Bilimsel ismi var...
Macrovipera lebetina...
Macrovipera lebetinus da olur sanırım...
Koca Engerek...
Rum tarafında “Fina” diye adlandırılır...
Bizim tarafta, “Gufi” deriz ve bu ismin Rumca olduğunu biliriz...
Kör Yılan diyene de rastladım...
Sağır Yılan diyene de...

-*-*-

Sonuç itibarıyla bu bahsettiğim hayvan, bir çeşit yılan...
Ülkemizde bir çok uzmana ve resmi açıklamaya göre, “öldürücü” zehri var...
Ama yine bir çok kaynağa göre, 1971 yılından bu yana “ısırıp da öldürdüğü tek bir kişi” yok!
1971 yılından önce, ovalarda, tepelerde, dağlarda su kaynaklarından eğilerek su içmeye çalışan bazı çobanları veya köylüleri başından ya da kalbe çok yakın noktadan ısırıp öldürdüğü rivayet edilir.

-*-*-

Şimdilerde daha çok av zamanı kendilerini koklamak isteyen köpekleri ısırıp öldürüyorlar veya ciddi anlamda sakat bırakabiliyorlar.
Bazı çobanlar da koyunlarını, kuzularını ısırıp öldürdüğünü anlatıyor.
Ancak “çobanların anlattığı hikayeler”, “avcıların anlattığı hikayeler kadar” fazla değil.
“Avcılığın doğasından gelen bir durum olsa gerek!”...
Avcı, abartarak anlatmayı sevendir!

-*-*-

Geçtiğimiz yıl Güney Kıbrıs’taki Pirgo köyünde bir kadını ısırıp veya halk dilindeki söyleyişle “sokup” öldürdüğü söylenmişti ama bu konuda her hangi bir “bilimsel” açıklama ya da duyuruya rastlamadım...

-*-*-

Amacım biyoloji dersi veya yılanlarla ilgili bilgi vermek değil...
Sadece bu yılanların korunması ve öldürülmemesi gerektiğini anlatmak istiyorum.
Neden?
Çünkü insanlar tarafından tehdit edilmedikleri sürece, hiç bir zararları yok!

-*-*-

Son günlerde havaların da ısınmasıyla bir kaç tane görüldüğü yönünde haberler işitmeye başladık.
Allah’a çok şükür ki bu sezon henüz sanal alemde, bu yılanları öldürüp de kahramanlık yaptığını sananların fotoğraflarını görmüş değiliz...
Sadece Güney Kıbrıs’ta, Baf bölgesinde bir kişi geçen hafta altına “Dikkat” diye yazarak, yaklaşık 2 metre boyunda dev bir “Fina” ya da “Gufi” ile birlikte poz verdi.
Fina ölüydü ve bir sopa ile havaya kaldırılmıştı.

-*-*-

Güney’de çevre ile ilgili her türlü şikayet, her türlü sorun, “Environment Commissioner Klelia Vasiliou” (Çevre Komiseri) tarafından değerlendiriliyor.
Vasiliou, bahse konu “fotoğrafı” kendi sanal hesabından yeniden yayınlayarak, bu hayvanların öldürülmesinin “suç” olduğunu hatırlattı ve konunun polise intikal ettirildiğini söyledi.

-*-*-

Polisin derdi yok, bir de yılan öldürenlerle mi uğraşacak?
Hepsi bitti, Güneyde bir de Çevre Komiseri mi var?
Var işte!
Olmalı!
Bizde de olmalı!
Doğayı, doğadaki her canlıyı, hayvanı, bitkiyi korumak zorundayız!
İçinde olduğumuz bu sıkıntılı günlerde, bu konuyu da düşünmek gerektiği inancındayım.

-*-*-

Bu inanç nereden mi geldi?
Yani, doğayı o kadar hor kullandık, o kadar kirlettik, o kadar acımasızlık yaptık ki; “spiritual” veya Türkçe söylersem, “manevi” yanım bana “Doğa bizden intikamını çok fena alıyor” mesajını gönderdi...

-*-*-

Yılan meselesinden az daha bahsetmek istiyorum!
Sahi bir insan, neden yılan öldürür?
İlk yanıt; “tehdit olarak gördüğü için” olabilir.
Ama bence yılan öldürüp de fotoğrafını sergilemek, daha çok “poz vermek”le alakalıdır.

