CTP'den yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi:

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sn. Mevlut Çavuşoğlu’nun adamızı ziyareti dolayısıyla Cumhuriyet Meclisi Divanı’yla gerçekleştirilen toplantıda, Partimize mensup milletvekilleri dışında milletvekillerinin ve idari görevlilerin de bulunduğu bir ortamda, Partimiz ve milletvekillerimizle ilgili olarak sarf edilen sözler diplomatik teamüllerin tamamen dışındadır. İddiaları reddeder, diplomatik teamülleri aşan bu talihsiz tavrın kabul edilemez olduğunu vurgularız.

CTP, Kıbrıs Türk halkının bağrından çıkmış 52 yıllık bir partidir. Politikaları, icraatları ve eylemleriyle pek çok seçimde Kıbrıs Türk halkının takdirine mazhar olmuş, ülkede gerçekleştirilen seçimler sonucunda bir Cumhurbaşkanı, beş başbakan ve pek çok milletvekili çıkarmış, birçok kez kurulan hükumetlerde görev yapmıştır. CTP’nin politikalarının temelinde, barış, demokrasi, adalet, eşitlik ve kendi ayakları üzerinde duran, kendi kendini yöneten Kıbrıs Türk halkı vardır. CTP, bu politikaları çerçevesinde kendi kendini yönetir, kararlarını, parti içi demokrasi mekanizmasını işleterek alır ve bir bütün olarak uygular.
CTP, kurulduğu günden bu yana Kıbrıs’ta gerçekçi çözümün Birlemiş Milletler parametreleri temelinde, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı federasyondan geçtiğini savunmuş, bu görüşünü Kıbrıslı Türklerin bir an önce dünyayla ve uluslararası hukukla buluşturulmasının yolu olarak halkla paylaşmıştır. CTP, her dönemde, kapsamlı çözüme giden yolda ve onu motive edecek biçimde, Kıbrıs Türk halkının hak ve çıkarları ekseninde şekillendirilmiş güven yaratıcı önlemlerin destekçisi olmuştur. CTP bunu, hem çözüm öncesinde halkımızın dünyayla buluşturulması ve ekonomik kalkınmasının gerçekleştirilmesi, hem de çözüm sonrasında iki toplum arasında ekonomik ve kurumsal uçurum oluşmasının önlenmesi amacıyla savunmuştur.
CTP barıştan yana bir partidir. Gelmiş, geçmiş, şu anda görevde olan olmayan bütün milletvekilleri ve yönetici kadrolarıyla birlikte, gerek yurtta, gerekse uluslararası alanda, yılmadan, bıkmadan, usanmadan, sorunların silah, çatışma ve savaşla değil, diplomatik yöntemlerle aşılması için mücadele etmiş, bu yöndeki bütün süreçlere katkıda bulunmak için yoğun çaba harcamıştır. Bunun aksinin iddia edilmesine hiçbir şekilde müsaade etmeyecektir.
CTP, ne Kıbrıs Türk halkının herhangi bir kesiminin ne de CTP’lilerin ötekileştirilmesine izin verir. Bu halkı kim bölmeye, kutuplaştırmaya, cepheleştirmeye çalışırsa çalışsın, CTP her zaman bütünleştiricidir.
CTP’nin gündemi daha önce neyse bugün de odur. Halkımızın, tarihinin en ciddi demokratik ve ekonomik fukaralaştırma girişimleriyle karşı karşıya bırakıldığı bu dönemde CTP, bu girişimlere karşı mücadelesini sonuna kadar devam ettirecektir. CTP, barışı savunmaya devam edecektir. CTP, Türkiye Cumhuriyeti ile doğru zeminde iyi ilişkiler kurulması gerektiğini hep savunmuştur, savunmaya devam edecektir. CTP, doğru diplomatik ilişki modelinin buradan Türkiye’ye, Türkiye’den buraya konuşmak değil, görüşler farklı da olsa, karşılıklı konuşmak, yani doğru zeminde iletişim kurmak olduğunu hep savunmuştur, savunmaya devam edecektir. CTP, Kıbrıs Türk halkının Avrupa’nın bir parçası olduğunu hep savunmuştur, savunmaya ve açıkça ortaya koyduğu çözüm iradesinin gereği olan hakların Kıbrıs Türk halkına verilmesi için Avrupa Birliği organları ve Avrupa Konseyi nezdinde mücadeleye ve diplomatik ilişkilere devam edecektir. CTP, Kıbrıs Türk halkını dünyayla buluşturma, Kıbrıs’ta bir an önce iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğe dayalı kapsamlı çözüme ulaşma mücadelesini hep sürdürmüştür, sürdürmeye devam edecektir.
CTP, bugünden sonra da Meclis’i daha fazla sokağa, sokağı daha fazla Meclis’e taşımaya, zor durumdaki halkımızla kucaklaşmaya ve barış, demokrasi, federasyon, adalet, eşitlik ve kendi ayakları üzerinde durma, kendi kendini yönetme mücadelesine aralıksız devam edecek, kısa bir süre sonra halkımızla paylaşılacak bir program çerçevesinde düzenleyeceği basın toplantısıyla, gerçek gündemi, demokratik ve ekonomik fukaralaştırma girişimlerine karşı verilecek mücadeleyi ve bu ortamdan çıkış planını halkımızla paylaşacaktır. Demokratik ve ekonomik fukaralaşma Kıbrıs Türk halkının kaderi değildir! Umut vardır. Umut Kıbrıs Türk halkında ve onun bağrından çıkmış olan CTP’dedir.