İnsan en ümitsiz olduğu zamanında bile ayağa kalkıp mücadele edecek gücü kendinde bulabilmeli. 
Ülkeler de öyle elbette...
Bu ülke, kimileri küçümse de az zamanda büyük işler başardı.
Bildik bir hikayedir ama bilmeyenlere anlatalım...
“Bir gün, bir çiftçinin eşeği kuyuya düşer. Adam ne yapacağını düşünürken, hayvan saatlerce anırır. 
En sonunda çiftçi, hayvanın yaşlı olduğunu ve kuyunun da zaten kapanması gerektiğini düşünür ve eşeği çıkartmaya değmeyeceğine karar verir. 
Bütün komşularını yardıma çağırır. Her biri birer kürek alarak kuyuya toprak atmaya başlarlar. 
Eşek ne olduğunu fark edince, önce daha beter bağırmaya başlar. Sonra sesini keser. 
Birkaç kürek toprak daha attıktan sonra çiftçi kuyuya bakar. Gözlerine inanamaz. Eşek, sırtına düşen her kürek toprakla müthiş bir şey yapmakta, toprağı aşağıya silkeleyerek yukarı çıkmasına basamak hazırlamaktadır. 
Bir süre sonra, komşular toprak atmaya devam edince, herkesin şaşkınlığı altında eşek, kuyunun kenarından dışarı bir adım atıp, koşarak uzaklaşır!”
Kıssadan hisse...
Hayat üzerinize hep toprak atacaktır; her türlü yük ile kuyudan çıkmanın sırrı, bu yükü silkeleyip bir adım yükselmektir. Sıkıntılarımızın her biri bir adımdır. En derin kuyulardan bile yılmayarak, usanmayarak çıkabiliriz.
İnanılmaz ilham verici bir hikaye değil mi? 
Mücadele etmeyi, hayatın üzerimize üzerimize gelen zorluklarına karşı direnmeyi bundan daha iyi hiçbir hikaye anlatamaz herhalde… 
Ne yazık ki şu anda da hükümeti eleştirme bahanesiyle bu devletin, bu ülkenin, bu bayrağın üzerine toprak atmaya çalışanlar var. Ancak atılan her toprak bu ülkeyi, bu bayrağı bir adım yukarı çıkarıyor.
“Kuyudan çıktık mı” diye sorarsanız belki çıkmadık ama bir kaç
adım kaldı. 
74 öncesi yaşadığımız o trajediler ve dipsiz kuyulardaki karanlıklar gerilerde kaldı. Gökyüzünü görebiliyoruz bugün.
Cenevre’de bu ülkenin üzerine atılmaya çalışılan son topraklar da kuyudan çıkışın son adımı olacak belki de. Ne dersiniz?