Demokrat Parti (DP) Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı, Maliye Bakanı Serdar Denktaş, “Dünya Rum tarafını devlet, Türk tarafını azınlık olarak gördüğü müddetçe, bu iki olgu arasında bir federasyon kurulamaz” dedi.

Denktaş, Ada TV’de yayınlanan Alternatif Bakış programında Şahap Aşıkoğlu’nun sorularını yanıtladı. 

DP’den yapılan açıklamaya göre Denktaş, milli davayı parti vizyonunda olmasından dolayı her zaman savunduklarını belirterek, “Geçen 20 ay dış siyaset açısından, Kıbrıs sorunu açısından çok yorucu bir dönem oldu” dedi.

Denktaş şöyle devam etti:

“Yeterli bir zemin yokken 5’li konferansa oturuldu bu dönemde garantiler ilk defa konuşulmaya başlandı. İlk kez harita teslim edildi, bizim tarafımızdan, bunlar bana göre yanlışlar. Garantilerin tartışılmaya başlanmış olması bile son derece yanlıştı. Rum tarafı yine ret etti. Biz 11 Şubat Belgesinin altından imzamızı çektik, 2 kesimli 2 toplumlu federasyon görüşmeye kalkarsanız biz destek olmayacağız, aksine karşı da çıkacağız dedik.”

“Neden karşı çıkıyoruz, önce Annan planında sonra Cenevre’de, şunu bütün Dünya da görmüş olmalı, ama görmemezlikten gelmeye de devam ediyorlar” diyen Denktaş, şunları belirtti:

“Yıllardan beridir söylediğimiz bir şey doğrulandı. Nedir bu? Rum tarafının iki toplumlu iki kesimli federasyondan anladığı ile bizim iki toplumlu iki kesimli federasyon anlayışı uyuşmuyor. Bütün Dünya Rum tarafını Devlet, Türk tarafını azınlık olarak gördüğü müddetçe, bu iki olgu arasında bir federasyon kurulamaz, eşitlik oluşamaz.  Bu artık varılamayacak bir hedeftir, zemin olarak kullanılamaz. Federasyon zaten Türk teziydi, Türk tezi olarak 77-79 da masaya geldi ve kabul edildi ama bir yere de varmadı.”

“BİZ ÖNCE KENDİMİZİ KABUL ETTİRMELİYİZ”

Ancak çözümsüzlüğü de savunmadıklarını vurgulayarak yapılabilecekleri dile getiren Denktaş, şunları söyledi:

“PARÇA PARÇA FORMÜL TEK ÇARE”

“Diyoruz ki önce kendimizi kabul ettirmeliyiz. Kabullenme dönemi yaşamalıyız. Eğer Dünya taraflardan birini devlet olarak kabul ediyorsa, bize de eşit bir statü vermiyorsa, ilk aşamada bu siyasi tanınma olmayabilir, ama bir tarafın tanınmış diğer tarafın siyaseten tanınmamış, ama var olan bir devlet olduğunu kabul etmezse iki tarafın eşit zeminde bir araya gelmesi mümkün değil. O zaman nasıl bir araya geleceğiz. Parça parça çözüm buna tek formüldür.”

Bu hususun DP’nin parti manifestosunda da yer aldığını altını çizen Denktaş şöyle devam etti:

“Önce ekonomik adımlar atılmalı. Bizim ilk önce Türkiye ile bir adım atmamız lazım. Türkiye ile aramızda serbest ticareti başlatabilmemiz lazım. Belli deregasyonlarla, kendimizi belli bir süre içinde değişik sektörlerde koruyarak bu adımları atmalıyız. Bu birinci adım, ikinci adım Güney’deki iş adamına Kuzey’de iş kurma imkânını tanımalıyız. Gelip kurmalı, ofis açmalı, şirket kurmalı, görmeli ki Türkiye kendisi için bir fırsattır. Tehdit değildir. Böylece liderliğine baskı yapmaya başlayacak. Bu tür adımlarla yavaş yavaş müzakere etmeye gerek kalmaksızın, parça parça ileriye doğru gitmek suretiyle yol kat etmeliyiz. Bir 40 yılı daha boşa harcayamayız.”

“DP-UBP KOALİSYONUNDA HALKIN, SİVİL TOPLUMUN HER SIKINTISINI DİNLEYEN, ÇÖZÜM ARAYAN VE ÇÖZÜM ÜRETEN HEP DP OLDU”

Geçmiş 20 ayda hükümette iki parti olarak yer aldıklarını ifade eden Denktaş, “Tüm sıkıntılarda halka sahip çıkan, halkı dinleyen, çözüm arayan hep biz olduk, çözüm üreten de biz olduk. Tüm sıkıntılarda ilgili bakanlıklar, Başbakan hep sessiz kaldı” diye konuştu.

“Biz çoğu zaman halka saygı gereği, sivil topluma saygı gereği onları dinleyip, çözüm üretmeye çalıştık” diyen Denktaş, “Ancak sessiz kalan, muhatap almayan, cevap vermeyen, bugün hala televizyonlara çıkmayan taraf ise koalisyonun diğer ortağıdır. Bu halka saygısızlıktır” dedi.