Kafalar hala karışık!
Hem de ne karışık!
Bir haber diyor ki, “Aşı bulundu, Ekim’de Rusya’da piyasada.”
Ve öteki haberde deniliyor ki, “ Tottenham’ın yıldız futbolcuları Ibiza’da!”

-*-*-

İngiliz turistler, Güney’e direkt gelmeye başladı!
Çok ağır bir iddia; Limasol’da “bulaş”mayan kalmadı!
Daha da ağır bir iddia, “semptom sergilemiyoruz ama random PCR test yapılsa, KKTC’de de binde 25 kesin!”...

-*-*-

Amma hale soktu bizi bu koronavirüs!
Kafalar resmen karmakarışık!
Herkes bir şey söylüyor!
Ve kimse önünü göremiyor!

-*-*-

Almanya’da çoğunluğu aşırı sağcı binlerce kişi yürüyüş yapmış.
Bu yürüyüşün amacı, koronavirüsün aslında bir yalan, bir komplo teorisi olduğunu tüm Almanya’ya anlatmakmış!
Nasıl yani!

-*-*-

Dün bu satırları yazarken, 18 milyondan fazla insan yeni tip koronavirüse yakalanmamış mıydı?
Aynı saatlerde ölenlerin sayısı 690 bin olmamış mıydı?

-*-*-

Bir başkası diyor ki, “8 milyar nüfuslu Dünya’da 18 milyon kişinin bulaştığı bir hastalık, salgın değildir!”
Kafa tam gidiyor!

-*-*-

Ve bir haber daha; “... Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, tüm Dünya’da, bildiğimiz gripten dolayı bir yıl içerisinde 290 bin ile 650 bn arasında insan ölmüyor muydu zaten?”

-*-*-

“Ama bizimkisi küçük bir ülke, bulaşırsak, toptan gideriz” diyor bir doktor!
Evet doktor diyor bunu!

-*-*-

Bir başka doktorumuza göre bizde de random yani rastgele sokaktan insan seçerek, PCR yaparsak, rakamımız yükselecek!

-*-*-

Ve kafalar karışık!
Yarısı maskeli, yarısı maskesiz insanlar, marketleri dolaşıyor!
Ülkenin tamamına yakını Karpaz’a akmış!
Plajlar tıklım tıklım!

-*-*-

İngiltere, okulların açılıp açılmayacağını tartışıyor!
Tıpkı bizdeki gibi, “açılmazsa battık” diyenler bir yanda, “açılırsa bulaştık, yandık” diyenler öte yanda!
Gazeteciler, “çok büyük hata” ama “çocukların bulaşmadığını herkes biliyor” diye yorum yapıyor.

-*-*-

Hata derken, şunu demek istedim!
Bir gazeteci, bir ilgili uzmana dayandırmaksızın, “çocuklar bulaşmaz” diye yorum yapamaz. Yapmaz, yapmamalı.
Ve tabii ki çocukların bulaşmadığı iddiası da kafa karıştırıyor çünkü bazı uzmanlar, “ne münasebet, onlara da bulaşıyor” diyor.

-*-*-

Ve bizde okullar ne olacak?
Bir en önce tartışmaya başlamak lazım.
Sendikalar, veliler ve bakanlıkla hükümet; bu konuya odaklanmalı.
Çünkü, üniversiteler, öğrencinin gelip gelmeyeceğini bilmeli ve bu durum netlik kazanıp, öğrenciye ilan edilmeli.

-*-*-

Koronavirüs salgını olsa da olmasa da, aşı bulunsa da bulunmasa da, çaresi – ilacı ortaya çıksa da çıkmasa da, bir kaç hafta sonra, bu konu netleştirilmeli.
Çok ciddi bir reklam ve haber kampanyası ile Türkiye’ye duyurulmalı!
“Uzaktan eğitime devam edecek miyiz yoksa yüz yüze eğitime geçecek miyiz?”.

-*-*-

Derken, üniversiteler, bakanlık ve hükümet; oturup Türkiye devleti ile bu öğrencilere yapılacak destek veya desteklerin ne olabileceğini de konuşmalı!

-*-*-

Turist gelmedi!
Gelmeyecek!
Tamam, büyük oteller ciddi zarar edecek!
Yerel turizm seçim yasakları ile birlikte sona erecek.
Yani bir haftası kaldı. 
Bayram bitti, o iş de kapanır diye düşünenlerdenim!

-*-*-

Eğer, öğrenci gelmezse, üniversiteler, otellerin durumuna düşerse, bunun hesabı çok iyi yapılmalı!
Kaç kişi işsiz kalacak?
Kaçı KKTC vatandaşı?
Kaçacak olanlar olacaksa, müşteri sayısı düştü demekse, kaç bakkal, kaç süpermarket, kaç restoran, kaç esnaf kapıya kilit vuracak?

-*-*-

Diyeceğim şu ki; evet, kampanyanızı en iyi şekilde yürütün ama lütfen, hükümet etmekten kaçmayın!
Çok sıkıntılı günlerden geçiyoruz ve çok acil önlem – karar üretilmesi gereken konular var; cumhurbaşkanlığı seçiminden daha önemli!