Dünyada kanser hastalığı konusunda farkındalık yaratmak için belirlenen 1-7 Nisan Kanser Haftası’nda Kanser Hastalarına Yardım Derneği (KHYD) de çeşitli etkinlikler düzenleyecek.

Kanser Hastalarına Yardım Derneği hafta boyunca, lokma günleri, rozet günleri ve çeşitli etkinlikler yaparak, hastalığa dikkat çekmeye çalışacak.

KHYD Başkanı Raziye Kocaismail hafta nedeniyle yayımladığı mesajda, “Bu çok anlamlı bir kanser haftası bizim için” diyerek, 1993 yılında kurulan derneğin 25’inci yılını kutladığını kaydetti.

Yine bir kanser haftasına girilmekte olduğunu kaydeden Kocaismail, Onkoloji binası bulunduğunu, ülkede Onkolog ve tedavilerde hem devlet hem de Yakın Doğu Üniversitesi Hastahanesi’nde iyi olunduğunu, ikinci bir Onkoloğun çok yakında ülkeye geleceği bir noktada olunduğunu ifade etti.

Kocaismail, “Haftaya, Tam 25 yıldır Meclis'e pembe balonlarla yürüyerek ve en son Meclis önünde tek kişilik durma eylemi ile çağrısını yaptığımız Kanser Bildirim Zorunluluğu Yasası’nın hala beklentisi ile giriyoruz” dedi.

“KANSER BİLDİRİM ZORUNLULUĞU YASASI GEREKLİ”

“Herkese kansersiz bir yaşam dilerken, dilemekle kalmayıp nedenleri üzerine gidebileceğimiz verilere tek sahip olacağımız yöntem olan bu yasanın ivedilikle geçmesini bekliyoruz” diyen Kocaismail, bu yasayla hangi bölgede hangi tür kanserin yoğunluk kazandığı resmî kayıtlarla istatistik oluşturulacak ve doğru yol olarak da kanserin türüne göre, bölgede kanser yapıcıların araştırılacağını vurguladı.

Kocaismail, seçim yasakları başlamadan konunun gündeme getirilmesi için hafta içinde Meclis Başkanı Teberrüken Uluçay, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ile Sağlık Bakanı Filiz Besim ile görüşmeler yapacaklarını belirtti.

“KANSER GENÇ YAŞLARA İNDİ”

“Vatandaş her gün yeni bir yakınının kanser olduğunu duyarak panik içinde ne yiyip, ne içeceğini; hangi cihazı hangi ortamı kullanacağı paniği içinde durmadan neden kanser oluyoruz sorusunu endişe ile sormaktadır” diyen Kocaismail şöyle devam etti:

“Kıbrıs'ta kanser dünya sağlık örgütünün öngördüğü her 100 bin nüfusta 200 yeni vaka beklentisine uygun durumdadır, yılda en az aramıza katılan günde 2 kanser teşhisi varsa ülkemizdeki nüfusa göre 700-800 yeni kanser vakası da bizi dünyada kanseri yoğun yaşayan ülke konumuna koymaz ancak bizim ülkemizde araştırılması gereken çok önemli bir durum var ki; o da kanserin yaş oranının gittikçe düşmüş olmasıdır. Geçmiş yıllarda orta yaşın üzerinde daha sık görülen kanser bugün çok genç yaşlara inmiştir

Çocukluk çağı kanserlerinin oranında endişe verici bir artış olmaması en büyük sevincimizdir ancak en verimli çağında genç insanlarımızın kanser olma nedenleri mutlaka araştırılmalı ve bu araştırmaların sağlıklı olabilmesi için istatistiki verilere dayalı olması gerekmektedir.

Kanser Bildirim Zorunluluğu Yasası, bu nedenle çok önemlidir, Meclis'imizin de bu önemli yasayı geçirmek için çalışmalara başlamasını bekliyoruz.”

