BRT’de yayınlanan 45 Artı Programı’na konuk olan CTP Genel Sekreteri Erdoğan Sorakın, Cumhurbaşkanlığı makamının diplomatik zaafiyet yaşadığını ifade ederek, “2 buçuk yıldır diplomatik temaslarda ciddi bir zaafiyet yaşandı. Crans montana öyle veya böyle bitti. Orada bir çözüme ulaşılabileceğini düşünüyorduk. Çöktü. 7 Temmuz 2017’den günümüze 2 buçuk yıl geçti.

Biz 2018’in Aralık ayına kadar Cumhurbaşkanlığı konusunda hiçbir açıklama yapmadık. Diplomatik temaslarla müzakere sürecini ileriye taşınmasını bekledik. Ancak gördük ki beklentilerimiz gerçekleşmedi. Diplomatik temaslarda Cumhurbaşkanlığı makamı da proaktif diplomaside zaafiyet yaşadı” dedi. 

“DİPLOMATİK TEMASLAR KONUSUNDA ZAAFİYETLER YAŞADIĞIMIZ BİR MAKAM OLDU” 

2 buçuk yıl boyunca Cumhurbaşkanlığı makamının gerek Türkiye ile, gerek BM ile gerekse diğer aktörlerle diplomatik temasları olmadığının altını çizen Sorakın, “2 buçuk yıl içinde sadece 3 kez New York’a gidildi. Onlar da BM Genel Kurullarıdır. Onun dışında bir temas yok.

Cumhurbaşkanlığı diplomatik temaslar konusunda zaafiyetler yaşadığımız bir makam oldu. Eğer biz diplomasiyi ciddi anlamda kullanamazsak, konuyla alakalı her ülke ile özellikle garantör ülkelerle görüşmezsek, sorunlarımızı anlatamazsak çare bulamayız.

Kapalı Maraş meselesinde Türkiye ve diğer garantör ülkelerle konuşulması gerektiğini gerekirse mektuplar yazılmalı” ifadelerini kullandı.

“CUMHURBAŞKANLIĞI MAKAMININ KAVGA ETME LÜKSÜ YOKTUR”

Sorakın, yaşanan gerginlikler diplomatik temasları da engellediğini söyleyerek sözlerini şu şekildi sürdürdü:

"Gerginlik siyaseti Kıbrıs Türk toplumuna hiçbir şey kazandırmaz. Kim yaratırsa yaratsın. İleriye taşımıyor, toplumu kutuplaştırıyor. Eğer gerginlik siyaseti devam edecekse bunun zararını görecek Kıbrıs türk halkıdır. Bizim herkesle aynı şeyi düşünme zorunluluğumuz yok. Ama bizim Kıbrıs Türk toplumunun daha ileriye taşınması için her ne olursa olsun, herkesle, Türkiye ile garantör ülkeler ile AB ile iyi ilişkiler kurmak zorundayız. Bunu biz başaracağız. Kavga etmekle, medya üzerinden mesajlar atmakla biz bu toplumu bir yere taşıyamayız.

Biz Cumhurbaşkanlığı makamını statüsü için değil, toplumu ileriye taşımak için istiyoruz. Halkı kucaklayacak bir makam olarak görüyoruz. Cumhurbaşkanlığı makamının kavga etme lüksü yoktur.”