Havadis'ten Devrim Demir'in haberine göre, Yıllardır süre gelen ve camilerde verile kuran kursu tartışmaları devam ederken, eş zamanlı yaz döneminin başlaması ile kuran kursları da yapılmaya devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta Arabahmet Cami’de kapı üzerine asılan “Kuran Kurslarımız Başlamıştır” yazısı hem sosyal medya’da hem de gazetelerde gündem olmuş, dün ise Catalköy’deki Camide elinde kuran ve kitaplarla cami avlusunda yaşları değişen çocuklar görüntülenmiştir.

Kuran Kursları her yerde

Geçtiğimiz hafta Arabahmet Cami’de kapı üzerine asılan “Kuran Kurslarımız Başlamıştır” yazısı hem sosyal medya’da hem de gazetelerde gündem olmuş ve bir hayli eleştirilmişti. Beyaz bir kartona üzerine el yazısıyla ile “Yaz Kuran kurslarımız başlamıştır. Hafta içi 9.30’da talebeleri camiye bekliyoruz” şeklinde apaçık duyuruda bulunulmuştu. Konu ile ilgili açıklama yapan Din İşleri Başkanı Talip Atalay ise Arabahmet Cami’sinde şuanda imam bulunmadığını belirterek, “Yaz Kuran kursları” ibaresinin din işlerine ait bir ifade olmadığının da altını çizmişti. Yaşanan bu gelişmeleri ardından dün ise Catalköy’deki Camide elinde kuran ve kitaplarla cami avlusunda yaşları değişen çocuklar görüntülendi.

Özyiğit: Camiler Başbakanlığın sorumluluğundadır

Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Cemal Özyiğit geçtiğimiz hafta kuran kursları ile ilgili Havadis TV’de yaptığı açıklamada net konuşarak, “tarikatlara teslim olmayacağız” ifadelerini kullanmış, birçok ailenin çocuğunu başka bir seçeneği olmadığı için kuran kurslarına gönderdiğini belirtmişti.  Özyiğit yaptığı açıklamada yerel yönetimlerle işbirliği içinde çocuklara eğitimsel ve kültürel aktiviteler sağlayacaklarını, yinede kuran kurslarına talep varsa o zaman gerekli değerlendirmeleri yapacaklarını ama tarikatlara telsi olmayacaklarını dile getirmişti.

Çatalköy Cami’de objektiflere yansıyan kuranlar ellerinde değişen yaşlarda çocukların fotoğrafı üzerine yeniden görüşlerine başvurduğumuz Özyiğit, Camilerden sorumlu olan kurumların Vakıflar idaresi ve Başbakanlık olduğunu, aktararak, bu kurumların camilerde eğitim verildiği yönünde bulguları olduğu takdirde kendilerinin denetleyici olacaklarını belirtti.  Çatalköy Cami’de objektiflere yansıyan manzarayı ihbar olarak kabul eden eğitim bakanlığı bu konuda ilgili denetlemeyi yapacağını kaydetti.

Elcil: Çocukların beyni yıkanıyor

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) Genel Sekreteri Şener Elcil, kuran kurslarının belli bir politik anlayışın ürünü olduğunun altını çizerek, Okullara resmi olarak giremeyen gerici anlayışın bu noktada camilerde hizmet vermeye çalıştığı ve çocukların beyninin yıkandığını vurguladı. Bu durumun ciddi bir tehlike olduğuna dikkat çeken Elcil, “Tatil geldiği zaman çocukların dinlenmesi gereken bir dönemde bu kişiler devreye giriyor” şeklinde konuştu.

“Yasa değişikliğini dava ediyoruz”

Din İşleri Yasası altına Eğitim Bakanı’ndan izin alınmadan Kuran Kursu düzenlenebileceği anlamına gelen bir madde konulduğunu söyleyen Elcil, bu durumun Anayasa’ya aykırı olduğunu ve konuyu mahkemeye taşıyarak dava açma aşamasında olduklarını kaydetti. Eğitim Bakanlığını bu noktada denetleme görevini yerine getirmesi gerekirken, denetlemediğini ve tamamen atıl durumda olduklarını kaydeden Elcil, kuran kursu verenlerin kimler olduğu ve buralarda nasıl bir eğitim verildiğini ilgililerin araştırmasının da çok büyük önem taşıdığının altını çizdi.