DERNEK ÇALIŞMALARI

Derneğin çalışmaları hakkında da bilgi veren Kocaismail şöyle devam etti:

“Derneğimiz için artarak gelen; bir de 5 yıl boyunca rutin kontroller yaptıran hastaların ilaç, tetkik, yurtdışı araç gereç giderlerine yetişmeye çalıştığı gibi; Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastahanesi’nde çalışan personel maaşları, Güney Kıbrıs'ta tedavi gören hastaları taşıyan araç ve personel maaşları, evde yatan hastaya tedavi hizmeti taşıyan araçlarla hemşirelerin maaşları, Bilimsel Danışman Temel Onkolog Mine Çağlar ile okullarda köylerde kurumlarda evlerde davet edilen her noktada bilinçlendirme seminerleri İçin yapılan giderler, derneğimize bağlı Umut Eğitim ve Kültür Evin’de çocukluk çağı kanserini yaşayan hastalarımızla, erişkin hastaların çocuklarının aldığı psikiyatri desteği, okul takviye dersleri, müzik ve enstrüman desteği ve daha birçok hizmeti sunabilmek için yapılan giderleri karşılamak hiç de kolay olmuyor.”

İKİNCİ EL GİYSİ KAMPANYASI

Duyarlı vatandaşların derneğe 25 yıldır sahip çıktığını, Derneğin varlık sebebinin herkesin Kanser Hastalarına Yardım Derneğini sevmesi ve sahiplenmesinden kaynaklandığını kaydeden Raziye Kocaismail, “Bugün yeni bir kampanyadayız” dedi.

Kocaismail, bir yıl sürecek bu kampanya ile derneğin hizmet sunduğu giderlere büyük ölçüde kaynak yaratacağına inandıklarını  belirtti ve herkesi, bir yıl boyunca çöpe atılacak olan, birilerine vermeye utandığımız, giysi ayakkabı, çatal,  bıçak ve evde kullanılmayan ne varsa; ayrıca karton, kağıt, gazete, kitap gibi herşeyi derneğe bağışlamaya davet etti.

Kocaismail, “Kanser kelimesini sadece yardım elini uzatırken hayatınızı asla etkilemeden duymanızı dileriz “ ifadesini kullandı.

“1-7 NİSAN KANSER HAFTASI VE ÖNEMİ”

Kanser Hastalarına Yardım Derneği Bilimsel Danışmanı Temel Onkoloji Uzmanı Mine Çağlar da Kanser Haftası’nın önemine değindi.

Hızlı ve sinsi ilerleyen kanser hastalığının önemli bir hastalık olduğunu kaydeden Çağlar, tedavi şansı ancak hastalık erken tanındığı takdirde mümkün olan kanser hastalığında kişilerin bilgili olması gerektiğini vurguladı.

Kanserin beraberinde getirdiği sağlık sorunlarının yanı sıra, maddi ve manevi yönden uzun süreli ve her yönlü mücadele gerektiren bir hastalık olduğuna işaret eden Çağlar şöyle devam etti:

“Kanser hastalığı, tüm dünyada giderek artış gösteren önemli bir halk sağlığı problemidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), Kanser Araştırmaları Birimi, GLOBOCAN güncellenen verilerine göre dünyada her yıl 14 milyon yeni kanser vakası tespit edilmektedir. Bu rakamın 2030 yılına gelindiğinde her yıl görülmesi beklenen yeni kanser vaka sayısının 21.7 milyona ulaşacağı öngörülüyor. Yine ayni verilere baktığımız zaman günümüzde 8.8 milyon kişinin de kanser nedeniyle gerçekleşen hastalıktan yaşam kayıpları olarak bildirilmiştir. Bu rakamın 2030 yılına gelindiğinde her yıl kanserden yaşamını kaybeden kişi sayısının ise 8.8 milyon kişiden 13 milyon kişiye çıkacağı öngörülüyor.

Günümüz verilerine baktığımız zaman kanser hastalığından yaşamını kaybeden 8.8 milyon kişiden 4.3 milyon kişinin en sıklıkla 30-69 yaş arasındaki kişilerden oluştuğu bildirilmektedir. İnsan yaşamının en önemli, üretken ve en verimli dönemi olarak bu dönemde önemli oranda yaşam kayıplarının önüne geçilmesinin ve önlenmesine yönelik kanserle mücadelede hastalıktan korunma, erken tanıma ve teşhis, kaliteli tedavi hizmetlerine zamanında erişime yönelik hizmetler önem kazanmaktadır. Yapılan Bilimsel çalışmalar, önümüzdeki yıllarda düşük-orta gelirli ülkelerde kanserden olan yaşam kayıplarının (%80), orta-yüksek gelirli ülkelere (%20) göre daha ciddi oranda artacağı bildirilmektedir.