-*-*-

Ve doğaya geçiyorum...
Sadece ülkemizin değil, Dünyanın tüm denizlerini yok ettik...
Vahşi bir hırsla, “çok zengin olalım” istedik...
O vahşi hırs ve para görgüsüzlüğü ile de kendimize “lüks sandığımız” bir yaşam kurmaya çalışırken, çocuk işçilerin ekmek parasına dahi yetmeyen ücretlerle çalıştırılmasını hiç umursamadık.
O çocukların, öldürülen hayvanların derilerinden çantalar, kürkler, ayakkabılar yapmasına gözümüzü çevirip bakmadık bile!
“O çantadan almak” veya “o kürkü boynumuza sarmak” ya da “o ayakkabıyı giymek” için, aslında “kötü insanlar” olduk...

-*-*-

“İnsanlar ölüyor, sen hayvanları düşünüyorsun”...
Bu da doğru bir eleştiri...
İtiraz etmiyorum eleştirinize...

-*-*-

Gelin şu soruyu bir düşnelim:
“Tüm Dünya’ya en çok kötülük yapanlar kimler?”
Son 300 sene içerisinde, insanlığa kölelikle, sömürgecilikle, savaşlarla en çok zarar veren ülkeleri sıralayın...
Koronavirüs salgınında “en çok vaka ve en çok ölüm” sıralamasında neredeyse tümü ilk 20’dedir.
İnceledim listeyi.
Siz de inceleyin.
Sömürge devletleri ya da imparatorlukları arasında olup da koronavirüs sıralamasında ilk 20’de olmayan galiba bir tek Portekiz var...
Ama O da ilk 30’da!
Vaka sayısı 40 bini bulmuyor ama ölü sayısı 3 bin 500’e ulaşmak üzere...

-*-*-

Birinci ve İkinci Dünya savaşlarının Almanya’sı listede...
İkinci Dünya Savaşı sonrasındaki soğuk savaş döneminin iki “kötü lideri”, Amerika ve Rusya liste başında...
İspanya, İngiltere, Hollanda, İtalya ve Belçika gibi sömürgecilikten zanlılar da listenin en üstlerinde...
Lütfen kızmayın ama Orta Doğu ve Balkanların en büyük imparatorluğu Osmanlı’nın mirasçısı Türkiye de vaka sayısında ilk onda...
Asırlarca kendi bölgesine kök söktüren İran ve hala insanlığa – özellikle de kendi vatandaşı olanlara karşı suçları bayağı kabarık olan Çin’e ne demeli?

-*-*-

Arap Dünyası’nın en terörist devleti dersem, acaba beni içeri atarlar mı bilemem ama Suudi Arabistan da sorunlu! Bu ülke de en kötü etkilenenler arasında.

-*-*-

Elbette bu yazdıklarımın, bilimle, istatistikle, matematikle mutlak anlamda bir bağı olamaz.
Ama incelerseniz, koronavirüsün en çok etkilediği ülkelerin, insanlık suçlarının kabarık olduğunu da göreceksiniz.

-*-*-

Kısacası diyeceğim şudur; ne olur korksak da, gördüğümüz anda uzaklaşalım ve lütfen yılanları öldürmeyelim.
Hiç bir canlı, durduk yere öldürülmeyi hak etmiyor...
Doğa, kirletilmeyi hiç hak etmiyor...
Ağaçlar, tüketilmeyi hak etmiyor...

-*-*-

Ve mesela bal arıları; hiç hak etmiyor...
Aklınızda bulunsun, onlar tükendiğinde, bizi de beraber götürecekler...
Doğayı sadece sevelim, koruyalım...
Çevremizi, çevremizdeki her canlıyı, bırakalım, ömrü yettiğince yaşasın...

-*-*-

Bunca zamandır belli ki çok yanlış yapmışız!

-*-*-

Son olarak eklemek istiyorum...
Zehirli yılanlardan bahsettiğim için aklıma geldiği yargısına da varmayın ama Donald Trump var ya... O kardeşimiz diyor ki, “... Bu koronavirüsü Çin üretti”...
Koskoca Amerikan Başkanı’na karşı “teori” üretecek halimiz yok ama bence bu virüsün en birinci sorumlusu, insanlığın, doğanın en büyük düşmanı Amerika’dır...
Haaa elbette Çin’in ve “vaka sayısı en yüksek ülkeler sıralamasının en üstlerindeki ülkelerin” tümünün de sorumluluğu elbette çoktur!