Havadis'ten Duygu Alan'ın haberine göre, Rum Yönetimi ile KKTC hükümeti karşılıklı attığı adımlarla iki ülke arasındaki siyasi ilişkiyi yıpratmaya devam ederken, günlük yaşam normal seyrinde devam ediyor. Dipkarpaz Rum Ortaokulu Okul Aile Birliği Başkanlığı’na, Kıbrıslı Türk Çiler Shambi seçildi.

Seçimle göreve gelen Çiğdem  Shambi, aslen Kaleburnulu ve bölgede yaşayan bir Kıbrıslı Rumla yıllar önce evlenerek, bir yastığa baş koymuş.

Dipkarpaz ve bölgesinde normal karşılanan olay, ülkenin içinde bulunduğu duruma bakınca, oldukça önemli mesajlar içeriyor.

Eşinin de desteği ile, okul aile birliği başkanlığına seçilen Çiler Shambi, konu hakkında konuşmak istemedi. Tek amacının okula ve öğrencilere hizmet olduğunu belirten Çiler Shambi, olayın siyasi boyutta değil, sadece eğitim anlayışı içerisinde ve evrensel boyutta değerlendirilmesini istedi

Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun da olaya Çiler Shambi gibi yaklaşarak, “Lütfen bu olay politik malzeme yapılmasın. Ortada hizmet bekleyen çocuklar ve seçilmiş bir okul aile birliği yönetimi var. Bölgedeki günlük yaşam içerisinde bu son derece normal. Ama ülke barışı adına da büyük bir adım” dedi.

Günlük yaşam devam ediyor

Kuzeyde yaşayan Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler arasındaki dostluk, her geçen gün biraz daha perçinleniyor.

İki halk arasındaki dostluk kavramına en iyi örneklerden biri de Karpaz bölgesinde yaşayan Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin birbirleri ile ilişkileri.

Dipkarpaz’da Rumlar ve Türkler, hoşgörü ve karşılıklı anlayış ile Kıbrıs’ta 42 yıl sonra bir ilki gerçekleştirdi.

Dipkarpaz’da 26 öğrenci, 28 öğretmen ile eğitim faaliyeti gösteren Dipkarpaz Rum Ortaokulu Okul Aile Birliği Başkanlığına bir Kıbrıslı Türk getirildi.

Baba Rum anne Türk

Dipkarpaz Rum Ortaokulu Okul Aile Birliği Başkanı Kaleburnulu ÖÇiler Shambi uzun yıllar önce hayatını bir Kıbrıslı Rum ile birleştirerek Dipkarpaz’a yerleşti.

Çiftin mutlu evliliğinden bir de çocukları oldu. Rum baba ile Türk annenin çocuğu Dipkarpaz Rum Ortaokulu’nda eğitimini sürdürüyor.

Candan: Güzel bir örnek

Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) Güzelyurt Milletvekili Armağan Candan, Dipkarpaz Rum Ortaokulu Okul Aile Birliği başkanlığına bir Kıbrıslı Türkün getirilmesinin bölgede halkın hoş görü ve birliktelik içerisinde yaşıyor olmasına güzel bir örnek olduğunu kaydetti.

Dipkarpaz Belediye Başkanı Suphi Coşkun’un da “hoşgörü, birlik beraberlik” anlayışını teşvik etmek adına bölgede bir takım faaliyetlerde bulunduğuna dikkat çeken Candan, bu tür olumlu olayların sevindirici olduğunu dile getirdi.

Candan, “Dipkarpaz Rum Ortaokulu Okul Aile Birliği başkanlığına bir Kıbrıslı Türkün getirilmesi, bölgede halkın hoşgörü ve bir birliktelik içerisinde yaşadığını gösteren örneklerden biri olmuştur. Dipkarpaz Belediye Başkanı Sayın Suphi Coşkun da her yıl 24 Kasım’da bölgedeki Türk okulunun yanı sıra Rum okulunu da ziyaret etmekte, tüm vatandaşlara eşit bir şekilde davranmakta ve bu anlayışı teşvik etmektedir” dedi.

