Cumhurbaşkanlığından yapılan yazılı açıklamada, “Rum liderliğinin, gerçekleştirilebilir olmadığı bilinmesine rağmen son günlerde yeniden gündeme getirmeye çalıştığı sözde güven yaratıcı önlemlerin kendi uzlaşmaz tutumlarını gizlemek için uluslararası platformda izlenim yaratma ve Kıbrıs Türk halkını ekonomik aldatmacalarla egemenliğinden ödün vermeye zorlama girişimi olduğu ortadadır” denildi. 
“GERÇEKLERİN ÜZERİNİ ÖRTMEYE YÖNELİK BİR GİRİŞİM”
“Bu ayrıca, Sayın Anastasiadis’in salt siyasi saiklerle savunduğu East-Med doğalgaz boru hattına dair ortaya çıkan ve siyaseten kendisine zarar veren gerçeklerin üzerini örtmeye yönelik bir girişimdir” ifadeleri kullanılan açıklamada, şöyle devam edildi: 
“İki taraf arasında güvenin yaratılmasına dair adımlar, defaten ele alınmış ve tüketilmiş öneriler üzerinden değil, ancak ve ancak iki tarafın eşit fayda sağlayacağı, eşitlik gereği taraflardan birinin diğeri üzerinde yetki ve egemenlik kullanması anlamına gelmeyecek gerçekçi öneriler temelinde ele alındığı takdirde amacına hizmet edebilir.”  
“RUM TARAFI, KIBRIS’IN SÖZDE TEK HAKİMİ OLDUĞU İDDİASIYLA SUİSTİMAL ETTİĞİ STATÜSÜNÜ KULLANIYOR”
Açıklamada, Rum tarafının bunu yapmak yerine, Kıbrıs’ın sözde tek hâkimi olduğu iddiasıyla suistimal ettiği statüsünü kullanarak, başta AB olmak üzere, Kıbrıs Türk tarafının erişimini engelledikleri uluslararası tüm platformlarda izlenim yaratmaya dayalı, sözde girişimlerine destek arayışına çıktığı vurgulandı.
Kıbrıs sorununun yarım asrı aşkın bir süredir çözümsüz kalmasının sebebinin kendini adanın tek hâkimi ve tek egemeni olarak gören Kıbrıs Rum tarafının, Kıbrıs Türk tarafının müktesep eşit egemenliğini görmezden gelmesi olduğunun altı çizilen açıklamada, şunlar kaydedildi: 
“Kıbrıs Türk tarafı, en az Kıbrıs Rum tarafı kadar egemendir ve bu doğrultuda iki tarafın meşru müktesep hakları ve rızasına dayalı güven yaratıcı önlemleri hayata geçirmeye hazırdır.”
Açıklamada, gerek adada gerekse bölgede güven ve istikrarın sağlanmasına büyük katkı sağlayacak, her iki tarafa da ait olduğu tüm taraflarca kabul edilen ada etrafındaki doğal kaynaklara dair Kıbrıs Türk tarafının iş birliği önerilerinin 2011, 2012 ve 2019 tarihlerinde masaya konduğu hatırlatıldı. 
Açıklamada, “Bu kaynakların çıkarılması, ulaştırılması ve ekonomik getirisine dair iki tarafın birlikte karar verecekleri bir mekanizmanın, tarafların eşitliğine dayalı bir uzlaşıya da hizmet edecek, oyun değiştirici boyutta gerçek bir güven yaratıcı önlem teşkil edeceği aşikârdır” ifadeleri kullanıldı.
“KIBRIS TÜRK TARAFI EŞİTLİK TEMELİNDE İŞ BİRLİĞİ MEKANİZMALARI OLUŞTURULMASINA TARAFTIR”
“Adamızda karşılıklı saygı, güven ve uzlaşı yanında bölgenin istikrar, refah ve güvenliğine katkı sağlayacak böylesi bir sürece taraf olmayan Rum liderliğinin aslında gerçek niyetinin güven yaratmak değil, aksine sahibi olduğunu iddia ettiği yetki ve egemenliği, Kıbrıs Türk tarafına da yayma olanağı elde etmek olduğu ortadadır” denilen açıklamada, şunlar belirtildi:
“Kıbrıs Türk tarafı, eşitlik temelinde, iki tarafın onayıyla karşılıklı bağımlılık ve kazan-kazan ilkesi zemininde iş birliği mekanizmaları oluşturulmasına taraftır ve bu yönde son bir yılda yaptıklarına yenilerini eklemeye hazırdır.”