Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Cenevre’ye eli güçlü ve gönül rahatlığı içinde gideceğini, Türkiye Cumhuriyeti ile tam bir mutabakat içinde, yan yana yaşayan iki eşit egemen devletin işbirliğine yönelik çözüm vizyonlarını anlatacaklarını belirtti. 
Kıbrıs’ta iki ayrı eşit egemen devlet olduğunu ve bu iki ayrı yapının uluslararası camiada eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi gerektiğini dile getiren Tatar, bunun dışındaki alternatiflerin tüketildiğini, müzakere masalarında 50 yıl daha zaman kaybetmenin anlamı olmadığını söyledi. 
Tatar, eğer resmi müzakerelere geçilecekse iki devletliliğe ilişkin vizyonlarının BM Güvenlik Konseyi tarafından da kabul edilmesi gerektiğini dile getirdi. 
Cenevre öncesi, sunulacak yeni tezlerini, bugün Ankara’da tekrar değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getiren Tatar, “Memnuniyetle ifade ediyorum ki TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yaptığımız çalışmaları gayet yerinde bulmuştur” dedi. 
Tatar, Cenevre’de yapılacak görüşmeler öncesinde gittiği Ankara’da Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bir görüşme gerçekleştirdi. 
Cumhurbaşkanı Tatar, görüşmenin ardından basın toplantısı düzenleyerek, değerlendirmede bulundu. 
“YENİ TEZLERİ, TEKRAR DEĞERLENDİRME FIRSATI BULDUK…ERDOĞAN DA YAPTIĞIMIZ ÇALIŞMALARI GAYET YERİNDE BULMUŞTUR” 
Tatar, Ankara’da bugün Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştüklerini, görüşmeye Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın da katıldığını söyledi. 
Cenevre öncesi, orada sunulacak yeni tezlerini, tekrar değerlendirme fırsatı bulduklarını dile getiren Tatar, “Memnuniyetle ifade ediyorum ki TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da yaptığımız çalışmaları gayet yerinde bulmuştur” dedi. 
Kıbrıs’ta yeni bir döneme girildiğini, federasyon temelli bir anlaşma sürecinin gerçekten yoksun olduğunu söyleyen Tatar, buna yönelik görüşmelerden netice alınamadığını belirtti. 
Rum tarafının özel statüsünü, tanınırlığını ve Avrupa Birliği’ndeki pozisyonunu, istismar ettiğini, Kıbrıslı Türklerle yetki ve zenginlikleri paylaşma niyetinde olmadığını belirten Tatar, bunun Türkiye Cumhuriyeti tarafından da müşahede edildiğini kaydetti. 
“YAN YANA YAŞAYAN İKİ EŞİT EGEMEN DEVLETİN İŞBİRLİĞİ İÇİNDE BİR ANLAŞAMAYA GİDİLEBİLİR”
Tatar, Cumhurbaşkanı olarak geliştirdiği ve Türkiye tarafından da desteklenen yan yana yaşayan iki eşit egemen devletin işbirliği içinde bir anlaşamaya gidilebileceğini söyleyerek, “Bir anlaşma olacaksa, bu anlaşmanın temelinde devletten devlete bir görüşme sürecinin olması gerekir” dedi. 
Tatar, şöyle devam etti: 
“Burada da yaptığımız değerlendirmede, eğer resmi müzakereye geçilecekse bunun mutlaka BM Güvenlik Konseyi tarafından da kabul edilmesi gerekir. Yani Kıbrıs’ta iki ayrı ama eşit egemen devlet olduğunu ve bu iki ayrı yapının uluslararası camiada eşit uluslararası statüsünün kabul edilmesi gerekir. Aksi takdirde bizler karşımızda Kıbrıs Cumhuriyeti biz de bir topluluk öyle bir müzakere sürecinden başarı çıkmayacağı noktasında burada hemfikir olduk. ” 
“GÖNÜL RAHATLIĞI İÇİNDE CENEVRE’YE GİDİYORUZ”
Cumhurbaşkanı Tatar, yarın Türkiye Cumhuriyeti’ne ait bir uçakla Cenevre’ye gideceklerini, heyette; Cumhurbaşkanlığı ekibinin yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve ekibinin de yer alacağını kaydetti. 
