İşte o paylaşım:

SON DURUM

Covit-19 vakaları arttıkça artıyor. Günlük 300 (bildiğimiz- hasta olup da sağlık sistemine baş vurmayan hastalar hariç) bandının üzerindeyiz. Sağlık alt yapımız zorlanmaya başladı. Pandemi hastanesinde çalışan az sayıdaki insanın olağan üstü çabasıyla şimdilik ayakta duruyor. Ancak sağlık şu an devlet sisteminin zemin katıdır. Çökerse her şey çöker.

Üstelik bu yıl Corona’nın bir de bonusu var. Hatırlarsınız, virüsün varlığına inanmayanlar ve bir komplo teorisi icat edenler “Hani grip salgını bile yok” diyordu. Bunu derken insanların kapanma ve doğru maske takımıyla gripten de korunduğunu göz ardı ediyordu. Oysa şimdi ne maske takıyoruz ne de birbirimizden uzağız. Sonuç olarak Grip, Corona’ya yol arkadaşlığı yapıyor.

Bütün bunlar yaşanırken, insanlar yeterince uygun maske takmıyor. Mesafeyi korumuyor. Sosyal hayat hiçbir şey yokmuş gibi devam ediyor.

Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği, Covit-19 salgını çıktığında bir rapor yayımlamış olacakları öngörmüştü. Çok şükür o zaman az çok tedbir alınmış, hastalığın yayılması durdurulmuştu. Sonrada hekim örgütü hedef alınmış “Yanıltıcı Rapor Yayınlamakla” suçlanmıştı. Ama raporda tedbir alınmazsa olacakları öngördükleri yazılıydı ve bu dikkate alınmamıştı. O zamanlar pandemi hastanesinin yapılmasını gereksiz görenler şimdi ne iyi olmuş diye hayıflanıyorlar ve öğünüyorlar.

O zaman alınan kısmı kapanma kararları ve diğer tedbirler sayesinde söz konusu raporda yazılanlar gerçekleşmemişti. Ve bakınız şimdi o tedbirler yok. Ne yazık ki o raporun öngörüleri şimdi bu şartlarda gerçekleşiyor.

Geçen zaman içinde yeterli tedbirler alınmadı.

1- Aşılanma istenilen oranda yapılmadı.

2- Sağlık servislerinde , diğer servislere yatacak hasta hakkı gasp edilmeden yeterli yatak yaratılmadı

3- Adapass uygulaması maalesef nerdeyse birkaç yer dışında uygulanır olmadı.

Sonuç olarak Corona+ Grip sağlık servislerimizi vuruyor

Ne yapmalıyız ?

Öncelikle şunu söyleyeyim. Her şeyden önce yaşlılarımızı çok ciddi korumalıyız. Onları adeta ev hapsine almalıyız. Mümkün olduğu kadar az insanla temas etmelerini sağlamalıyız. Devlet de hemen yaşı 65 üzerinde olanlara sokağa çıkacakları belli saatleri düzenlemelidir. Elzemdir.

Eğitim baştan programlanmalı, hemen on beş gün eğitime ara verilmeli kayıp günler yaz ayına aktarılmalıdır.

Hastalığa yakalananların tedavisinde önerilen MOLNUPİRAVİR isimli ilaç acilen temin edilmelidir.

Aşı olmayanların devlet ve özel sektör yapılarına girmeleri yasaklanmalıdır.

Adapass göstermeyen bu mekanlara alınmamalıdır.

Aşısız çalışanlar ödeneksiz evlerine gönderilmeli iş yerine kabul edilmemelidir.

Aile ziyaretleri, toplu yemek partileri, temas gerektiren tüm toplantılar, spor müsabakaları, kapalı alan aktivasyonlarına 21 gün ara verilmelidir.

Bunları ve benzer tedbirleri almazsak yakın zamanda total kapanma veya insanların kendiliğinden sokağa çıkamayacak kadar salgın artışı kaçınılmaz olacak ve muhtemelen sivil itaatsizlik sıkıntıları gündeme gelebilecektir.

Ciddi ekonomik darboğazdan geçen ülkemizde sağlık mı ekonomi mi ikilemini kimse artık yaşlı genç kimse yaşamak istemiyor. Lütfen gayret.

Dr. Bülent Dizdarlı