YeniBakış'tan Özlem ÇİMENDAL'ın haberine göre,KKTC Eczacılar Birliği Disiplin Kurulu Üyesi Hüseyin Öztekiner, KKTC’de ilaç eksikliğinin zaman zaman had safhaya ulaştığını söyledi

  Öztekiner, “Yurt dışı kaynaklı ilaç firmalarının ürettikleri ilaçların hammaddeleri dövize endekslidir. Döviz sürekli yükseldiği için hammaddeler de sürekli artışa geçiyor” dedi 

 Öztekiner, “Döviz o kadar hızlı yükseliyor ki değil 1 yıl neredeyse 2-3 ayda bir masaya oturulması gerekiyor. Buna rağmen Türkiye Sağlık Bakanlığı firmalara anlaşılan rakam üzerinden üretimi şart koşuyor bu da ilaç firmalarının ilaç üretememesine, piyasada ilaç eksikliğine yol açıyor. Burada en çok etkilenen de vatandaş oluyor” diye konuştu

 KKTC’de ilaç sıkıntısı yaşandığı zaman acil olan ilaçların Güney’den temin edilmesi yoluna gidildiğine de dikkat çeken Öztekiner, hastaların Güney’den 5 katı fiyat farkı ile ilaç alma durumunda kalmalarının da kabul edilemez olduğunu söyledi

 İlaç fiyatları ve eksikliği sıkıntılarına gerçekten köklü çözüm bulunmak isteniyor ise bir an evvel ticari değil, jenerik isimli ilaç üretimine geçilmesi gerektiğini vurgulayan Öztekiner, ilaçların hammaddelerinin direkt ismi olacak şekilde piyasaya sürülerek, ilaç firmalarının isim reklamlarının fiyatlara yansıdığı ticari sistemin ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti

KKTC Eczacılar Birliği Disiplin Kurulu Üyesi Hüseyin Öztekiner, ilaçların Türkiye ve yurt dışına bağımlı olması ve ilaç hammaddelerinin döviz endeksli olması sebebi ile yurt dışındaki ilaç firmalarının ilaç üretmekte zorlandığını kaydetti. Yurt dışından gelen ilaçların döviz sebebi ile hem fiyatlarının yükseldiğini hem de Türkiye kaynaklı ilaç firmalarının döviz nedeniyle Türkiye Sağlık Bakanlığı ile aralarındaki anlaşmazlık nedeni ile ilaç üretemeyecek duruma gelmeye başladığını, bunun da piyasada ilaç sıkıntısı yarattığını ifade etti. 

Dövize endeks ilaç sektörünü de vurdu 

KKTC’ye gelen ilaçlarda sıkıntı olduğunu dile getiren Öztekiner, ilaç eksikliğinin zaman zaman had safhaya ulaştığını söyledi. Öztekiner, “Yurt dışı kaynaklı ilaç firmalarının ürettikleri ilaçların hammaddeleri dövize endekslidir. Döviz sürekli yükseldiği için hammaddeler de sürekli artışa geçiyor. Ancak ilaç üretimleri devlet kontrolünde olduğu için, devlet ne kadar derse o kadara imal edilmek durumundadır” şeklinde konuştu.  

Piyasada sulu gözyaşı damlası yok

Şu anda en çok kullanılan sulu gözyaşı damlalarının piyasada olmadığının altını çizen Öztekiner, bazı göz damlaları ve göz tansiyonu damlaları için de aynı şeyin geçerli olduğuna dikkat çekti. Öztekiner, ilaç firmalarının dövizdeki dalgalanma nedeni ile ilaç üretemediklerini belirtti. 

İlaç firmalarını fiyatlar kurtarmıyor 

Öztekiner şöyle konuştu: “Fiyatlar üretim açısından kurtarmıyor. Kurtarmadığı için de piyasada ilaç sıkıntısı baş gösteriyor. Devlet kontrolü ile yapılan satışta ilaç fiyatları devlete sunulur ve devlet bu fiyatları kabul ederse piyasaya çıkar bu ilaçlar” ifadelerini kullandı.

Döviz yükseliyor, ilaç üretimi duruyor 

Öztekiner, “Yılda bir kez ilaç firmaları ile devlet masaya oturuyor ve bunu kararlaştırıyor. Ancak döviz o kadar hızlı yükseliyor ki değil 1 yıl neredeyse 2-3 ayda bir masaya oturulması gerekiyor. Buna rağmen Türkiye Sağlık Bakanlığı firmalara anlaşılan rakam üzerinden üretimi şart koşuyor bu da ilaç firmalarının ilaç üretememesine, piyasada ilaç eksikliğine yol açıyor. Burada en çok etkilenen de vatandaş oluyor. Devlet kabul etmediği zamanlarda ilaç üretimi durduğu için o dönemler ilaçlar piyasadan eksiliyor” dedi. 