“Eğitim Bakanlığı devreye girmeli”

Din İşleri Dairesinin bu konuda Eğitim Bakanlığının görevini devraldığını söyleyen Elcil, Eğitim Bakanlığın harekete geçmesi gerektiğini aktardı. Bu ülkede gerici faaliyetlerin ve tarikatların fink attığını belirten Elcil, İlgilenen birinin olmadığını, velilerin din kursu adı altında kandırıldığını, bu kurslarda çocukların dondurma verilerek kandırıldıklarını da sözlerine ekledi. Elcil, Çocuklara neden kuran kursuna gidiyorsunuz diye sorduklarında, “hoca bize dondurma veriyor” diye cevaplar aldıklarını belirtti. Eğitim müfredatında zaten din derslerinin olduğunu ve çocuklara okutulduğunu söyleyen Elcil, tekrardan kuran kursu adı altında, çocuklara korku salacak şekilde, hurafeyle çocukların beynini yıkamaya gerek olmadığını da kaydetti.

“Çorbada Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da tuzu var”

Kuran kurslarının önünün açılmasındaki en büyük faktörün Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı olduğunu vurgulayan Elcil, Bu yasayı Anayasa Mahkemesine gönderme yerine, onaylayıp yürürlüğe girmesini sağladığını aktardı.  Bu çorbada Cumhurbaşkanı Akıncı’nın da tuzu olduğuna dikkat çeken Elcil, bu konuda basın toplantısı yaptıklarını ve o basın toplantısında Din İşleri Yasası altına yerleştirilen, Eğitim Bakanlığından izin alınmadan kuran kursu düzenlenebileceği anlamına gelen maddenin hangi Anayasa maddelerine de aykırı olduğunu orada dile getirdiklerini kaydetti.  Cumhurbaşkanı Akıncı başta olmak üzere kimsenin sorumluluk almak istemediğini söyleyen Elcil, bu konunun bu ülkenin başına yobazlık ve gericilik gibi sorunlar açacağını da sözlerine ekledi.

Eylem: Derhal denetimler yapılmalı

Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem, Kuran kursları ile ilgili olarak denetimlerin eksik olduğunu belirterek, bu kurslarla ilgili denetim görevinin yerine getirilip, camiler içerisinde kuran kursu adı altında yapılanın, din eğitimi midir yoksa ibadet midir tespitinin yapılması gerektiğini söyledi. Bu tür eğitimlerin 18 yaşından küçük çocuklara uygulanmaması gerektiğini, çünkü pedagojik açıdan sakıncalı olduğunu vurgulayan Eylem,  bu tür yaptırımların çocuk hakları ihlali olduğunu aktardı. Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesine göre 18 yaşına kadar her bireyin çocuk olduğunun altını çizen Eylem,  bu sözleşmesinin meclis tarafında kabul edildiğini hatırlattı. Eylem, Bu nokta da derhal denetimlerin yapılarak, kuran kurslarının önünün alınması gerektiğini de aktardı.

“Tarikat faaliyetleri devam ediyor”

Din İşleri Yasasındaki değişiklikle ilgili KTÖS’le görüştüklerini, eğer yasada hukuka aykırı görülen bir şey varsa da dava açılması gerektiğini söyleyen Eylem, Din İşleri Yasası ile Kuran Kurslarının yasal hale getirildiğini ve bu noktada denetçinin de Milli Eğitim Bakanlığı olduğunu kaydetti. Bu yasanın geçirildiğini ve bu yasa altında bir takım faaliyetler yapıldığına dikkat çeken Eylem, bakıldığında denetim ve yaptırımın eksik olduğunu, önlem alıcı mekanizmaların ise çalıştırılmadığını belirtti. Ülkemizde çağdaş, laik bir eğitim için gerekli adım atılmadığını, kuran kurslarına da zemin hazırlandığını söyleyen Eylem, “Tarikatlar, dernekler ve Vakıfların örgütlenerek faaliyetlerine devam etmekte ve bunlar içinde herhangi bir eylem görülmemektedir. Okullarda müfredat çerçevesinde seçmeli olarak Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersleri verilmekte, bu nedenle de kuran kurslarına gerek olmadığını düşünüyorum” dedi.