Kanser tanısı almış hastaların tedavi amaçlı %50 si radyoterapi (ışın tedavisi), %46 sı kemoterapi (ilaç tedavisi) ve %65 i ise kanser hastalığının kontrolü ve tedavisi için cerrahi işlemlere ihtiyaç duymaktadır. Bu nedenle hastalıktan korunma yanında hastalığın erken tanısıyla birlikte, hastalığın tedavisine yönelik hizmetlere zamanında erişim hastalıktan olan yaşam kayıplarının önüne geçilebilmesinde çok önemli rol oynamaktadır.”

“DOĞRU KORUNMA YÖNTEMLERİ İLE 3.7 MİLYON KİŞİNİN HAYATI KORUNABİLMEKTE”

Doğru koruma yöntemleri, erken teşhis ve tarama yöntemleri, kaliteli ve zamanında tedavi yöntemlerine erişim stratejilerinin doğru bir şekilde uygulanması ile yılda 3.7 milyon kişinin hayatının korunabilmekte olduğunu belirten Çağlar,  “Bu veriler, kanser hastalığıyla doğru bir mücadelenin önemiyle ilgili çok önemli bir güncel bilgidir. Hedef; yaşam kurtarmak, manevi ve maddi kayıpların önüne geçmektir” dedi.

Çağlar şu bilgileri verdi:

“Bilgimize ulaşan güncel veriler ışığında günümüzde dünyada kadınlar ve erkekler arasında en sıklıkla görülen kanser türleri arasında sırasıyla, Akciğer kanseri (1.82 milyon) (13%), Meme kanseri (1.68 milyon) (11.9%), Kolorektal (Bağırsak) kanserleri (1.36 milyon) (9.7%), Prostat kanseri (1.11 milyon) (7.9%) ve Mide kanseri (951.594) (6.8%) yer almaktadır.  Sadece kadınlar arasında en sıklıkla görülen kanser türleri arasında ilk beş sırada Meme kanseri, Bağırsak kanseri, Akciğer kanseri, Rahim Ağzı kanseri ve Mide kanseri yer almaktadır. Sadece erkekler arasında en sıklıkla görülen kanser türleri arasında ise ilk beş sırada Akciğer kanseri, Prostat kanseri, Bağırsak kanseri, Mide kanseri ve Karaciğer kanseri yer almaktadır.

Ayrıca dünyada sağlıklı bir şekilde yaşamlarını devam ettiren 32.5 milyon insanın ise kanser hastalıyla mücadelelerini başarıyla tamamlamış olan kişilerden oluştuğu da ayrıca bildirilmiştir. Günümüz kanser verilerine baktığımız zaman, kanser hastalığına karşı artık evrensel ve bilimsel doğrular ışığında daha sistemli ve daha organize bir mücadeleye ihtiyaç duyulduğu muhakkaktır.”

KORUNULABİLMESİ MÜMKÜN

“Kanser hastalığı, büyük oranda korunulabilmesi mümkün olan, hastalık erken teşhis edilebildiği takdirde tedavi edilebilirlik ve sağlıklı yaşam şansı yüksek olan bir hastalıktır” diyen Çağlar, “Kanser hastalığı tek hücre hastalığıdır. İnsan organizmasındaki herhangi bir organ veya dokudan köken alabilir. Hastalığı oluşturan hücreler temelde vücut hücreleri olmakla birlikte bu hücreleri etkileyen çeşitli etkenler sonucunda hücrelerin ölümsüzleşip (immortal) aşırı üreyerek diğer organ ve dokuları iş göremez hale getirmeleri ile sonuçlanan, kendi vücudumuzun bir anlamda saatli bombası olarak nitelendirilebilecek bir hastalıktır; Kanser hastalığının oluşumunda genetik ve çevresel faktörler önemli rol oynamaktadır” ifadelerini kullandı.

