Cumhurbaşkanı Tatar kabulde yaptığı konuşmada, KKTC’nin kurum ve kuruluşlarıyla daha da güçlendiğine işaret ederek, “Bütün bu nimetler dururken, bizi istemeyen tarafla federasyon kurmak abesle iştigaldir” dedi.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, TMT Mücahitler Derneği heyetini kabul etmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve TMT cemiatınına yaptıkları kahramanlıklardan ve verdikleri unutulmaz hizmetlerden dolayı minnet duygularını ifade etti.

“KONJONKTÜR LEHİMİZE DÖNMÜŞTÜR”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar kabulde yaptığı konuşmada,  çok yoğun  süreçlerden geçtiğimizi ifade ederek “Konjonktür lehimize dönmüştür. Artık daha sağlam bir irade ortaya çıkmıştır” dedi.
EOKA ile ilgili açıklaması ve TRT’nin “Bir zamanlar Kıbrıs” dizisi yankıları üzerine Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’in “EOKA’nın Kıbrıs’a kahramanları getiren bir örgüt olduğu, esas terör örgütünün TMT olduğu” yönündeki açıklamalarına atıfta bulunan Cumhurbaşkanı Tatar, bu söylemlerin gerçeklerle bağdaşmadığını vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Makarios’un “Cumhuriyet bizim için ENOSİS’e sıçrama tahtasıdır” dediğini anımsatarak,  Kıbrıslı Türklerin katledildiğini ve her şeyin dünyanın gözü önünde yaşandığını, dünyanın da bunlara seyirci kaldığını hatırlattı.

“KIBRIS TÜRK HALKI SOYKIRIMDAN GEÇMİŞTİR”
Şehitleri yad ettiği konuşmasında Cumhurbaşkanı Tatar, kayıpların ve şehitlerin devlet töreniyle defnedilmesi gerektiğini belirterek, “Esas olan Kıbrıs Türk halkının bu topraklarda soykırımdan geçtiğidir. Kıbrıs Türk halkının esas olarak barış istediğidir. Bu barışın yegane teminatı Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Silahlı Kuvvetler olduğunu bütün dünyaya bir kez daha haykırışıdır. Biz bunu yapıyoruz” dedi.
Savaş suçlusunun karşı taraf olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Tatar, 15 Temmuz’da adayı Girit yapabilmek için çalışıldığını ancak Türkiye’nin haklı müdahalesi ile bunun önüne geçildiğini ve sonrasında var olan devletimizin cumhuriyet haline geldiğini söyledi.

“KKTC DAHA DA GÜÇLENMİŞTİR”
15 Temmuz darbesinin müsebbibin Kıbrıslı Rumlar olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, bu aşamadan sonra geriye dönmenin sözkonusu olmadığını, KKTC’nin kurum ve kuruluşları ile Mavi Vatan’da, Doğu Akdeniz’de daha da güçlendiğini ve Kıbrıslı Türklerin yegane güvencesi olan Anavatan Türkiye ile tam fikir birliği içerisinde hareket etmeye devam edeceklerini söyledi.

“BÜTÜN BU NİMETLER DURURKEN; BİZİ İSTEMEYEN TARAFLA BİR ORTAKLIK KURMAK ABESLE İŞTİGALDİR”
“Bütün bu nimetler dururken, bizim bir ortaklıkta bizi istemeyen bir tarafla cumhuriyet veya federal bir ortaklık kurmamız abesle iştigaldir. Bunu en güçlü sesimizle zaten haykırıyoruz” diyen Cumhurbaşkanı Tatar, iki devletli çözümü söyleyerek halkın desteğiyle seçimi kazandığını, Cenevre toplantısı öncesi birlik ve beraberliğin önemini vurgulayarak, Kıbrıs Türk tarafının artık başı dik bir şekilde ulusal haysiyetle siyaset sürdüğünü sözlerine ekledi.

TMT Mücahitler Derneği Başkanı Yılmaz Bora ise kabulde yaptığı konuşmasında, federasyonun birbirine güvenen iki eşit taraf arasında olabileceğini belirterek, Kıbrıs’ta federal yapının Rum tarafının tavrından dolayı mümkün olmadığına işaret etti. Bora, geçmişte adada kendisinin ve Kıbrıslı Türklerin yaşadıklarını anlatarak, Kıbrıs’ta çıkan savaşta kusurlu tarafın Yunanistan ve Kıbrıs Rum tarafı olduğunu ifade etti ve “Belgelere dayanarak konuşuyorum” dedi.
Bora, 1968’de başlayan görüşmelerde federasyon diye diye bugüne kadar gelindiğini belirterek, bugünkü yapının, Kıbrıslı Rumların ENOSİS peşinde koşmaları sonucu oluştuğunu söyledi. Bora, bugünkü yapının Rumların eseri olduğunu, Kıbrıslı Türklerin her zaman barış eli uzattığını kaydetti. Slovak Büyükelçisinin adayı birleştirme çabalarına atıfta bulunan Yılmaz Bora, “Slovak elçi önce kendi ülkesini birleştirsin” dedi.
Akritas Planı’yla ve 1974’te yaşananlarla iki kez Kıbrıslı Türklerin yok edilmek istendiğine vurgu yapan Bora, Türk askerinin buna engel olduğunu söyledi ve Rum tarafının sıfır garanti talebinin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Bora, Cumhurbaşkanı Tatar’la birlik ve beraberlik içinde, iki devletli çözüme destek verilmesinin önemine ve iki eşit taraf temelinde görüşmelere gidilmesi gerektiğine işaret etti.