Çocukluğumda veya ilk gençlikte futbol oynamışlığım var!

Messi veya Ronaldo mu daha iyi yoksa ben mi daha iyiydim şakası bir yana; eminim bir çok kişi, bir çok sporu, kenarından köşesinden yapmaya çalışmıştır.

İşte o çocukluk yıllarımda, Messi ve Ronaldo’nun hiç bilmediği, Yeşilyurt köyünde, mesela UBP’li vekilimiz Aytaç Çaluda ile yan yana veya karşılıklı top oynamıştık!

-*-*-

Yeşilyurt, doğum yerimdir...

Eski adı Pendaya...

İngiliz pasaportumda, “Doğum yeri” olarak “Yeşilyurt” yazar...

“Yaşasın, İngiliz bizi tanıdı!” haykırışına sebep olunabilecek bir başarı!

Ama Kıbrıs Cumhuriyeti pasaportumda hala “Pendaya” ve “Pentageia” yazıyor!

-*-*-

Neyse, Yeşilırmak da babamın köyüdür...

Ve Yeşilırmak, hayatta en çok sevdiğim coğrafi noktaların en başında gelenidir...

Nedendir bilmem, Limnidi adını hep Yeşilırmak adından daha çok sevmişimdir!

-*-*-

Bir de Yeşilırmak’a giderken “Bademliköy” diye bir köyümüz var...

Bademliköy’ün hayatımdaki önemi mi?

Eskiden Rum köyüydü!

Ve baba tarafımdan akrabalarımız yaşardı!

Aman Tanrım, yoksa biz Rum muyduk?

Yoksa onlar Türk müydü?

Haydi, birileri hemen bu yazıyı paylaşmalı; Türkiye’deki whatsapp gruplarına şikayet etmeli ve “... Serhat İncirli, Rum akrabalarından söz etti! Bu adam Rumcu değil, Rum’dur!” diye yazmalı...

Ne duruyorsunuz?

Haydi, buyur gammazcı!

-*-*-

Neyse, “Bademliköy’ün hayatımdaki en büyük önemi nedir?” sorusunu tekrarlayarak, yanıtını da vereyim:

“... En çok silah attığım yerdir!”...

Vaaaaay, havaya bak!

Yüzlerce mermi sıktım buralarda!

Heyt be!

Neden mi?

Neden olacak, askerdeyken, atış alanımız bu köydeydi de ondan!

-*-*-

Efendim, bugün bu üç köyden bahsedişimin sebebi, çocukluğumdan ya da gençliğimden veya o zamanlarda Messi ile Ronaldo’yu çatlatan futbolculuk kariyerimden bahsetmek değil elbette!

-*-*-

Ama evet, her üç köyde şu anda dikenli otlar, yılanlar, çıyanlar ve paslı kale direklerinin hala dikili olduğu sahalarda topa tekme atmışlığım vardır!

Evet; her üç köydeki futbol sahaları, aslında KKTC’nin veya 1974 sonrasının en iyi “aynası”dır!

-*-*-

Her açıdan iflasımızı gösterir bu sahalar...

Gençliğe sahip çıkmayı bir devlet siyaseti haline getiremedik.

Spora sahip çıkmayı, yaygınlaştırmayı başaramadık.

-*-*-

Mesela Yeşilırmak’ta futbol oynayacak 11 genç bulamazsınız!

O üretken, o çalışkan, o muhteşem ve son derece zeki insanlar hep göç etti.

-*-*-

Gençliği ülkelerinde tutamamak bir yana; saha ne oldu biliyor musunuz?

Yanlış tapu – kadastro ölçümü nedeniyle şu anda bir kısmı tarlaya dönüştü!

Ne acı bir fotoğraf var orada!

Kale direkleri yerinde duruyor!

Her yanı ot bürümüş, bir bölümü ise tapulu tarla olmuş!

Cumartesi durdum, dakikalarca baktım...

Ve ağladım!

-*-*-

Köyde, Danimarkalı BM askerleri vardı...

Onlarla iddialı maçlar yapardık...

Danimarkalılar gitti...

Onların askeri barakalarının olduğu yerler şimdi atıl durumda...

Oysa, orada bar, restoran ve gençlik kampı olarak kullanılabilecek tesis kalamaz mıydı?

-*-*-

O kampı ve sahayı kullanamaz mıydık?

O kampı, kendi ülkemizin futbol kulüplerinin kullanabileceği “kamp” merkezi yapamaz mıydık?

O sahanın zeminini; su da var, libazma da; Dünya’nın en yeşil, en muhteşem futbol sahası zemini yapamaz mıydık?

Yeşilırmak, bir kamp merkezi olamaz mıydı?

Geçtim yerli ekiplerimizi, bence Rum takımlarını bile getirirdik; Türkiye takımlarını da!

Çok mu abarttım?

Bence hiç abartmadım!

Hayali görüntüsü bile şahane!

-*-*-

Peki biz ne yaptık?

Gençlerin göç edişini de umursamadık, o sahanın, o kampın rezil görüntüsünü de!

-*-*-

Bademliköy’de hiç genç olmadı!

Olduysa bile çok azdı!

Ama meyilli, “yapmış görünmek için yapılmış” sahası, şu anda dikenli otların istilasında!

Kale direkleri duruyor; paslı!

Ve nedenini biliyorsunuz, hüzünlü!

-*-*-

Gelelim Yeşilyurt’a!

Ana yolun üzerinde!

“Çağlar Davutoğlu Stadı” diye bir de tabelası var...

Yazık!

İsmini verdiğiniz değerli insana da saygısızlık!

Kenarda demir ve tahtadan tribünleri kalmış!

İçerisinde eski otomobiller, araçlar yatıyor!

Yazık!

Görüntü, “KKTC siyasetinin geldiği başarısız ve tamamen şova dayalı görüntüsü”...

Net bilgi; payşaşabilirsiniz!

-*-*-

Bölgede, Bağlıköy’ün sahasının durumu farksız...

Bağlıköy, eski bir Türk köyü...

Çamlıköy’ün sahasının durumu da farksız...

O da eski bir karma köy ama çoğunluk Türk’tü...

-*-*-

Hani Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan önümüzdeki hafta geliyor ve bir de “ünlüler maçı” düzenlenecek diye haberler okudum dün!

20 Temmuz’da, festivaller olacak!

Bu festivaller kapsamında, maç da yapacağız!

TC İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da oynayacak!

Öyle yazıyor haberlerde!

Buyursunlar; bence maçlarını, Bademliköy sahasında, Yeşilırmak sahasında, Yeşilyurt’taki Çağlar Davutoğlu Stadı’nda hatta manzarası şahanedir Bağlıköy’de ya da sınıra çok yakın Çamlıköy’de yapsınlar!

-*-*-

Şaka yapmıyorum!

Sayın Erdoğan keşke dese ki; “ben bu sahalarda oynamak istiyorum!”...

En azından beş tane pırıl pırıl sahamız olurdu bir kaç günün içerisinde!

-*-*-

İşte sizin KKTC siyasetinin tam özeti de budur sevgili kardeşlerim!

Bilmem anlatabildim mi?

-*-*-

Yani sahaları bıraktım; Sayın Erdoğan, “Yahu, şu Lefke’yi de bir görelim” dese; yemin ederim, 15 senedir bitiremediğimiz yedi kilometrelik Güzelyurt – Lefke yolu, bir gecede bitmezse; 22 futbolcunun aynı anda şu çalışması yaptığı top olayım!!!