Depolar boşalıyor, eczaneler temin edemiyor 

İlaç üretiminin ve prosedürlerden geçtikten sonra eczanenin temini ve vatandaşa ulaşmasının hızlı bir süreç olmadığını ifade eden Öztekiner, ilaç üretiminin durduğu anda bu çarkın da sekteye uğrayarak, stokların tükenmesi ile eczanelerin de sıkıntı yaşamaya başladığının altını çizdi. Öztekiner, depolarda da ilaç olmadığı zamanlarda eczanelerin eksik ilaçları tamamlayamadığını söyledi. Hayati ilaçlarda da zaman zaman büyük sıkıntılar yaşandığını dile getiren Öztekiner, buna rağmen işleyen prosedür sisteminin 2-3 ayı bulması sebebi ile ilaçların temininin hemen sağlanmasını mümkün kılmadığını dile getirdi. 

İlaç bulamayan vatandaş, Güney’den 5 katına alıyor 

KKTC’de ilaç sıkıntısı yaşandığı zaman acil olan ilaçların Güney’den temin edilmesi yoluna gidildiğine de dikkat çeken Öztekiner, hastaların Güney’den 5 katı fiyat farkı ile ilaç alma durumunda kalmalarının da kabul edilemez olduğunu söyledi. Öztekiner, “Bu fiyat farkını ödeyerek, herkesin ihtiyacı olan ilaçları temin etmesi de mümkün olmuyor” diye konuştu. 

“Türkiye de artık dövizin yükseldiğini kabul etmeli”

Türkiye’de ilaç üretiminin artık belli sistemli bir otomatiğe bağlanmasının şart olduğunu dile getiren Öztekiner, “Türkiye de artık kabul etmeli ki dövizin dalgalanması ve yükselişi durmuyor. Bunun bilincinde olarak, ilaç firmalarının da hammaddesinin dövize endeksli olduğunu her zaman göz önünde bulundurarak karar alması gerekmektedir. Artık buna itiraz edilmemesi gerekmektedir” diye konuştu. 

Ticari değil, jenerik ilaçlar teşvik edilmeli 

İlaç fiyatları ve eksikliği sıkıntılarına gerçekten köklü çözüm bulunmak isteniyor ise bir an evvel ticari değil, jenerik isimli ilaç üretimine geçilmesi gerektiğini vurgulayan Öztekiner, ilaçların hammaddelerinin direkt ismi olacak şekilde piyasaya sürülerek, ilaç firmalarının isim reklamlarının fiyatlara yansıdığı ticari sistemin ortadan kaldırılması gerektiğini kaydetti. 

İngiltere’den gelen 5 TL, Türkiye’den gelen 18 TL

Öztekiner, direkt hammadde ismi ile İngiltere’den gelen ilacın 5 TL iken Türkiye’den jenerik isim markası ile üretilen aynı bileşenli ilacın 18 TL olduğunu, bunun da ilaç fiyatlarını yukarıya çektiğini ifade etti. Firmaların aldıkları isim hakkı ücretlerinin önüne geçilerek, ilaç fiyatlarında düşüş sağlanabileceği gerçeğini hatırlatan Öztekiner, İngiltere’de her firmanın ortak kontrol düzlemi olan GMP’yi esas alarak jenerik isimleri tercih ettiğini ve ticari isim reklamlarına prim vermediğini söyleyerek, bunun Türkiye’de böyle olmamasını da eleştirdi.     

Doktorlara eş değer ilaçlar konusunda büyük görev düşüyor 

Halkın özellikle de doktorların eş değer ilaçlar konusunda oldukça hassas ve bilinçli olması gerektiğini de vurgulayan Öztekiner, bire bir aynı formüllü eşdeğer ilaçların da önünün açılması gerektiğini ifade etti. Öztekiner, “Kimi ilaç yüzde 93 etki ederken kimi eşdeğer ilaç da yüzde 90 etki eder. Aradaki bu fark tedavinin seyrine ya da hastanın durumuna bir etkide bulunmaz. Eğer eşdeğer ilaçlar konusunda bilinçlenirsek daha ucuza ve daha kolaylıkla ilaçları temin edebiliriz” ifadelerini kullandı. 

Bazı doktorların ısrarı, eczacı ile hastayı yüz yüze getiriyor 

Eş değer birebir formüllü ilaçların teşviki noktasında doktorlara büyük görevler düştüğünün de altını çizen Öztekiner, bazı doktorların kendi özel tercihleri nedeni ile hastanın cebini düşünmediğine ve hastaya verdiği ilacın eşdeğerinin de o ilaçtan bir farkının olmadığını hastaya anlatmadığına işaret etti. Öztekiner, “Doktorlar bu şekilde davrandıkları zaman biz de hastayı ikna edemiyoruz. Halbuki iki ilacın da etkisi aynı hiçbir farkı yok. 

Birebir aynı formüllü eşdeğer ilaçlar konusunda doktorların vatandaşı bilinçlendirmesi gerekmektedir. Burada kilit nokta doktorlardır” dedi. 

Tabipler Birliği’ne çağrı 

Tabipler Birliği’ne de büyük sorumluluk ve görev düştüğüne dikkat çeken Öztekiner, bu konudaki önerilerinin dikkate alınması talebinde bulundu. Ortak paydaların hem ilaç sıkıntısı hem ilaç fiyatları hem de vatandaşın cebini düşünme bağlamında ortak hareket etmesi gerektiğini vurgulayan Öztekiner, iş birliği içerisinde düzenlenecek bilgilendirici çalışmalar, seminerler ve kamu spotları ile bu sorunun kolaylıkla aşılabileceğine inanç belirtti.