KANSER OLUŞUMU RİSK FAKTÖRLERİ VE BELİRTİLER

Çağlar Kanser oluşumundaki risk faktörleri ve belirtiler konusunda da şu bilgileri verdi:

“Kanser hastalığının oluşumuna birçok risk faktörü neden olabilmektedir. Bu sebepten  dolayı kanser hastalığına ‘multifaktöriyel hastalık’ da denilebilmektedir. Kanser hastalığının oluşumunda genel olarak ‘genetik risk faktörleri’ ve ‘çevresel risk faktörleri’ rol oynamaktadır. Genetik risk faktörleri, kanser hastalığının oluşumunda kabaca %20 oranında rol oynayan ve değiştirilmesi mümkün olmayan risk faktörleridir. Çevresel risk faktörleri içerisinde yer alan faktörler (tütün mamülleri kullanımı, sağlıksız beslenme alışkanlıkları, güneş ışınları, hareketsiz yaşam tarzı, obezite, mesleksel maruziyetler, stres faktörleri v.b. gibi …)  ise, büyük oranda korunulabilmesi ve değiştirilebilmesi mümkün olabilen faktörlerdir. Özellikle erişkin yaş grubundaki kanser hastalığının oluşumunda rol oynayan bu risk faktörlerinden büyük oranda korunabilmemiz mümkün olabilmektedir. Bilimsel veriler ışığında kanser hastalığının oluşumunda %85-90 oranında etken olan çevresel risk faktörlerinden büyük oranda korunabilmemiz mümkündür. Bu nedenlerden dolayı, kanser hastalığı için büyük oranda önlenebilinir ve erken tanı ile tedavi ve sağlıklı yaşam şansı yeniden kazanılabilinir diyebiliriz.

ÖNEMLİ BELİRTİLER

Kanser hastalığı için bazı dikkat edilmesi gereken önemli belirtiler bulunmaktadır. Bu tür belirtilere dikkatli olmamız gerekmektedir. Vücudumuzun doku ve organlarını oluşturan hücrelerden köken alan kanser hastalığı, hangi doku ve organdan köken almışsa ona göre isimlendirilmekte ve köken aldığı doku ve organa göre hastalık farklı belirti ve bulgularla kendini gösterebilmektedir. Kanser hastalığı erken dönemde herhangi bir belirti ve bulgu vermeyebilir. Bu nedenle, erken tanı hastalıkla mücadelede çok önemlidir. Vücudumuzun herhangi bir yerinde gelişebilecek ve genel olarak dikkat edilmesi gereken belirtiler arasında; Vücudun herhangi bir yerinde ele gelen kitle, topak, sertlikler, dışkılama veya idrar yapma alışkanlıklarında değişiklik, istemsiz iştah kaybı, kilo kaybı, halsizlik, yorgunluk, solukluk, sürekli uyuma isteği, nedensiz baş dönmesi, dengesizlik, çift görme, vücuttaki ben yapılarında şekil, renk, boyut değişikliği, anormal vajinal kanamalar (Özellikle menapoz sonrası dönem), nedensiz öksürük, kanlı balgam çıkarma, nefes darlığı, ses kısıklığı ve güçsüzlük gibi şikayetler yer alabilmektedir.”

WHO’NUN ÖNERİLERİ

Mine Çağlar kanserle mücadele konusunda, Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) önerileri doğrultusunda kanser hastalığı ile başarılı bir mücadelede bütün olarak uygulanması gereken basamakların, devlet çatısı altında değiştirilmesi mümkün olmayan sistemle “Ulusal Kanser Kontrol Programı” kapsamında, dört ana temelde şekillenmekte olduğunu kaydetti.

Çağlar bu basamakları da sırasıyla; 1.Kanser Kayıt Sistemi, 2. Toplumsal Farkındalık Çalışmaları, 3. Erken Tanı ve Tarama Hizmetleri ve 4. Mültidisipliner Tedavi ve Palyatif Bakım Hizmetleri olarak sıraladı.