Corona’dan sonra ne olacak:

Eskisi gibi olmayacağı kesin.

Sağlığın mı daha önemli yoksa ekonominin mi daha önemli olduğunu tartıştığımız günler yaşıyoruz bu günlerde. Gerçek o ki, biri diğerinden daha önemli yani biri olmadan diğeri de olmuyormuş.

Dün yürürlüğe giren özel sektöre 1,500 TL istihdam katıkısı tüzüğü uyarınca sağlık sektöründe, hayvancılık sektöründe faaliyet gösteren işverenler, avukatlar, mimar ve mühendisler, emlak şirketleri istihdam destek ödemesi kapsamı dışındadır şeklinde bir ibare yer almaktadır. Yani bu meslekleri icra ediyorsanız ve ne kadar süreceği belli olmayan bu süreçte birikiminiz yoksa aç kalacaksınız, çocuğunuz aç kalacak , başınız çaresine bakın anlamı çıkmaktadır.

Hükümet bu sektörde çalışanları sevmediğinden değil de belli ki parası olmadığından bu tüzüğü bu şekilde geçirdi. Peki neden parası yok? Özellikle bu hükümete atfedilecek bir kusur mu bu paranın yetersiz oluşu? Bence değil. Ancak KKTC’nin nasıl ve ne şekilde kurulup bu sistemi bu süreç sonrası tartışacağamız bir sürece giriyoruz Corona’dan sonra. Ancak önce bu süreci minimal hasarla atlatmak en doğrusu.

Gönül isterdi virus salgını bir tamam bitene kadar; Kanada , Fransa  gibi bize de evinizde oturun para bizim işimiz bunu dert etmeyin deselerdi. Demediler…  Hem çalışmaycaksınız hemde sizi ödemeyeceğiz dediler. Bu ekonominin daha da dibe vurması anlamına gelir hatta insanların açlıktan hırsızlık suçları işlemesi ve suç oranının ülkede ciddi bir şekilde kontrol altına alınmayacak duruma gelmesi demektir.

Dolayısyla  bir takım sektörlerin açılması, ekonominin bir nebze nefes alması da bu safhada zarurudir.

Peki nasıl?

İstihdam katkısı tüzüğü dışında bırakılan mesleklere, temel ihtiyaçları kadar devlet bankalarından faizsiz kredi verilebilir.

Bununla birlikte, McKinsey tarafından 16 Mart’ta yayımlanan yeni bir araştırma, salgına ilişkin mevcut bakış açılarını ve her şekil ve büyüklüktedi işletmelerin kendilerini uzun vadeli ekonomik hasardan korumak için hangi adımları atabileceklerini özetliyor. World Economic Forum’un aktardığı habere göre, McKinsey’nin raporunda alınması önerilen ve bana göre KKTC ‘de uygulanabilen bir takım önlemler şunlar:

1. Çalışanlarınızı Koruyun:
ABD Hastalık Kontrol ve Önlemleri Merkezleri (CDC) ve Dünya Sağlık Örgütü kılavuzlarını sık sık güncelliyorlar. Şirkerler, çalışanlarının bu kılavuzlardan haberdar olduklarından ve bunlarla uyduklarından emin olmalılar.


 2.  Çok İşlevli Bir Müdahale Ekibi Oluşturun:
Şirketler, çalışanların ve müşterilerin sağlığını ve güvenliğini en üst düzeye çıkaran basit ama iyi yönetilen bir dizi süreci sağlamak için özel bir ekip kurmalılar. Bu ekip, bir Direktör veya benzer bir üst düzeyden biri tarafından yönetilmelidir. Ekibin odak noktası, beş ayrı iş akışına ayrılmalıdır:

Çalışan yönetimi ve refahı
Finansal stres testi ve acil durum planlaması
Tedarik zinciri gözetimi
Pazarlama ve satış
Diğer işler

Bu iş akışlarının her biri için 48 saatlik ve bir haftalık aralıklarla özel hedefler belirtilmelidir. Sürekli olarak altı hafta ileriye dönük olaylar ve kilometre taşları takvimiyle minimum uygulanabilir ürünler oluşturulmalıdır.

3. Stresi Test Edin, Likidite Sağlayın ve Acil Durum Planı Yapın:

Senaryoları tanımlamak zor olabilir, ancak şirketlere gelir ve maliyeti etkileyecek tetikleyici değişkenleri belirlemeyi denemeleri önerilir. Bu tetikleyiciler, daha sonra nakit akışının, kârın, zararın ve bilançoların modellenebilmesi için belirlenen senaryolara uygulanabilir. Acil durum planları, daha sonra tasfiye, maliyet azaltma vb. yollarla portföy optimizasyonu gibi çeşitli sonuçlar için hazırlanabilir.

4. Müşterilere Yakın Olun

Şirketlerin, müşterileri kısa vadede bağlantıda tutmak ve onların güvenlerini tazelemek için ortak bir çaba göstermeleri gerekecek. Envanter planlaması, indirimler ve özel teklifler, mevcut müşterileri teşvik etmeye yardımcı olacaktır. Daha uzun vadeli istikrar için firmalar, diğer pazar segmentlerini değerlendirmeye ve hedeflemeye başlamalılar ve büyüme fırsatlarını belirlemeliler.

5. Amacınızı Gösterin:

Her şekil ve büyüklükteki şirketler, virüsün yayılmasını mümkün olduğunca frenleme çabalarını desteklemeye gayret etmelidirler. Belirli bir amaca sahip olmayı göstermek; çalışanlar, müşteriler ve daha geniş iş camiası için olumlu bir zincirleme etki yaratacaktır.


Bir diğer husus ise borçlar, alacak verecek ilişkisi. Bu dönemde oluşabilecek bir borç, mahkemeye intikal etmesi durumunda, covid 19 sebebiyle borçlunun borcunu ödeyememesi ciddi bir müdafaa sebebidir. Keza bu durum zaten yoğun mahkemelerin dahada yoğunlaşıp hantallaşmasına sebep olacaktır.

Dolayısyla bir çok alanda olduğu gibi kamu ve özeldeki tüm borçların dondurulmasına dair geçici bir yasanın hazırlanmasının doğru olacağını düşünmekteyim.