Normalleşmenin adımlarının atıldığı bu günlerde kontrolü elden bırakmamamız gerekiyor. Güvenli ve sağlıklı bir ada stratejisiyle inşallah yakın gelecekte güzel günler göreceğiz. Hayatta hiçbir dönem umudumu kaybetmedim. Çıkarımlar ve projelerden var olabilmenin hedefini koydum, koymaya da devam edeceğim. Günlük yaklaşım ve şartlarla hareket etmedim. Doğru neyse doğrunun yanında olmaya çalıştım. Bu bir duruş meselesi aslında… İnsanın hayatta bir duruşu olmalı. Öyle, böyle şöyle değil. Bu duruşu ve düşüncesi felsefesi etrafında hareket eder. Görüş farklılıkları olsa bile saygı göstermeyi bilmek de olgunluktur. Siyasilere, daha ileriye gideceğim kardeşin kardeşe güveninin kalmadığı bir zaman diliminde yaşıyoruz… Yaşadığımız değişimi geçmişin alışkanlıklarıyla, düşünce tarzıyla ve eski yöntemlerle yönetmek günümüzde artık mümkün değildir… Yaşamın değişimini gerçek yönünü anlayanlar değişimi doğru yönetmesini bilenler ile güçlü olmuştur. İleriye güvenle bakabilmek için doğruyu bulmak yetmiyor, sürekli ve her an dinamik bir değişim süresi içerisinde hep daha iyiye doğru ilerlemek gerekiyor… Hayatta ve siyasette dengeler statik değildir, dengelerin hepsi dinamiktir. Bu dinamik süreç yaşadığımız yüzyılı işaret ediyor… Bu yüzyıla damgasını vuran ve vuracak olan “değişim” kavramını işaret ediyor. Bir etrafınıza bakınız… Yaşadığınız eviniz, şehriniz, mahalleniz, düşünceleriniz, beklentileriniz, arkadaşlarınız, davranışlarınız, hatta hayalleriniz bile değişiyor… Pandemi döneminden de dersler çıkaracak yolumuza devam edeceğiz. Geçmişte iyi motive edilmiş cesur lider, günümüzde teknolojisini geliştiren ve yöneten insan, ilerleyen süreçte ise bilgi teknolojisini üreten ve kontrol eden olmaktır… Ülkemiz siyasetinde değişim var olanı değiştirmekle özdeşleşmeye başlamıştır… Bu doğru bir yaklaşım değildir. Değişim aslında insanın sürekli kendini yenilemesi ve değişime ayak uydurmasıdır. Bu noktada halk sırf değiştirme mantığıyla hareket etmemelidir… Gelişen çağa ayak uydurmayan, kendini yenilemeyen, değişime ayak uydurmayanı değiştirmelidir…  

Endişe, korku, güvensizlik…  

Endişe, korku, kendine güvensizlik, yüreği ezer ve ruhu yeniden taşa döndürür. Sekseninde de olsa on altısında da, her insanın yüreğinde, merak cazibesi, sıradaki şeye doymak bilmez bir çocuksu bir iştah ve yaşam oyununun sevinci vardır.” Yaşadığımız dönemde değişimin önüne geçilemeyen bir nitelik kazanmıştır… Değişimi doğru algılamak ve değiştirirken yaşanacak olumsuzlukları en az, yararı en fazla olacak bir düzeyde ayarlamak gerekir…

Sadece değiştirelim demekle, değişim olmaz!

Bir siyaset adamının görüşlerinde, düşüncelerinde ya da hayat tarzında değişim emareleri göstermesi kamuoyunda iki farklı şekilde algılanır: Siyasetçinin taraftarları böyle bir değişimden memnun olmazken, muhalifleri her değişimin kendilerine yaklaşmak olduğunu varsayan yanılsamayla sevinirler. Siyasetçinin yıllar içinde birkaç defa “değiştim” dedikten sonra “değişmedim, değişmeyeceğim” demesi farklı algılamaya yol açabilir. Siyasette değişime açık olmak kolay bir şey değildir. Değişim zaten her zaman zordur. Halk için de zordur. Değişimden korkar insan. Değişim her zaman söylerim aynı zamanda belirsizliktir, bilinmeyendir. Bundan dolayı değişimden ve eleştirilmekten korkmayacaksın. Değişim gerekirse başarı için değişimi gerçekleştireceksin.