Bakanlık, projeyi Kıbrıs Türk Halkı ve Türkiye’yi bölgesel enerji denkleminin dışına itmeye yönelik düşmanca ve provokatif çabaların yeni bir ürünü olarak nitelendirdi.

Projenin ekonomik akılla örtüşüp örtüşmediğinin birincil öneme haiz olmadığına dikkat çekilen açıklamada, “ Bu tür faaliyetlerde takınılan tavır ve yaklaşım daha önemlidir. Kıbrıs Türk Halkını sürekli dışlayan, var gücüyle her alanda izole etmeye çalışan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin bu faaliyetleri, adanın geleceğini yakından ilgilendiren konularda Halkımızın söz hakkı olmadığını, bir patron edasıyla adaya dair tek yanlı kararlar verebileceklerini ortaya koyan bencil zihniyetlerinin dışavurumudur” denildi.

Rum Lider Anastasiades’in yaptığı açıklamalarla niyetini bir kez daha gözler önüne serdiğine vurgu yapılan açıklamada, “ Kıbrıs Rum liderliğinin niyeti Kıbrıslı Türkleri yok sayarak, egemenlik iddiasıyla adanın tek sahibiymiş gibi hareket etmektir. Kıbrıs Rum liderliğinin bu faaliyetleri Kıbrıs sorununun çözümüne dair samimiyetsiz olduklarını ve aslında müzakere ve onun içerisinde yer alan süreçleri de adeta bir paravan ve sahne olarak kullandıklarını çok net şekilde ortaya koymaktadır” ifadesine yer verildi.
Başbakan Yardımcılığı ve Dışişleri Bakanlığı açıklamasında, Kıbrıs Rum liderliğine seslenilerek, Kıbrıs Türk Halkının eşitliğinden, egemenliğinden ve haklarından taviz vermeyeceği ve tüm bunları yok sayanlara boyun eğmeyeceğine vurgu yapıldı.

Açıklamada, “Kıbrıs Rum tarafı gelinen noktada bilmelidir ki, Kıbrıs Türk halkı egemenliğinden vazgeçmeyecektir. Kıbrıs Rum liderliği anlamalıdır ki Kıbrıs adası bir Rum adası değildir ve Kıbrıslı Türkler de Kıbrıslı Rumlar tarafından temsil edilmemektedir. Bu adada çeşitli çözüm planlarında da ortaya konduğu üzere egemenlik eşit şekilde iki Halktan kaynaklanmaktadır ve bu egemenlik tek yanlı olarak bir tarafça kullanılamaz.” İfadesine de yer verildi.

2000 kilometre uzunluğunda ve 10 milyar euroyu aşan bir maliyete sahip olacak olan east-med boru hattı anlaşmasının izlenim yaratmaktan öteye gidemeyecek bir proje olduğuna işaret edilen açıklamada, “Rum siyasi partilerinden dahi hayali proje olarak eleştiri alan Rum liderliği hem adada hem de bölgede gerginlik yaratma çabalarına bir yenisini eklemiştir. Rum liderliğinin bu zihniyeti ne ada ve bölgedeki gerginliği azaltma, ne de işbirliği arayışı içinde olmadığını, aksine hayal aleminde dolaşarak bir güç dengesi oluşturacağı varsayımıyla hareketlerine devam ettiğini göstermektedir” denildi.

Rum liderliğinin Kıbrıslı Türklerle ne gücü ne de zenginliği paylaşmak istediğine dikkat çekilen açıklamada, “Bu zihniyet siyasi puan kazanma, izlenim yaratma uğruna hem adada hem de bölgede gerginlik yaratmaktan geri durmayacaktır. Bu provakasyonlar sürerken yılmayacak ve bölgesel istikrar ve işbirliği çabalarımızı sürdüreceğiz.
Gelinen aşamada, bir kez daha tekrarlamak isteriz ki Kıbrıs Türk Halkı işbirliği arayış ve çağrılarını sürdürürken haklarından ve egemen eşitliğinden taviz vermeyecektir. İlgili taraflar ve uluslararası topluma çağrımız, hali hazırda kırılgan olan bölgedeki denge ve istikrar için işbirliği gerekliliğini yüksek sesle dile getirmeleri ve hatta bu işbirliğini başlatma yönünde adım atmalarıdır” ifadesi kullanıldı.

(BRT/MAIL)