Candan, “Dipkarpaz’daki insanların yaşantısı normal akışında devam etmektedir. KKTC Dışişleri Bakanlığı’nın kuzeyde yaşayan Rumlar ve Maronitler için gönderilen erzaklara gümrük işlemi yapma kararı alarak halkların huzurunu, düzenini bozmaya hakkı yoktur” diyen Armağan Candan, aksine bu insanların yaşantılarını kolaylaştırmak gerektiğini, Kıbrıslı Türklere yakışanın da bu olduğunu söyledi.

Hatay: Günlük hayat iki toplum arasında işbirliğini tekrar sağladı

İki toplumlu araştırmaları ile dikkat çeken Araştırmacı-Yazar Mete Hatay, Dipkarpaz Rum Ortaokulu Okul Aile Birliği başkanlığına bir Kıbrıslı Türkün getirilmesini “Günlük hayatın siyaset üzerindeki zaferi” şeklinde yorumladı.

Hatay,  hayatın karşılıklı bağımlılığı dayattığını belirterek, “Küçük bir köyde her gün yüz yüze gelen insanların zaten aksi bir tavır içerisinde olmaları beklenemez” dedi.

Kuzeyde yaşayan Kıbrıslı Rumlar için en büyük sorunun dıştan gelen siyasetçilerin onlara belli misyonlar yüklemeye çalışmaları olduğunu kaydeden Hatay, şunları söyledi:

“Örneğin güney yıllarca onları Karpaz’daki Helenizm’in bekçileri görerek insani taraflarını unutmuştur. Güneydeki siyasetçiler tarafından bu şekilde görüldükleri için kuzeydeki siyasetçiler de onları, güneyin uzantısı, güneyin siyasetinin taşıyıcıları gibi görme hatasına düşmüşlerdir. Kapılar açıldığında bu iki taraftaki yanlış algıların çöktüğünü herkes görecekti. Hemen akabinde de bu birlikte yaşamayı öğrenmiş toplumu rahatsız etmeye başlayacaklardı.  ‘Sen nasıl olur da Türkiyeliler ile iş yaparsın?” “Nasıl olur da bu insanlarla konuşursun?”… Bölgeyi daha fazla ziyaret eden kuzeyli siyasiler de orada yaşayan KKTC vatandaşlarına yerlerinden edilecekleri korkusu yaşattılar ve bu insanların aralarını da bir süre bozdular. Fakat günlük hayat günün sonunda iki toplumdaki insanların yakınlaşmasını ve işbirliğini tekrar sağladı.”

“Her iki taraf da mağdur kesimin temsilcileri”

Araştırmacı- Yazar Mete Hatay, Karpaz’da yaşan her iki tarafında mağdur kesimin temsilcileri olduğunu belirterek, “Bir taraf 1974 yılından sonra orada gerçek anlamda mahsur kalmış ve akrabalarının göç ettirilmesini seyretmişlerdir. Diğer taraf, bölgeyi Türkleştirmek için getirilen ve nereye geldiklerini bilmeden ve ne için getirildiklerini bilmeden bu büyük projenin farkında olmadan karşı karşıya bırakılanlardır. Yıllarca esasında orada sadece Kıbrıslı Rum mahsurlar yoktu, Türkiye’den getirilmiş mahsurlar da vardı. Seçimden seçime ziyaret edilen, eğreti bir hayata mahkum edilmiş insanlar” diye konuştu.

Sennaroğlu: Dostluk örneği

Bağımsız Milletvekili Önder Sennaroğlu, kuzeyde yaşayan Kıbrıslı Rum ve Kıbrıslı Türklerin yıllardır dostluk ve birlik, beraberlik duyguları ile yaşamlarını sürdürdüklerini belirterek Dipkarpaz Rum Ortaokulu Okul Aile Birliği Başkanlığına bir Kıbrıslı Türkün getirilmesinin de bu dostluğa, birlik, beraberlik ve barış içinde yaşam sürdüklerine güzel bir örnek olduğunu söyledi.