Kıbrıs Türk Tabipler Birliği (KTTB) Başkanı Özlem Gürkut, sosyal medya üzerinden artan Koronavirüs vakalarına dikkat çekerek, açıklama yaptı.

Dr. Gürkut, “Vaka sayıları ve hastanede yatan hasta sayıları giderek artmakta. Ülke koyu kırmızı. Üstelik mevsim yaz ve açık havada olmamıza rağmen” ifadelerini kullandı.

Gürkut, herkesin iki konuda hemfikir olduğunu belirterek, ülkenin bir defa daha kapanmaya dayanamayacağını, ek önemler alınmaz ise havaların soğuması ve kapalı alanlara girilmesiyle birlikte vaka sayılarının daha da artacağına işare etti.

Ancak gidişatın da o yönde olduğunu vurgulayan Gürkut, “Vaka sayısı nasıl azalır?” sorusunu yanıtladı ve şunları söyledi:

“COVID-19 hastalığı, SARS CoV-2 virüsünün hasta veya pozitif kişinin Solunum yollarından sağlıklı kişinin Solunum yollarına bulaşması ile yayılıyor. Bu bulaşmanın gerçekleşmesi için virüsü taşıyan kişilerle sağlıklıların belirli bir süre belirli bir yakınlıkta yan yana bulunması, fiziksel temas etmesi veya virüsle bulaşmış yüzey ve alanlardan sağlıklı kişilerin virüsü Solunum yollarına alması gerekir.

O zaman yayılmayı durdurmak için hasta/pozitif kişiler ile sağlıklı kişilerin bulaşmaya yol açacak riskli temaslar gerçekleştirmelerini önlemek lazım. Bu da ya kişilerin bir araya gelmemesi ile ya da bir araya geldiklerinde maske takarak-belirli bir mesafeyi koruyarak- ayrıca kapalı ortamda iseler bulundukları ortamları yeterince havalandırarak virüsün bulaşmasına olanak vermeyerek olabilir.

Ülke olarak bunu nasıl sağlayabiliriz?

Kapanma, sokağa çıkma yasağı gibi uygulamalar insanların evlerinde kalması yani birbirleri ile temas etmemesi ile salgın yayılım hızını azaltıyor. Madem ki kapanmadan salgını kontrol etmek istiyoruz o zaman temasları azaltmanın başka yollarını bulmalıyız.

Bunlar da yukarıda yazdığım gibi riskli temaslardan uzak durmak ve maske/mesafe/havalandırma kurallarına uymakla olur.

Ayrıca pozitif/hasta kişiler hafif şikayetleri varken veya belirtisiz iken de sağlıklılara virüsü bulaştırabildiklerinden bu kişilerin en baştan saptanması ve izole edilmesi de yayılmayı azaltacaktır. Bu amaçla çok vaka çıkan bölgelerde ve çevrelerde hiçbir şikayeti olmasa bile insanlara COVID-19 tarama testleri yapılmalıdır.

En küçük şikayeti olan kişilerin SARS CoV-2 PCR veya antijen testlerini yaptırmaları da önemlidir.

Virüsü taşıyan kişilerin bu durumu ne kadar erken saptanırsa istemeden yakınlarına, etraflarındaki kişilere virüs bulaştırma riskleri o kadar azalacaktır.

Bir de COVID-19 aşıları var…

Aşılı isek virüs ile karşılaştığımız taktirde ya hiç hasta olmayacağız yada daha hafif belirtilerle hastalığı geçireceğiz.

O zaman ne yapmamız lazım?

- Maske, mesafe, kapalı alanların havalandırılması kurallarının uyulandığından emin olmamız lazım. Bu amaçla bizler duyarlı ve sorumlu, devlet ise denetleyici ve uygulatıcı olmalıdır.

- Hasta/pozitif kişilerin sağlıklılarla bir araya gelmemesi lazım. Bu amaçla tarama testleri yapılarak saptanan pozitifler izole edilmeli, hepimizden kalabalık, özellikle kapalı ortamlara girişlerde negatif test ibrazı talep edilmeli, denetimi sıkı yapılmalıdır.

- Aşılamaya devam edilmelidir. Şu anda topluma hangi aşının, hangi merkezde, kimlere yapılıyor olduğu yeterince duyurulamamıştır ve halka yönelik bilgilendirme eksikliği vardır. Sağlık Bakanlığı’nın tüm topluma ulaşacak yeterli bilgilendirme ve yönlendirme yapması önemlidir.

Bunları yaparsak vaka sayılarını kontrol edebiliriz.

Başarmak için;

-Kurallara uyumu artırmamız, denetimleri sıkılaştırmamız,

-Temas Takip Ekibini güçlendirmemiz,

-COVID-19 hastalarını ve pozitifleri takip eden sistemi ve ekibi güçlendirmemiz, bununla birlikte sağlık alt yapısını geliştirmemiz,

-Aşılamayı sürdürmek ve hızlandırmak için yeterli bilgi paylaşımı ve yönlendirme yapmamız,

-Tarama testlerini artırmamız ve sistemli olarak riskin arttığı bölgeler ile çevreleri taramamız gerekmektedir.

Başka çare yoktur. Ya temasları azaltıp/risksiz hale getireceğiz ya da salgın alıp başını gidecek.

Tabii ki bunları yapmamız gerekirken test sayılarının azalmasına ve pozitiflerin saptanamama riskine sebep olacak kararlar alınmasına, ayrıcalıklı kişisel uygulamalara ve ülkeye girişlerdeki kural tanımazlıklara geçit verenlere diyecek söz bulamıyorum bile.”