekmektedir. Dr. Kazım Akfert Çocuk Polikliniğinde bulunan yangın söndürme hortumunun uzunluğun bir metre olduğu tespit edilmiştir. İtfaiye Müdürlüğü tarafından yapılan tespit üzerine bahse konu yangın hortumunun İtfaiye Müdürlüğü’nün kıstasları doğrultusunda değiştirilmiş ve standartlara uygun hale getirilmiştir. Bu nedenle söz konusu şikâyetin konusu ortadan kalkmıştır.

KKTC Anayasası’nın 76’ıncı maddesinde düzenlenen Dilekçe Hakkı tahtında herkes, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetleri hakkında tek başına veya topluca, yetkili makamlara yazı ile başvurma ve bunların süratle incelenmesi ve karara bağlanması hakkına sahiptir. Gerekçeye dayanacak olan bu karar, en geç otuz gün içinde, dilek ve şikâyet sahibine yazılı olarak bildirilir.  Böyle bir karardan zarar gören herkes veya otuz gün içerisinde kendisine bir karar bildirilmeyen her ilgili, dilek ve şikâyet konusu hakkında yetkili mahkemeye başvurabilir.”

“İYİ İDARE YASASI'NA AYKIRI DAVRANILDI”

“Yine 27/2003 sayılı İyi İdare Yasası’nın 15’inci maddesi özel kişilerin istemlerini düzenlemektedir.  Söz konusu Yasa maddesi uyarınca özel kişiler, kendileri veya kamu ile dilek ve şikâyetleri hakkında, tek başına veya topluca, yetkili makamlara yazı ile başvurma ve idareden yetkisi içindeki bir konuda birer işlem yapmasını isteme hakkına sahiptir. İdare, kendisine yazı ile başvuran kişi ya da kişilere, üzerinde tarih bulunan bir alındı belgesi verir. İstem, yetkili olmayan bir idareye yöneltilirse, kendisinden istemde bulunulan makam, istemi en geç beş iş günü içerisinde yetkili makama iletir ve istem sahibini yazılı olarak durumdan haberdar eder. İdare, istemle ilgili kararını, en geç otuz gün içinde, gerekçeli olarak, başvuran kişiye veya kişilere yazılı olarak bildirir. Otuz günlük süre, istemin yetkili makama ulaşmasından itibaren hesaplanır. İdare, bu süre içerisinde yazılı ve gerekçeli yanıt vermeyi ihmal ederse, bundan dolayı doğacak zararları bu Yasadaki kurallar çerçevesinde gidermekle yükümlüdür. İdare, yazılı ve gerekçeli bildirimde, kararına karşı, hangi süreler içinde, hangi hukuki yollara başvurulabileceğini belirtir.

Sayın Hasan Davutoğlu şikâyeti ile ilgili olarak 9 Kasım 2015 tarihinde KKTC Sağlık Bakanlığı’na yazılı olarak başvurmuştur. KKTC Sağlık Bakanlığı Sayın Hasan Davutoğlu’nun başvurusuna cevap vermeyerek KKTC Anayasasının 76’ıncı ve İyi İdare Yasası’nın 15’inci maddesine aykırı davranarak hata yapmıştır.”

RADYOAKTİF ATIKLARLA VE/VEYA RADYASYON GÜVENLİĞİ İLE İLGİLİ HERHANGİ BİR YASAL DÜZENLEME YOK

“KKTC Anayasası’nın 40’ıncı maddesi uyarınca Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Gerçek veya tüzel kişiler, hiçbir amaçla, insan sağlığını bozacak veya deniz varlıklarını tehlikeye düşürecek nitelikteki sıvı, gaz ve katı maddeleri denizlere, barajlara, göllere veya derelere akıtamaz veya dökemez. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek Devletin, gerçek ve tüzel kişilerin ödevidir. Bu bağlamda KKTC Sağlık Bakanlığı söz konusu cihazın bertaraf edilmesini sağlamalıdır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti mevzuatında radyoaktif atıklarla ve/veya radyasyon güvenliği ile ilgili herhangi bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Radyoaktif atıkların çevre ve insan sağlığını etkilememesi, insanların ve çevrenin en etkin şekilde korunması amacı ile bütün dünyada çalışmalar sürdürülmektedir. Tehlikeli Atıkların Sınırlar Ötesi Taşınımının ve Bertarafının Kontrolüne İlişkin Basel Sözleşmesi bu anlamda çok önemli bir sözleşmedir. Dünya ile bütünleşmeye çalışan bir Devlet olarak, hem insan hem de çevre sağlığını korumak amacıyla radyoaktif atıklar ve/veya radyoaktif güvenliği ile ilgili yasal düzenlemelerin ivedi olarak yapılmalıdır.

Netice itibarıyla, Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde Dairemiz nezdinde 23 Ocak 2017 tarihinde yapılan ölçümlerde radyoaktif kaynağının aktivitesinin ve alınan sızıntı ölçüm değerleri güvenlik açısından uygun bulunmuştur. Yine söz konusu güvenli odanın kilitli olduğu veya girişinin kontrollü olduğu tarafımızdan gözlemlenmiştir. Söz konusu cihaz bertaraf edilene kadar geçici olarak bulunduğu yerde bekletilebileceği değerlendirilmektedir. T.C. Atom Enerjisi Kurumu söz konusu ALYCON Co-60 radyoaktif kaynağının menşei ülkesine veya benzer kaynakları üreten firmalara gönderilerek bertaraf işlemlerinin gerçekleştirilebileceğini müteaddit kez KKTC Sağlık Bakanlığına bildirmesine rağmen iade işlemlerinin başlatmayarak ve/veya insan sağlığını koruma konusunda herhangi bir adım atmayarak hatalı davranmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın görevleri arasında vatandaşlarının beden sağlığını korumakla birlikte diğer etkenleri dikkate almak vardır. Şöyle ki, radyasyon güvenliğinin sağlanmasını gerektiren her türlü tesis ve radyasyon kaynağının zararlı etkilerinden kişileri ve çevreyi korumak için alınması gereken her türlü tedbiri alması gerekmektedir. Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinde bulunan ALYCON Co 60 cihazı en erken zamanda bertaraf edilmesi gerekmekle birlikte gerekli kontrolleri düzenli olarak yapıldığı cihetle bir tehlike teşkil etmemektedir. Ancak KKTC’de bulunan özel hastaneler ve özel kliniklerde kullanılan cihazların hiçbir kontrolü yapılmamaktadır. Söz konusu cihazların ömürleri takiben 5 – 10 yıl arasında değişmektedir. Tıp alanında bu tür cihazların hızla arttığı ve yaygınlaştığı bir gerçektir. Bu nedenle Radyoaktif maddelerin yönetimi ile ilgili eksik olan Yasaların en kısa zamanda yapılması, Radyasyon güvenliği bakımından kayıt tutulması ve bu tür atıklar için bir hal çaresi bulunması zorunludur."