Cenevre’de öğleden sonra BM Genel Sekreteri ile toplantıların başlayacağını, Çarşamba ve Perşembe günleri de garantör ülkeler ve ikili temaslar şeklinde yeni vizyonlarının sunumunu yapacaklarını dile getiren Tatar, Kıbrıslı Türklere şöyle seslendi: 
“Ben gönül rahatlığı içindeyim. Başbakanlık dönemimde de bunları söylüyordum. Seçim propagandası döneminde de iki devletliliği savundum. Halk iradesiyle bu makamdayım ve şu anda da herkesin gördüğü gibi Türkiye Cumhuriyeti ile tam bir uyum ve mutabakat içinde onların desteğiyle bu yeni vizyonumuz ve tezimizi ilgili taraflara duyurmak için çalışmalarımızı netleştirmiş vaziyetteyiz. Dolayısıyla gönül rahatlığı içinde Cenevre’ye gidiyoruz.”
Tatar, 1963 yılında Kıbrıslı Türklerin Kıbrıs Cumhuriyeti dışına itildiğini, sonrasında “doctrine of necessity ihtiyaçtan hasıl olmak suretiyle” Kıbrıs Türk halkının kendi yönetimini, devletini aşama aşama geliştirdiğini, şu anda da KKTC olarak yoluna devam ettiğini anlattı. 
Dünyanın da artık Kıbrıs’taki gerçekleri gördüğünü, Kıbrıs’ta şu anda fiiliyatta iki ayrı devlet olduğunu belirten Tatar, iki ayrı devletin işbirliğinin en pratik, gerçekçi, adilane çözüm olduğunu ifade etti. 
Tatar, Cenevre’deki toplantıda bunları anlatacaklarını, kalıcı bir anlaşmanın bu temelde olması gerektiğini söyleyeceklerini kaydetti. 
“KIBRIS’TAKİ DURUMUN SAHADAKİ REALİTEYE GÖRE YÖNETİLMESİ GEREKİR”
Müzakere masalarında 50 yıl daha zaman kaybetmenin anlamı olmadığını dile getiren Tatar, şöyle devam etti: 
“Sahadaki realiteye göre Kıbrıs’taki durumun yönetilmesi gerekir. Anlaşma için herkes elinden geleni yaparsa anlaşma olacaktır. Bunun olabilmesi için karşı tarafın gerçekçi olması, Kıbrıs’ta var olan gerçekleri, Türkiye’nin pozisyonunu görmesi lazım. Türkiye garantör ülke, Anavatan ve bu bölgenin en büyük ve güçlü ülkesi olarak ki Kıbrıs’tan sadece 40 mil uzaktadır. Türkiye’nin de tarihten gelen hakları ile, garantörlük dahil, Kıbrıs Türk halkının, esenliği, varlığı refahı ve güvenli geleceğinin yanındadır. Bunu bugün en üst makamdan TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan da duyduk.”
Cenevre’ye eli güçlü ve gönül rahatlığı içinde gideceğini söyleyen Tatar, bu siyasetin oluşmasının bir günde olmadığını, evveliyatı bulunduğunu, bugüne kadar yapılan müzakerelerde bütün alternatiflerin tüketildiğini belirtti. Tatar, dolayısıyla şu anda yeni bir sayfa, vizyon ve tezin ortaya konma noktasında bir beklenti doğduğunu kaydetti. 
İki devletlilik vizyonunun dünya devletleri tarafından yavaş da olsa anlaşılmaya başlandığını dile getiren Tatar, “İngiltere’de bu siyasetimize büyük ilgi vardır” dedi. 
Federasyona yönelik inancın değişmeye başladığını çünkü Kıbrıs’ın gerçeklerinin dünya tarafından da görülmeye başlandığını söyleyen Tatar, önceki görüşmelerinde BM Genel Sekreteri’ne yeni bir iradeyi temsil ettiğini aktardığını belirtti. 
Tatar, “BM parametrelerinin gökten zembille inmedi dolaysıyla Kıbrıs’ın gerçeklerine göre toplantıda izleyeceğimiz siyasete ve ortaya koyacağımız tavra ve realitelere göre Kıbrıs’ta ancak bu zeminde bir anlaşma olabileceğinin o toplantıda ifade edilmesi ve bu siyasetin Türkiye Cumhuriyeti tarafından da desteklenmesi suretiyle belki eğer ihtiyaç duyurulursa parametrelerde de bir değişikliğe gidilebileceği düşüncesi içindeyiz” diye konuştu.