Tatar, Kıbrıs Türk halkı en mutlu günlerinden birini 15 Kasım 1983'te yaşamıştır diyerek sözlerine başlayan Tatar özetle şunları söyledi:

"Bayramımızı büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Geçmişten bu yana yaşananların muhasebesini iyi yapmalıyız. Bir halkın ulaşabileceği en yüce merhebe bağımsız devlet kurma aşamasıdır. Bugün eğer başımız dik ve onurlu bir biçimde kendi vatanımız da özgürce yaşayabiliyorsak, Dr. Küçük'ten Rauf Denktaş'a uzanan şanlı ecdadımıza ve Anavatan Türkiye'ye borçluyuz. Yüce Türk ulusu her zaman bizimle beraber olmuştur. 

Kurucusu ve eşit ortağı olduğumuz Kıbrıs Cumhuriyeti'nden Rumlar tarafından silahla dışlanmamız sonrasında bağımsızlık mücadelemizi sürdürdük. 15 Kasım 1983'te bağımsızlık bildirgemizin Meclisimizde kabul edilmesi uluslararası camianın sadece Rum tarafını sesinin duyulmasının bir sonucudur. Rum zihniyetinde o günden bugüne bir değişim olmadığını görmekteyiz. Siyasi eşitlik temelinde bir anlaşma son 50 yıldır yapılan müzakerelerde kabul etmiyorlar. Bizleri Güney'deki otoriteye yama yapma hayalindedirler. Süreç 2017'de Crans Montana'da çökmüştür. Sıfır asker, sıfır garanti talebine ısrarla devam ediyor.

Biz Kıbrıslı Türk tarafı olarak masaya dönmeye hazırız. Ama masada yeni şeyler olacaktır. Yerleşmiş BM parametreleri artık değişmelidir. Rum tutumu nedeniyle federal bir çözüm olamayacağı ortaya çıkmıştır. Egemen eşitliğe dayalı yani iki devletli bir çözüm masaya gelmelidir. İki halk işbirliği yapmalıdırlar. Haklarımızdan egemenliğimizden ödün vermeden adımlar atmaya hazırız. Kimse bizden garantörlükten vazgeçmemizi, Türkiye ile bağlarımızı koparmamızı beklememelidir.

Egemenlik ve garantilerden hiç bir zaman vazgeçmeyeceklerini vurgulayan Tatar, Kıbrıs Türk halkı olarak topraklarımızı koruyarak devletimizi sonsuza dek yaşatma kararlılığı içindeyiz." dedi. Tatar  "Ne mutlu Türk'üm" diyerek sözlerini noktaladı